Etrafı çitlerle çevrili olan koca bahçeyi kahkahaya boğan küçük kızın mutluluğu gözlerinden okunuyordu adeta.Bu kokuya bayılıyordu;tap taze dalından yeni koparılmış bahar çiçekleri...
En çok da yasemini severdi.Hatta evlerinin bahçesinde en gözde çiçek oydu da denebilir.Bu kez rengiyle ateşi çağıran kimi zamanda masumiyete kapısını açan güllerdi bakıma muhtaç olan.Her hafta sonu babası ile birlikte erkenden kalkıp bir yudum suya muhtaç kalan bu değerli bitkileri sulayıp kesme ve budama işine el atarlardı.
Hayatta birçok şeyin var olma amacı olduğu gibiydi,köklerini toprağın derinlerine kazıyan bitkilerin de gayesi.Kimi zaman ışığını hiç bıkmadan dört bir yana kusan güneşe,kimi zaman yoğun bir fırtına öncesi tane tane çileşen yağmur damlacıklarına ve olmazsa olmazı temiz bir doğa ortamına muhtaçtı bu canlılar.
Daha küçücük yaşta doğaya duyduğu bu eşsiz aşk onu sadece duyarlı ve merhamet canlısı biri yapmakla kalmıyor aynı zamanda özelleştiriyordu da.O farklıydı,hem de her açıdan...
-"Cadım,babaya bir bardak soğuk soğuk su getirir misin?Ona iyi bakmamız gerek öyle değil mi?"
Annesinin bu ricasını yerine getirmek için usul usul,kumrala kaçan bal özünde bir renge sahip,yumuşacık saçlarını sallaya sallaya mutfak kapısına yönelmişti küçük kız.
-"Serkan,az önce sana bir telefon geldi,bil bakalım arayan kimdi?Pardon telefonunu açmamam gerekirdi haklısın fakat iyiki de açmışım.Yoksa koca bir bataklıkta borca gömüldüğümüzü bir başkasından duyma şansını kaçırmış olucaktım."
-"Yasemin,dinle de durumu açıklayayım."
-"Ne durumu,ne açıklaması!Herşey ortada.Neden bunu bana daha önce söylemedin?Neden!"
-"Bak bende işin bu boyuta varacağını bilmiyordum.İnan bana çok çalışıyorum.Her gece mesaiye kalıyorum.Ek gelir olarak bu çiçekleri de satmayı düşünüyorum bize büyük bir fayda sağlayabilirler.Bu yüzden onlara çok iyi bakıyorum."
-"Daha önceden bilseydim yani bu kadar borcun içinde olduğumuzu sana destek çıkardım.Bu yaptığın bencillik.Biz bir aileyiz!Bunu bilmek hakkımdı."
Tüm masumiyetiyle olup bitene canlı canlı şahit olan küçük kız bu gerilimden korkmuş olucak ki ağlamaya başlamıştı.Fakat onu ilgilendiren tek kısım müptelası olduğu,her sabah odasının penceresinden bakıştığı bu çiçeklerin,kısa bir zaman sonra kökünden koparılmış bir vaziyette saksılarda işkence çekecek olmasıydı.
-"Anne,yapmayacaksınız değil mi?Onları öldürmeyeceksiniz!Buna izin vermem."
Yasemin hanım ne diyeceğini bilemez bir hâlde çareyi minik yavrusuna sarılmakta bulmuştu.Çünkü o da eşi Serkan Bey de çok iyi biliyordu ki,belki bir aya belki de haftaya belki de en yakın zamanda bu manzara; yerini kuru bir toprakla örtülü,girintili çıkıntılı bir alana devredicekti.
Baharı kandıramayacağını yada avutamayacağını çok iyi biliyordu Yasemin hanım.
-"Baharım,büyüyünce beni ve babanı çok iyi anlayacaksın.O yüzden sadece dinle beni olur mu?
-"Siz katil mi olucaksınız?"
-"Hayır,tatlım bunun adı katil olmak değil.Baban ve ben kardeşinle seni en iyi koşullarda yetiştirmek için bazı şeylerden fedakârlık etmek zorundayız.Buna onları öldürmek değil de binevi özgür kılmak da diyebiliriz.Belki de onlara ihtiyacı olan tek bahçe burası değildir."
...
Haklıydı.O gün daha beş yaşında olduğum için bunun nedenini pek kavrayamasam da şimdi herşeyi fazlasıyla kavrıyor,anlıyor,seziyor ve çok iyi analiz ediyordum.
Yıllar öncesini gözümün önünden bir film şeridi gibi geçip gitmesini sağlayan o sahne tam da karşımdaydı.Burda sığındığım şeylerden biriside kliniğe büyük bir renk katan,etrafını süsleyen bu çiçeklerdi.Anladığım kadarıyla birazdan onların kökünden beni de asıl ilaçlarımdan ayırmış olucaklardı.Buna hemen bir son vermeliydim.
-"Bırakın da rahat rahat solunumlarını yapsınlar.Onları ortadan kaldırmakla bu hastalara yarardan fazla zararınız dokunur.Eğer bakamamak gibi bir bahaneniz varsa bu görevi büyük bir zevkle üstlenebilirim.Koşulsuz şartsız."