GK-19

47.9K 1.8K 342
                                    

Dışarıda yağan ve etrafı yavaş yavaş etkisi altına almaya başlayan kar bahçeyi beyaz bir örtüyle bir gelinlik misali süslerken içimin soğukluğu karın etkisiyle dahada gün yüzüne çıkıyordu.Düşen her kar tanesiyle bir hayalim daha yerle bir oluyor , umutlarım tipiyle birlikte benden kilometrelerce uzağa savruluyordu. Uzun zamandır eski Güneş gibi hissetmiyordum kendimi.Ufak şeylerden mutlu olan o küçük kız çocuğunu kaybetmiştim.Üzülmeyi reddeden, yaşanan her kötü şeyin ardından gelecek iyi şeylere inanan o kızı , babasız büyüsede her gün babasını umutla bekleyen , gelmeyeceğini bilsede vazgeçmeyen , beklemekten asla yorulmayan o kız çocuğu içimde bir yerlere gizlenmiş , belkide beni terketmişti.Toprağın bakışları , Toprağın tepkileri , Toprağın öfkesi , Toprağın sınırları , Toprağın intikamı , Toprağın nefreti ve Toprağın duygusuzluğu derken hep uzayıp giden bu listeye göre davranmaya çalışmış, kendimi , benimde bir kişiliğim olduğunu tamamen unutmuştum.Ona olan büyük aşkım gözüme perde indirmiş , beni gurursuz bir insan haline getirmişti.Toprağın tepkilerine göre düzenlemeye çalıştığım davranışlarım da ne bir amaca ulaşmış ne de beni bir adım öteye götürmüştü.Sadece üzülmüş , ağlamış ve çok kırılmıştım.Sıkılmıştım da.Tek başıma savaşmaktan , olmayacakmış gibi görünen birşey için çabalamaktan yorulmuştum.Yenik düşmüştüm.İçimdeki heyecanı , tutkuyu gözyaşlarımda boğup öldürmüştüm.Aynaya baktığımda gözlerimde gördüğüm sönük ifade , ağlamaktan şişen mor göz altları ve hastalıktan yorgun düşen bedenimin yüzüme kattığı soluk ifade dışında neye ulaşmıştım ki zaten ? Neyi başarmıştım ? Gözyaşlarım artık akmaz olmuşken , sürekli kalbim sıkışırken , hep mutsuzken ne için çabalıyordum ben hala ? Aşk mutluluk getirmezdi belki her zaman ama bu kadar mutsuzlukta fazla değil miydi ? Karşılıksız aşklarda vardı elbet dünyada.Peki ya karşılık beklediğiniz kişide size birşeyler hissediyorken sırf kendi bencilliği için sizi reddediyor, gitmenizi ve hayatından tamamen çıkmanızı istiyorken bu erkek için en fazla ne kadar çabalayabilirsiniz ? Onu sevmeye devam edebilirsiniz belki.Ama bu sizi daha çok yaralamaktan , daha çok yormaktan daha çok kırmaktan başka ne işe yarar ki ? Hangi sevgi , hangi aşk bu yaşanılanların , bu söylenenlerin hepsini unutturur ? Akan gözyaşlarımı kim geri getirebilir , yaralanan ruhumu , kırılan kalbimi artık kim onarabilirdi ? Soğuk duvarların arkasında , bir ateşin tam ortasında kalmışken beni oradan kim kurtarabilir , yaralarımı sanki hiç var olmamış gibi kim yok edebilirdi ? Belkide hiç kimse.Belkide asla onarılamaz , bir daha asla eskisi gibi olamazdım.Belki unutamazdım yaralarımın yerini ama Toprak istese , en azından denese belki yaralarımın acısı az da olsa hafiflerdi.Oysa Toprak yaralarımı sarıp beni birazda olsa iyileştirmek yerine beni her gün daha fazla yaralayıp , can çekişen kalbimi her gün yavaş yavaş öldürmeyi tercih etmişti.Gittiğimde Toprağın içime yağdırdığı kar tanelerinin soğukluğunu yok sayıp ufak bir mum ışığı eşliğinde soğuyan içimi kendim ısıtacaktım artık.Gerekirse yaralarımı kendim saracaktım.Kırıklarımı kendim onaracaktım.Belki başaramayacaktım ama en azından deneyecektim.Toprağın karanlığını aydınlatmak için kullanmak istediğim cılız mum ışığının sıcaklığını bir gün buz tutmuş kalbimi ısıtmak için kullanacağımı bilsem daha herşeyin başındayken Toprağa onu sevdiğimi söyler miydim acaba ? Evet.Söylerdim.Çünkü aşk öyle bir şeydir ki ne dilinizin nede beyninizin hükmünü elinize bırakmaz.Asla dediğinizi yapmaz.Doğrular önemli değildir.Aşık olan için hiçbir şey önemli değildir.Eğer önemli olsa Ferhat dağları delmez , Mecnun kendini çöllere sürmez , nice aşk efsane olup günümüze kadar gelmezdi.Eğer önemli olmasa pervane böceği kanatlarının yanacağını bile bile ateşe uçmaz , aşk , o zaman aşk olmazdı ve nice insan uğruna bunca bedel ödemek zorunda kalmazdı.Bedel öderdim.Önemli değildi.Herşeyden vazgeçerdim onun için.Peki ya Toprak Özbey ? O benim ne için nelerden vazgeçerdi ?

Toprak bana yönelttiği öfke dolu bakışlarını Melihe çevirdiğinde Melihte oldukça öfkeli görünüyordu.Ben ise oldukça korkmuş ve şaşırmış hissediyordum.

GÜNEŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin