Hissettiklerim tarifi imkansız bir hoşluk yaratmıştı kalbimde.Karşımdaki adam bana ilk defa korkutucu yüzünü değil , gerçekten aşık olunacak bir yönünü göstermişti.Mutluydum.Toprağın yanında mutlu olmak çok sık yaşanan bir şey olmasada hissettiklerim ruhumu bir azda olsa huzurla doldurmaya yetmişti.Mezarlıktan duygu dolu bir şekilde ayrılıp arabaya doğru ilerlediğimizde karşımda ki genç adama uzunca baktığımda sessizce iç çektim.
Onun sevme ve sahiplenme içgüdüleri benden o kadar farklı ve tuhaf işliyordu ki bunu her seferinde şaşkınlıkla seyrediyordum.Bu halimiydi beni ona çeken ? Yoksa bir gün sonumuzu hazırlayacak olan yine Toprağın bu tuhaf ve alışılmadık hallerimiydi ? Gerçekten bilemiyordum.Sadece en derinden hissediyordum.Onu bırakmam ve ondan ayrılmam bir gün yapmak zorunda olduğum bir olgu haline dönüşse bile bu benim için oldukça zor olacaktı.Ona her hareketiyle , her bakışıyla , her sözüyle daha da bağlanırken , onsuz yaşama fikri her gün daha da korkunçlaşırken olayların gidişatının nasıl olacağını bilememek , bulanık bir yolda hızlı hızlı ilerlemeye benziyor ve bu gerçekten ürkmeme sebep oluyordu.Aslında kendi hikayemi başka bir kadından dinlesem belkide Toprak hiç ilgimi çekmez hatta beni oldukça korkuturdu.Ama ona kokusunu içine çekecek kadar yaklaşmak bile beni Toprağa bağımlı hale getirmişti.Bu kadar sertken, asla nazik değilken , kimseye değer vermezken ve bir ilişki yaşamak umrunda bile değilken bu kadar kadının peşinde dolaşmasını aslında bu koku gayet iyi açıklıyordu.Onun farklı ve baş döndürücü kokusu olan karakteri Toprağın en büyük silahıydı.Tuğhanın uğraşma sebebi bile bu değil miydi sanki ? Bu kadar mükemmel , istediği herşeye fazlasıyla sahip , saygın yenilmez , korkusuz ve gözü pek olmasını delicesine kıskanmış , ondan çok daha iyi olmak istemişti.Bunu başaramayacağını anladığında ise çıldırmış ve etrafındaki herşeyi yakıp yıkmıştı.Bu yıkımla birlikte Toprağın içindede bir yıkım başlamıştı adeta.Bir tusunami , bir çığ etkisi yaratan bu olaydan sonra hiç kimse , hiçbir şey eskisi gibi olamamış , Tuğhan büyük bir hata yaptığının hala farkına varamamıştı.
Toprak arabaya geçerken eski sert ve mimiklerden yoksun yüz ifadesi yüzündeki yerine tekrar yerleştiğinde onun gerçekten tehlikeli ve herşeyi yapabilecek bir adam olduğunu Toprağın çatık kaşlarından ve mimiksiz dudaklarından açıkça görebiliyordum.Bazen bu ifadesi kızmama ama daha çok korkmama sebep oluyordu.
"Yine çattın kaşlarını." Dedim bakışlarımı ona çevirirken.Toprak ise yüzünü bana çevirip sadece baktı.Aynı şekilde.Gözlerini ve mimiklerini asla bozmadan.Kafamı çevirdim donuk bakışlardan.Kahverengi gözleri buz mavisi gibi bakmayı nasıl beceriyordu bilmiyordum ama bu konuda çok uzman olduğu kesindi.Bu soğuk bakışlar üşümesine sebep olurken Toprak soğuk bakışlarını üzerimden çekip arabayı çalıştırdığında oldukça ıssız olan mezarlık yolunda hızlı bir şekilde ilerlerken asla değişmeyeceğini bağıran gözlerini yola çevirmişti.Sonra tekrar bana çevirdiğinde umursamadım.
"Rahatsız görünüyorsun." dedi Toprak arabada bir süredir süren ölüm sessizliğini bozup.Düşüncelerimden ayrılıp başımı hızlıca onun olduğu tarafa çevirdiğimde boş boş baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞİN KARANLIĞI
Novela JuvenilOkuduğunuz bütün hikayeleri unutun !! Bu Güneşin Karanlığı.Gece kadar karanlık Toprakla , gün ışığı kadar aydınlık Güneşin hikayesi. Sert ,güçlü,ulaşılmaz, zengin ve yakışıklı.İstediği herşeye fazlasıyla sahip.Fazlasıyla zor ve anlaşılmaz.Bazen kork...