Tibet, Halil Sezai'den güzel mi söylüyor ne :p
Uzun aradan sonra yeniden merhaba...
Seren elleriyle başını tutuyor, önüne dikilmiş koca cüssesiyle Tibet'in çekilmesini bekliyordu. Tibet ise pek de çekilecek gibi durmuyordu.
"Kimse bir yere gitmiyor dedim!"
Seren hiçbir şey söylemeyip adamı ittirmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.
"Ne demeye geldin biliyorum ve dinlemek istemiyorum çekil!"
Tibet pek konuşacak gibi değildi. Seren'i tek kolundan tutup içeri sürüklerken, kız da çığlık çığlığa bırakmasını istiyordu. Yatak odalarına vardıklarında Tibet öfkeyle kadının vücudunu yatağa fırlatmıştı. Zaten uçmak üzere olan vücuduyla Seren adeta savrulmuştu.
"Aptal herif!"
Saçları önüne düşen kadın öfkeyle yatakta doğrulduğunda tek söyleyebildiği bu olmuştu. Tibet tarafında ise, ilk geldiğindeki sakinlik yerini öfkeye bırakmıştı.
Seren yeniden kalkıp gitmeye yeltendiğinde, Tibet kadını yeniden yatağa itmişti. Parmaklarını kadına doğru sallayarak onu doğrudan tehdit ediyordu.
"Eğer bir kere daha kalkmaya yeltenirsen yatakta iki kişi olmak zorunda kalırız, ki biliyorum bunu hiç istemezsin" dediğinde, Seren nefretle Tibet'e bakmış, Tibet ise aynı utanmaz tavırla "Ben mi? Ben şu an her şeyi yapabilirim" demişti.
Seren nefes nefese kalmış üstünü başını düzeltirken bu tehdit konusunda kocasının ne kadar ciddi olduğunu önceki yaşanmışlıklarından biliyordu. Tibet blöf yapmazdı! Şimdi sıra belki de gerçekten Tibet'i dinleme sırasıydı.
Tibet yatağın hemen kenarındaki kitaplığın, dibinden sandalyeyi ayağıyla çekip oturdu. Birkaç derin nefes aldıktan sonra eğdiği başını kaldırıp karısını baştan ayağa süzdü. Yüzünde öfkeyle karışık hayranlık vardı. İçinden bu kadına çok aşık olduğunu yineledi kendine. Konuşmaya başladığında sakin olmaya çalışmak en istediği şeydi. Çünkü ağzından bir şeyler çıkarsa geri dönüşü olmazdı.
"Seren aşkım!" deyip odaya koca bir nefes bırakıp konuşmaya devam etmişti. "Bak Rezzan Anne gördüklerini yanlış anladı. Gördüklerini yanlış anladığını bildiği halde başından beri istemediği bu evliliğin bitmesi için yaptı bunları. Seren..."
Seren, Tibet'in sözlerini bitirmesine izin vermeden araya girdi öfkeyle.
"Ha yani sen hiçbir şey yapmadın ve tek sorun annemin yanlış anlamaları öyle mi? O bardağı taşıran son damlaydı! Bardağın zaten dolu olduğunu bilmiyormuş gibi yapma. Komik oluyorsun."
"Komik olan daha hiçbir şey konuşmadığımız halde bavulunu çantanı toplayıp evini terketmen."
"Burası artık benim evim değil. Evet birlikte emek vermiştik ama zırnık istemiyorum. Al, sat, ne yaparsan yap umurumda değil."
Seren yataktan doğrulmak için yeltendiğinde Tibet de öfkeyle ayağa kalkmıştı. Biraz önce altına çektiği sandalyeyi fazlaca bir hızla duvara doğru itti. Sandalye kitaplığa çarptığında en üst raflardan birkaç kitap düşmüştü. Seren ayağa kalkarken, zaten düşen kitaplara bir de Tibet vurmuştu.
"Seni aldatmadım" diye bağırdı sinirle. Seren odadan çıkarken Tibet arkasından yetişip kadını yakaladı. Kadının tüm vücudunu kendisine yaslarken, kadına yeniden aynı sözü tekrarladı: "Seni aldatmadım."
Seren, Tibet'in kollarından kurtulmaya çalışırken, Tibet karısını yeniden çekiştirmeye başladı. Elleriyle odanın içindeki eşyaları seçip Seren'e göstermeye başlamıştı. Geniş camın önündeki tekli koltuğun yanına gittiğinde Tibet, eline koltuğun üstündeki büyük renkli yastığı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sezon Finali
RomanceÜç yıl önce aynı masada, bir memura birlikte "evet" dediğim kadınla şimdi karşılıklı masalarda, yine bir memura "hayır" diyorduk... Sezon Finali... Seren ve Tibet Karahan'ın bitmeyen hikayesi...