Zamanın durduğu,dünyanın dönmeyi bıraktığı , etrafımdaki insanların kaybolduğu , tüm nefeslerin tutulduğu , yıldızların ışığının sönüp tüm evrenin bir anda karanlığa gömüldüğü o an duyduğum tek şey kalbimin ritmik atış sesleriydi.Karşımda duran siyahlar içindeki adam bir anda evrendeki her detayı , her ayrıntıyı önemsiz kılarken benim için mümkün olmayan bir mucizeyi de gerçek dünyaya taşımıştı.Çünkü o Topraktı.Ne yapacağı,ne söyleyeceği hep belirsiz olsada her yaptığının kendince mantıklı bir sebebi olurdu.Buraya niye gelmişti ? Bunun pekala bir çok sebebi olabilirdi.Ama Toprağın sebep ve nedenleri şuan umrumda bile değildi.Çünkü kendi sebep ve nedenlerim arasında boğuluyor , kendimi ve düşüncelerimi azda olsa dizginlemeye çalışıyordum.Bir haftadır görmediğim ve deli gibi özlediğim adam işte tam da karşımda duruyordu.Peki ya neden koşup ona sarılamıyordum ? İçimde çocuk gibi sevinirken aynı zamanda onu gördüğünde hatırladıklarıyla tekrar kanayan kalbim neden buna izin vermiyordu ? Gözlerime değen gözleri bile vücudumu anında etkisi altına alırken dilediğim tek şey ona kucak dolusu sarılmak ve kokusunu tekrar içime çekmekken neden boğazımdaki düğüm ve çözülmüş diz kapaklarımla gözlerimi bile kırpmadan olduğum yerde duruyordum ? Gurur muydu bunun sebebi ? Yoksa yaşanmışlıkların yarattığı korku muydu bu ? Bilmiyordum.Ben gözleri gözlerime değdiğinde hissettiğim soğuk rüzgarla savrulmamak , bakışlarındaki anlamla birlikte yok olmamak için büyük bir çaba harcarken Toprak sertliğinden bir nebze bile olsa taviz vermiyordu.İstikrar mıydı bu ? Yoksa gerçekten kişilik mi ? Bilmiyordum.Bildiğim tek şey aramızda esen rüzgarların artık beni oradan oraya savurmasını istemediğimdi.Yorgunluktu hissettiğim.Saf yorgunluk.
Ben bedenimi etkisi altına alan şaşkınlıkla olduğum yere adeta çivilenirken Toprağın önüne dikilen Efenin kuvvetli sesiyle kendime geldim.Yaşadığım büyük şaşkınlık hareketlerimi anlık olarak kısıtlamaya başlamıştı.
"Kimsin sen ? Bu saatte ne işin var burada. Dedi Efe silahı Toprağın tam göğsüne dayayıp.Toprak ise bakışlarını bir an Efeye çevirip alayla gülümsedi.Ardından silahı itme gereği bile duymadan tekrar bana çevirdi bakışlarını.
"Efe. Dedim kendime gelip. Ben sonunda konuşabilmiş olmanın verdiği rehavetle yavaş yavaş hareket etmeye başlarken Efe hızla bana döndü.
"İndir silahını.Ben onu tanıyorum. Dedim silahın Toprağa dönük olmasından rahatsız olup.
Efe tereddüt yüklü ela gözlerini tekrar bana çevirdiğinde hemen yanlarına gittim."Efe indir dedim.
Efe kararlı ses tonum üzerine Toprağın gözünün içine baka baka silahı temkinli bir şekilde indirdiğinde bende Toprağa kaçak bakışlar atmaya başlamıştım.Gözlerinin içine bakmayı çok özlemiş olsamda içimde gözlerine bakmayı reddeden duygular oluşuyor , bu duygular bakışlarımı kaçırmama sebep oluyordu.Ancak Toprak , toprak rengi gözleriyle tam da gözlerimin içine bakıyor , bundan hiçbir şekilde çekinmiyordu.Toprağın bakışlarının baskısı altındayken Efeye döndüm.
"Efe bizi yalnız bırakır mısın ?
Anlık sessizliği bozmam üzerine Efe bana dönüp kuşkulu bir şekilde önce beni sonra Toprağı süzdüğünde Toprağın tehlikeli ifadesinin Efenin bedenindeki ürperti tohumlarını uyandırdığının fazlasıyla farkındaydım.
"Emin misin ? Dedi Efe şüpheyle.
"Eminim. Dediğimde Efe memnuniyetsizce yanımızdan ayrılıp kapıda merakla bize bakan korkmuş annesinin yanına döndü.Efe annesini kolunun altına alıp eve girerken bende güçlü bir nefes alıp üzerimdeki delici bakışların sahibine çevirdim gözlerimi.Toprağa döndüğümde Toprak gayet rahat bir şekilde elini cebine sokmuş , sanki benim konuşmamı bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞİN KARANLIĞI
Teen FictionOkuduğunuz bütün hikayeleri unutun !! Bu Güneşin Karanlığı.Gece kadar karanlık Toprakla , gün ışığı kadar aydınlık Güneşin hikayesi. Sert ,güçlü,ulaşılmaz, zengin ve yakışıklı.İstediği herşeye fazlasıyla sahip.Fazlasıyla zor ve anlaşılmaz.Bazen kork...