~ ON BİRİNCİ BÖLÜM ~
₹Gece- Affedecek misin ile okuyun ✌
Anlık bir duraksama... Daha da doğrusu ömürlük bir hareket edememe...
Gidemedim.
Naçizane vücudumu kontrol eden beynimin, her bir kası hareket ettiren motor nöronları fonksiyonlarını yitirmişti. Daha da indirgenmişliğiyle adeta botoks yaptırmış gibiydim.
Ne ağzımı açıp bir kelime edebiliyordum ne de hareket edebiliyordum. Duygularım yüzüme dalga etkisiyle çarpıyordu. Hissediyordum. Beynim de algılıyordu. Tek sorun tepki yoktu.
"Hadi eve gidelim burası soğuk." dedi sessizliği bozabilen Karan.
Ama bu kadar basit miydi? Bu muydu yani? 2 dakika önce gitmene izin vermeyeceğim şimdi eve gidiyoruz! Bu vücudumun tepkisiz kalacağı bir şey değildi.
"Hoşça kal." dedim sonunda tepkisizliğimi bozarak.
"İzin vermeyeceğimi söyledim." dedi bıkkınlıkla.
"İzin istemedim." dedim iliklerime kadar işlemiş soğuğu sesime de yansıtmaya çalışarak.
"Zorlaştırma." dedi nefesini vererek. "İkimiz için."
"Pardon? İkimiz için mi?" dedim kahkaha atarak. Haklıydım.
"Sakin olur musun? Ve ne var bunda ikimiz için işte." dedi şaşkınlıkla. Sahi ne vardı yahu?
"İkimiz diye bir şey yok Karan. Sen karanlıksın (ben de star warsdaki kılıçlardan bdbjfjj bunun bölümle alakası yok neyse dönelim.) bense uzay. Çoğu kez uzay zaten karanlıktır diyebiliriz ama dikkatli bakıldığında karanlık sadece siyahtan oluşmuştur ama uzay içine güneşi de alır. Geneli siyah da olsa uzayın içinde aydınlık mevcuttur. Yani demem o ki farklı dünyaların insanlarıyız." dedim upuzun bir konuşmanın ardından.
"Yanılıyorsun. Karanlık olmadan aydınlığı bilemezdik. Karanlık siyah olmasaydı belki de güneşe siyah diyecektik." dedi mantıklı konuşarak. "Şimdi, edebiyat yapmayı kesip eve gitsek." diye ekledi soru sorarcasına.
"Daha kaç kere gelmeyeceğim diyeceğim." dedim.
"Daha kaç kereden sonra ne dedin? Duyamadım da?" dedi beni sinir etmeye çalışarak.
"Gelmeyeceğim."
"Duyamıyorum seni."
"Gelmeyeceğim!"
"Nee?"
"GELMEYECEĞİM!"
"Daha yüksek söyle duyamıyorum."
"G E L M E Y E C E Ğ İ M.!" diye her harfe vurgu yaparak en yüksek sesimle bağırdım.
"Üzgünüm seni duymuyorum." dedi umursamazca.
Bardağı taşıran son damla bu oldu. O kimdi ki beni engelleyecekti. Ben onunla niye çocukça bağırıyordum. Çekip gitmek neyime yetmiyordu. Ahh! Ama doğru ya gözünü sevdiğim(!) motor nöronlarım.
Hızlıca yüzüne bir bakış attım. Sonuçta o güzel yüzünü bir daha göre... Ne diyorum ben ya. Ve koşmaya başladım.
Birinci sokak lambasını geçtim. İkinciyi geçtim. Hatta beşinciyi de geçtim. Ve bam. Durduruldum. Tamam koşmaya başladığım zaman bana yetişeceğini biliyordum ama en azından yedinci sokak lambasını geçene kadar bekleseydi.
"Kaçabileceğini gerçekten düşündün mü?" dedi gayet normal bir şekilde.
"Hayır." dedim onun aksine nefes nefese. Çünkü insan koşarken nefes nefese kalır. Karan'ınki vicdansızlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR'IŞIK
Teen FictionNe kar olabildin ne de ışık.. Ya ikisiydin ya da karışık.. .............. Karanlıkta karlar altında ölmekte olan bir genç kız ve o an onun ışığı olan bir genç. Sonra.. Sonrası hep kar'ışık...