2.Bölüm ▷Tarçın ve Toprak ✔

3.7K 137 7
                                    


ŞARKI ; Emily Osment - Lovesick


Otobüsün o çirkin kokusunu alamayınca bir an için korkuya kapılmıştım ama kulaklarımdaki tıkanma geçince bir kaç horlama sesi , bir kaç kızın ve erkeğin sesiz bir şekilde kendi aralarında konuşmalarını duyunca otobüste olduğumu anladım ama niye o çirkin koku yoktu ? İşin tuhaf yanı , uyandığımda yan duruyordum .

Ne yani Cam mı tırmandım ? Öyle bişi yapmadığımı umarak Gözlerimi açtığımda kafam camda değildi . Yeni uyanmanın verdiği saflıkla etrafıma gözlerimi kırpıştırarak bakarak ne olduğunu çözmeye çalıştım . Anladığımda hızla yanımdaki adamın dizlerinden kalktım .

Şu çete lideri bana çarpık bir gülümseme ile gülümsüyordu . Bu işi ben uyurken değilde ben uyanıkken insancıl bir şekilde sorsaydı Naziklikten ölüceğini düşünür ve ona büyük sempati beslerdim . Ön yargılı davranmamak için ilk başta sormayı tercih ettim .

" Ben mi yattım, sen mi yatırdın ? " dedim anlamaya çalışarak gerçekten de ben yattıysam utancımdan ölmeyi şu köşede bekleyebilirdim .

" Ben Yatırdım " dedi , gözlerinden uyku akmasına rağmen hala sırıtıyordu .

'' Amacın neydi ki !? ''

'' Rica ederim ''

'' Cidden ? ''

'' Çok rahatsız Görünüyordun ''

Soğuk cevaplar veriyordu ama bir yandan da bana güven veriyodu . Kullandığı kelimelerde soğukluk vardı ama sesi sıcaklık akıyordu . Ben neden kendi kendime kuruntulanıyorum ki çocuk çetenin lideri beni mi takacaktı . Bacaklarımı karnıma çekip camdan dışarı bakmaya başladım . Yeşilliklerin arasından ilerlerken yer yer bazı ağaçlarda ve toprakta kar vardı .

Şu an neredeyiz acaba , Abendeen , Angelsea ? Sanki Şoför içimi okumuş gibi

'' Sevgili Çocuklar Londra'ya gelmiş bulunmaktayız . belirli bir yerde durup alışveriş için size 4 saat süre tanıyacağız '' dedi . Bazı kişiler şoförün sesine uyanınca sersemlediler bir kaç küfürde duymuş olabilirim . Londra demek bir sürü Ayakkabı , Çanta , Kıyafet demekti . Otobüs durunca çantamı aldım ve o çocuğun çıkmasını bekledim ,Adı neydi ki acaba , çıkınca arkadaşlarıyla iki yöne dağıldılar . Onların yönünün tersine gittim . Haha,Şansıma bakın . Burberry .Son sezona bakma fırsatı yakalamıştım . Saldırırcasına Mağazaya girdim ve çantalarımı doldurdum . Her ne kadar erkek ruhlu olsam da ben bir kızım ve daha bir çok mağazaya girdim .

Çantalarımı sürünerek otobüse koyup kahve yada en azından su alabileceğim bir yer aradım, ve o an farkettim . Kuytu bir alanda , tüm o rengarenk alanda koyu renklerle çevrelenmiş bir mekan vardı ve camında kampanya ile ilgili bişi yazıyordu önemli olan kampanya değildi önemli olan camda kocaman Kaymak Birası yazıyordu . Hani şu Harry Potter kitaplarında geçen efsane işicek . İçinde Rom maddesi bulunmadığından dolayı normal bira ile arasındaki tek benzerlik rengiydi. Bu içeceğin ana maddesi tereyağıydı ve bu daha çok ilgimi çekiyordu .

Merak ve heyecanla içeri girdim ve bendeki şansa kendini konuşturmaya başladı . Çete bir masaya toplanmıştı ve buraya bir kızın girmesini beklemedikleri için , çünkü Kaymak Birası alkolsüz olsada burası bir bardı , ben girince bütün kafalar bana döndü . Aldırmamaya çalışarak sipariş verebileceğim yere geçtim . Sipariş alan kısımda ise sevimli bir kız vardı , hemen hazırlayıp bana verdi . Bardağı bana verdikten sonra gülümseyerek bana baktı .

BadBoy's Life ☠ {Tamamen Değiştirilip Düzenleniyor}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin