Sadece 21 heceden oluşan 8 kelimeli bir cümle dökülmüştü yumuşak dudaklarından.Benim için kalp krizi etkisindeki bu cümle katı ,tok ve sert ses tonuyla harmanlanıp kalbime bir ok misali saplanırken daha fazlasını istedim.Onunla ilgili herşeyin daha fazlasını.Sanki hakkımmış gibi onun her detayını ezberlemek , her tepkisini görmek , gizli her noktasını gün yüzüne çıkartmak istedim.Bana bütün güzel duyguları o yaşatsın , aşkın bütün yüzlerini , öfkeyi , nefreti ,sevgiyi o göstersin istedim.Toprağın ruhunu görmek onun içinde onu yaşamak istedim.O en ufak hareketiyle kalbimi avucunun arasına alırken bende onda aynı etkiye sahip olmak istedim.
"Başımı döndürüyorsun.Aklımı allak bullak ediyorsun.
Dedim.Kafam karışmıştı.Kendimi hıçkırıklarla ağlarken bir anda gülmeye başlayan akıl hastaları gibi hissediyordum.Çok değil bir kaç saat önce bana aptal olup olmadığımı soran Toprak sonrasında beni öpüp hiçbir kadını beni istediği kadar istemediğini söylüyor , kendimi hiç hayal edemeyeceğim büyülü bir anın içinde bulmama sebebiyet veriyordu.Aslında şaşırmam da oldukça yersizdi.Çünkü ben Toprağın tepkilerinin ölçülemez bir dengesizlikte olduğunu en iyi bilenlerdendim.Derin bakışlarımın odağında olan Toprak nefesi yüzüme çarparken konuştu."Aslında sana karşı yeterince net olduğumu düşünüyorum.
"Gerçekten mi ? Dedim şaşırarak. "Peki ben neden öpüşmemize rağmen hala benden hoşlandığından emin olamıyorum.
"Herşeyi yüzeysel düşünmenden dolayı.
"Hayır.Kafamı karıştıran sensin.Bence sen ne istediğini bilmiyorsun.Hayatında sürekli bir kadına yer olmadığını söyleyen sen değil misin ?
"Evet hayatımda sürekli bir kadına yer yok.
"O zaman beni neden öptün ?
"Sana hayatımda sürekli bir kadına yer olmadığını söyledim.Seni istemediğimi değil.
Kurduğu cümleler kafamda uçuşurken bir an durup sadece gözlerine baktım.Ben onu anlamakta zorluk çekerken o bu cümleleri oldukça kendinden emin bir şekilde sarfediyordu.Ne söylediğini çok iyi biliyor gibiydi.
"İşte hep bunu yapıyorsun.Kafamı karıştırıyorsun.
Toprak benden uzaklaştığında arkasını dönüp kapıdan çıktı ve kapının kulpundan tutup bana döndü.
"Artık uyu.Yarın iş var. Diyip kapıyı bir baba edasında kapattığında gözlerimi devirdim ve arkasından kapıya ufak bir yastık fırlattım.Ruhsuz adam ne olacak.Konuşmanın benim için en önemli yerinde çıkıp gitmesi ve beni zerre umursamaması sinirimi bozuyordu.Bunu alışkanlık haline getirmişti.Tüm konuşmaları sabote ediyordu.Konuşma o isteyince bitiyor o isteyince başlıyordu.Zaten ben halime şükretmeliydim.En azından benimle konuşuyordu.Yatağıma uzanıp kafamı yastığıma koyduğumda birkaç haftadır ilk defa içimde huzur kırıntıları hissettim.Endişelerim vardı.Evet.Bir sürü sorumda vardı.Ama ben normal genç kızlar gibi ilk öpüşmemi ve gözlerini düşleyip uyumak istiyordum.Şanslıysam belki onu rüyamda bile görürdüm.Belki rüyamda korkutucu bakmaz bana kocaman gülümserdi.Gülümseyen bir Toprak.Hayali bile o kadar güzeldi ki ! Gözlerimi mutlu bir şekilde kapatıp bu gülüşü hayal etmeye çalışırken telefonumun yüksek melodisi odayı bir anda sese boğdu.Gözlerimi açıp telefonu sinirle elime aldım.Ama arayan kişiyle yüzüm güldü.Arayan can arkadaşım Elifti.En azından meşgule vermek zorunda değildim.Mutluluğumu onunla da paylaşabilirdim.
"Alo Elif.
"Kuzum naber
"Çok iyiyim . Sen canım ?
"Orta şekerli iste.Sen beni bırakta patronunu anlat.Çok iyi olmanın sebebi o mu yoksa ?
"Tüm mutluluklarımın da tüm üzüntüleriminde tek sorumlusu O artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞİN KARANLIĞI
Novela JuvenilOkuduğunuz bütün hikayeleri unutun !! Bu Güneşin Karanlığı.Gece kadar karanlık Toprakla , gün ışığı kadar aydınlık Güneşin hikayesi. Sert ,güçlü,ulaşılmaz, zengin ve yakışıklı.İstediği herşeye fazlasıyla sahip.Fazlasıyla zor ve anlaşılmaz.Bazen kork...