GK -15

67.7K 2.3K 201
                                    

Uzansam tutabilirdim sanki.Bağırsam duyurabilirdim sesimi.Çağırsam.Gel desem bu aptal oyundan vazgeçip yeni bir sayfa açabilecekmiş gibiydi.Ama hayır.Onun dünyasında,onun düşüncelerinde vazgeçmek yoktu.O ne olursa olsun , karşısına kim çıkarsa çıksın intikamını alacak , katil olacaktı.Ben ise bu tehlike oyunun birkaç tanığından sadece biri olacak , bu yükü ömrüm boyunca sırtımda taşıyacaktım.Ölen insanlar katil bile olsa vicdan azabı çekecektim.Toprağın kendi hayatını karartmasına , katil olmasına göz yumduğum için.Uykularım kaçacaktı ya da uykumu kabuslar süsleyecekti her gece.Zor olacaktı ama bir ihtimal daha vardı ki hepsinden çok daha zordu.Toprak yenilirse onunla birlikte bende yenilirdim.Onun sonu benimde hayallerimin , umutlarımın , aşkımın kısaca benim sonum olurdu.Bu ihtimalin aklıma gelmesi bile kalbimin acıyla kıvranmasına sebep olurken onu nasıl bu tehlikeli yolda yalnız başına bırakır , sırf hayatım tehlikeye girmesin diye nasıl ona arkamı dönüp giderdim ? Belki bu kararım ikimizide kaosa sürükleyecek , hayatlarımızı karartacaktı ama ben en azından hiçbir şeyden pişmanlık duymayacaktım.Keşke demeyecektim.Böyle bir durumda üzüldüğüm tek şey Toprak olurdu.Pişmanlık duyduğum tek şey onun hayatı olurdu.Ben zaten kendi menfaatleri için yaşayan insanlardan olamamıştım hiçbir zaman.Sevdiğim insanlar için kendimden vazgeçmek benim için yeni bir şey sayılmazdı.Bu kötü çocuk için de kendi hayatımı pekala ortaya koyabilirdim.Hemde hiç düşünmeden.Zerre endişe duymadan.Onun korku içeren uyarılarına kulak asmamamın sebebide buydu.Kaybettiklerimin aksine kaybedecek hiçbir şeyim yoktu benim.Tıpkı onun gibi.

Kulağımı aşağıya verip pür dikkat söylediklerini dinlemeye başladım.Toprağın beni göklere çıkartan sözlerinden sonra aşağıya bir sessizlik hakim olmuştu.Toprak üst kata çıkıp üstüne siyah pantolon ve t-shirtünü giydikten sonra tekrar aşağı inmişti. İçimdeki mutluluk tohumları filizlenirken bende aşağı inmek için odadan çıktım.Tam sessizlikten cesaret alıp hızla aşağı inecektim ki Bestenin rahatsız edici sesi kulaklarıma doldu.Buna rağmen merdiven boşluğuna kadar indim.Dikkatlerini çekmemiş olacağım ki ben yokmuşum gibi konuşmaya devam ettiler.Toprak ve Beste karşı karşıya duruyorlardı.Beste giydiği topuklularla Toprağın boyuna anca yetişirken gözlerinde nefret ve sinir vardı.Ve hayal kırıklığı.Bir tutamda olsa yıkım vardı koyu yeşil gözlerinde.

"Sana ne oluyor Toprak ? Sen zeki bir adamdın. Dedi Beste sesini az da olsa yükselterek. Eminim şuan sesini kontrol altında tutmaya çalışıyordu.Toprağın tepkisinden korkmasa avazı çıktığı kadar bağırırdı.

"Evet.Senden uzak duracak kadar zekiyim.

Toprağın bunu söylerken ki yüz ifadesi ve ses tonu tanıdıktı.Yüzünde duygudan yoksun , soğuk bir ifade duruyordu.O kadar soğuk bir ifade ki gördüğünüzde ruhunuzu üşütecek türden.Buz gibi.Ben alışıktım bu ifadeye.Toprağın üzerine yapışmış bir ifadeydi bu ve sık sık gün yüzüne çıkıyordu.Beste bir hışımla kenardaki çantasını aldı.Kapıya yönelirken beni farketti.Gözleri dolmuştu.

"Seni mahvedeceğim. Dedi gözlerini kısarak.

Tüm dikkatler bir anda bana dönerken afalladım.Ama duruşumdan ve bakışımdan taviz vermedim.Gözlerindeki saf nefret artık beni korkutmuyordu.Benimde ona karşı pek iyi duygular beslediğim söylenemezdi.Onun tek derdinin sırf bana yenilmek istememesi olduğunu biliyordum.Toprağı bir saplantı haline getirmişti.Karşımdaki nefret ve kıskançlık yüklü bakışlarına aynı şekilde karşılık verdim.

"Senden korkmuyorum. Deyip Toprağın yanına gittim.Toprak bana dönüp gözlerini gözlerime kitlediğinde Beste evden hızla çıktı.Tanya ve diğer arkadaşlarıda evi teker teker terkederken Mete salondaki siyah tekli koltuğa çöktü.

"Evin güzelmiş kardeşim.

"Bu salakları niye getirdin buraya ? Dedi Toprak sinirle.

Mete bana dönüp gülümsedi.

GÜNEŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin