17. AŞKIM AMERİKA'DA

1.5K 200 40
                                    

"Şimdi aldığımız son dakika haberini veriyoruz, sayın izleyiciler," diyordu o ciddi ve görünmez ses, "Bu sabah saat: 09.00'da İstanbul'dan Antalya'ya gitmek üzere havalanan uçak, henüz bilinmeyen bir nedenle inişe geçmek üzereyken düştü. Uçakta 128 yolcu ve 7 mürettebat bulunuyordu. Kazada kurtulan olmadığı sanılıyor."

Salondaki üç kişi felç geçirmiş halde televizyona baka kalmıştı.

Uçak düşmüştü! Nevin'le Meriç'i Antalya'ya götürecek ve akıl almaz sebeplerle kaçırdıkları uçak inmek üzereyken düşmüştü!

Rüya, Nevin'in hayatını kurtarmıştı!

Rüya, Meriç'in hayatını kurtarmıştı!

Meriç; bu iki cümleden başkasını düşünemiyordu. Aslında Nevin ile Murat da başka şey düşünemiyordu. Ne kadar zaman geçti bilinmez, Nevin aniden silkindi ve:

"Çocuklar," dedi, "çocukları unuttuk!"

Kim bilir kaç saattir odalarında kilitliydiler. Artık korkmaya ve ağlamaya başlamışlardı. Karı-koca aynı anda çocuklarının odasına doğru yönelmişlerdi ki; Murat'ın cep telefonu çalmaya başladı...

***

"Merhaba!"

Meriç okuduğu dosyadan başını kaldırınca kapıda duran Nevin'i gördü.

"Hoş geldin," diyerek içtenlikle karşıladı genç kadını. "Otur sen. Murat'a haber vereyim..."

"Zahmet etme, bulurum ben. Ama önce sana uğramak istedim. Nasılsın? Ne âlemdesin?"

Genç doktor derin bir hoşnutluk ve minnet duydu bu davranış karşısında. Olayın üstünden neredeyse üç hafta geçmişti. İlk anın şoku ve ardından yaşananlar onu tamamen kopartmıştı Murat, Nevin ve Rüya'dan.

Benliğinin bir tarafının görünmez sıkı bağlarla bağlandığını hissederken bu üç kişiye,  rayından çıkmış hayatları yeniden yoluna sokmak için gösterilen gayretlerin arkasına sığınarak onulmaz bir uzaklığa esir düşmesine izin vermişti fiziki bedeninin. Başka türlüsü elinden gelmemişti çünkü.

***

Nevin uçarcasına çocukların odasına koşarken, Murat da telefonu açtı. Arayan Kadriye Hanımdı:

"Oğlum yetiş!" diye feryat ediyordu yaşlı kadın hıçkırıklarla. "Rüya fenalaştı!"

Sonraki her şey hızla ileri sarılan bir film gibi saklı artık Meriç'in zihninde. Ne zaman bu anlara geri dönse, üçüncü kişi yabancılığında şahitlik ediyor en baştan itibaren, hafızasına kazınmış o sahnelere....

Nevin evde kalırken, Murat'la ikisi dışarı fırlamış, halen nasıl yaptıklarını bilemediği bir süratte soluğu diğer evde almışlardı. 

Yatağının üstünde kollarını sardığı bacaklarına alnını dayamış sarsıla sarsıla ağlarken buldular Rüya'yı. Belki de ömründe yüzlerce kez karşılaştığı bu manzara karşısında ilk defa tutuldu kaldı, eşikten adımını atamadı abisi. Kardeşinin ruhuna nüfuz etmiş, onunla aynı hezeyanı ve yıkımı yaşamaktaydı. İşin aslı onca yılın sonunda kendi tükenişine kapılmıştı o da orada aynı anda.

Murat'ın durumunu fark eden Meriç, biraz daha oyalanırlarsa, atlatılması güç, herkese büyük zararlar verecek bir krizin yaklaştığını fark etmişti tecrübeli gözleriyle. Mesleki refleksi galip geldi, hızla içeri daldı, yatağın üstüne, bambaşka bir alemde yitip gitmiş genç kadının karşısına oturdu, iki eliyle dirseklerini kavradı. 

Bir şey söylemesine gerek kalmaksızın, yumuşak temasıyla düştüğü çukurdan çekilircesine başını kaldırdı Rüya ve bakışları bakışlarını buldu. İşte o an  o bir çift mavi gözde sonsuz bir hüzün, katlanılması zor bir acı gördü Meriç.   

MERİÇ'İN RÜYA'SIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin