OKUL
Kerem okula geldiğinde çok sinirliydi. Üstü sivildi. Henüz zil çalmamıştı, görenler arkasından konuşuyordu. Sınıfa girdi. Önce Zeynep'i aradı gözü. Ali'yi görünce bir el işaretiyle sırasından kaldırıp yanına gelmesini sağladı.-Ali hadi yürü gidiyoruz.
-Nereye olum?
-Zeynep hanımlara nereye olacak!
Ali itiraz edecekti ki son cümleden Kerem'in sinirli olduğunu anlayıp itiraz etmekten vazgeçti. Sonra çekinerek
-Biz hallettik Selin'le aramızdaki sorunu. Sen tek gitmelisin. Yalnız kalın konuşursunuz hem.
Dedi.-Ne yaptın olum lan? Ben onlar yüzünden Amerika'ya gönderileceğim haberin var mı senin !?
~Flashback~
Zeynepler evden çıkınca Sevim direk Kerem'i azarlamaya başladı.
-Kerem sen ne yaptığını zannediyorsun?
-Anne...
-Uyarmıştım seni. Yetti bu saçmalıkların!
Kerem biraz şaşkın biraz sinirli bir tavırla
-Ne yani beni daha 2 gün önceki tanıdığın kızlar için Amerika'ya mı göndereceksiniz? Saçmalık tamamen saçmalık!
Diyip sinirle odasına gitti. Amerika'ya bir daha gitmeyi istemiyordu.Ortalığı dağıtmaya başladı. Zeynep'e kini artmıştı sanki...~FlashbackSon~
Ali biraz sonra farketti ki Kerem fazlasıyla sinirli. Eğer Zeynep'in yanına giderse çok kötü şeyler olacağı belliydi. Onu engellemeye çalıştı.
-Lan gidip napıcaksın. Annen affeder iki güne.
-Bok affeder. Beni 6 yaşımda gönderen şimdi niye göndermesin?
-Olum deme öyle tamam ben halledeceğim takma kafana. Şimdi gel seninle basket sahasına gidelim.
Ali'nin bunu teklif etme sebebi Kerem'in sinirinin geçmesini sağlamaktı. Kendisi de sinirliydi Selin'e ama dün geceki olanlardan sonra yumuşamıştı, unutmuştu babasının yaptıklarını.
Bir süre sonra basketbol sahasına ulaştılar, oynamaya başladılar. Kerem çok sinirliydi...
...
Saat sabah 09:24. Selin daha yeni açıyordu gözlerini. İçinde mutlulukla karışık bir özlem vardı sanki. Nedenini bilmiyordu ama Ali'yi özlemişti. Telefonunu aldı aceleyle eline. Sosyal medya hesaplarının hepsinden tek tek Ali Mertoğlu'nu araştırdı. Hepsinde de hesabı vardı. Bütün fotoğraflarına baktı. Geçtiğimiz yaz çekindiği fotoğrafları gördü. Bir süre resimlerini inceleyip gülümsedi. Çok tatlı geliyordu suratı. O ilk baştaki itici, burnu havada, züppe Ali aklına bile gelmiyordu. Taş değilde neydi peki bu? Sonra bir resmine rastladı. Gitar çalıyordu. (MM'daki resimlerin arasında var.)
Hızla yerinden doğruldu.
-Oha tam hayalimdeki erkek tipi! Gitar da çalıyormuş!
Diye sesini yükseltti biraz. O sırada Zeynep duydu. Geldi yanına.-Basıldın Selin hanım. Kimmiş o hayalindeki erkek?
Selin bir yandan Zeynep'i karşısında gördüğüne bir yandan da yakalanmaktan korkmuştu. Kekelemeye başladı.
-Ö-ödümü patlattın Zeynep ya!-Kim o çocuk?
-Pat diye girilir mi öyle ya bende evde tekim sanıyorum.
-Kim dedim ya söz anneme demem.
-Hiç kimse kızım ya. Geçenki izlediğimiz dizinin tekrarına bakıyordum telefondan. Ona dedim hani gitar çalan bi çocuk vardı ya..
Diyip konuyu kıvırdı Selin. Zeynep şüpheci bakışlar atıp çıktı odadan. Zeynep'in ardından Selin bir "Oohh" çekti. Eğer Zeynep yakalasaydı ve dün geceyi öğrenseydi direk annesine öterdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/51541902-288-k36704.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Aşkı (ZeyKer&AlSel)
Fanfictionİnsan hiç kalbini kıran birine aşık olur mu? Ona bağlanabilir mi delicesine? Ya bende onun kalbini kırdıysam? Ya o da benim ondan nefret ettiğim kadar nefret ediyorsa benden? Ne farkeder ki... Ben onu artık çok seviyorum. Acaba o da beni sevecek mi...