14. NEVİN, MURAT, RÜYA VE DİĞERLERİ

1.3K 193 44
                                    

Nevin, Rüya konusunda karışık duygu ve düşünceler içindeydi her zaman. Bazen ondan hoşlanıyor, güven duyuyor ve seviyor. Bazense sebebini bilmediği bir şekilde varlığından huzursuz oluyor, hatta ciddi ciddi kıskanıyordu.

Oysa ki Rüya, abisinin karısına karşı her zaman sevgi dolu, dürüst ve cömertti. Nevin'se ne kadar uğraşırsa uğraşsın, bir duygudan zıddına savrulmasını engelleyemiyordu.

***

Murat başını kaldırdığında, epeydir kararsızlık içinde kapıda durup duran Meriç'i gördü karşıda.

"Gelsene," diye davet etti.

O da hemen iri adımlarıyla geniş odayı geçti ve masanın önündeki koltuğa yerleşti. İki doktor konuşmadılar epeyce. Birisi masa başında önündeki raporlarla ilgileniyor görünürken, diğeri de bakışlarını pencereden dışarıda belirsiz bir noktaya dikmiş düşünüyordu.

Nihayet cesaretini toplayan Meriç konuya girmeye karar verdi, hafifçe öksürerek dikkat çekti ve: "Galiba çok fena çuvalladım," dedi.

Arkadaşı ne tepki vereceğini tartarak: "Ne gibi?" diye sordu gözle görülür bir mesafeyle.

"Biliyorsun işte, Rüya ve ben..."

Murat arkasına yaslandı, kıstığı gözleriyle Meriç'i süzdü, zihninden geçenleri okumaya, niyetini anlamaya çalışıyordu: "Sana ne desem bilmiyorum ki..."

"Ben de bilmiyorum," diye itiraf etti beriki.

***

Nevin, Rüya ve Murat'la Amerika'da öğrenciyken tanışmıştı. Üçlü hemen kaynaşmış, kısa sürede Murat ve Nevin arasında arkadaşlık ötesi duygular gelişmişti. Daha hiçbir şeyin bilinmediği, birinin diğerine aşkını henüz itiraf etmediği o günlerden birinde barda oturmuş içerlerken, Murat'ın değil ama Rüya'nın söyledikleri bu gün bile kulaklarında çınlıyordu genç kadının:

"Ne hoş bir çift oldunuz siz, fazla sürmez evlenirsiniz. Sonra da çocuklar gelir, ikisi de kız..."

Belki daha devam edecekti ama, Murat'ın bir bakışı ile susuverdi kardeşi. İşte bu bakışmalardı en baştan beri onu huzursuz eden. İki kardeş çoğunlukla konuşmadan bakışlarıyla anlaşırlardı, aralarında kimsenin müdahale edemediği sıkı bir bağ vardı, öyle ki büyük bir sırları olduğuna dair yemin bile edebilirdi Nevin.

***

Meriç o kadar kıvranıyor ve o kadar perişan görünüyordu ki, en sonunda Murat dayanamadı, biraz yumuşamaya karar verdi en yakın arkadaşına karşı: "Anlat."

Bunu bekliyormuşçasına birden dili çözülüverdi genç adamın ve aylardır içinde biriktirdiği ne varsa dökmeye başladı:

"Rüya'dan deli gibi hoşlanıyorum. Belki de aşığım. Bu zaten başlı başına bir sorun. Hissettiklerimden emin olabilmek için onunla vakit geçirmeliyim, yakınlaşmalıyım. Diğer taraftan o senin kız kardeşin, yani biz seninle taa orta okuldan beri arkadaşız, kankayız, dostuz, ortağız.... Aklım ve mantığım buna karşı çıkıyor ve çok uygunsuz buluyor..."

Murat bir an gevşedi, hem yılların verdiği tanışıklıkla, hem de profesyonel bir yaklaşımla araya girmeden edemedi: "Ama asıl sorun bu değil belli ki..."

***

Bardaki o günden sonra, her şey hızlanıverdi. İki genç bir müddet daha duygularına karşı durmaya çalışsalar da neticede tabiat galip geldi ve yaz sonunda nikâh masasına oturdular. İş bulup hayat kurarken, iki de kızları oldu.

Her şey Rüya'nın söylediği şekilde gerçekleşmişti. Başta bunlara fazla kafa yormamıştı Nevin, hoş bir tesadüf, altıncı his, genç bir kızın iyi dilekleri diye düşünmüştü. Ancak zamanla söylenen her sözün bir yere varması, bir tür kehanet gibi gerçekleşmesi huzursuz etmeye başlamıştı onu.

MERİÇ'İN RÜYA'SIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin