17. Bölüm - " Söz verdiğim gibi... "

82 6 17
                                    

Huzur dolu bir yıl olsun.
Iyi okumalar.

-Şimal -

" Sana bir sır vereyim mi ? " dedim gülen yüzüne bakarken.

Merakla söyleyeceğim sırrı bekliyordu.

"Çok değil bundan neredeyse 1 yıl önceye kadar hayaller kurardım aşk ile ilgili. Günün birinde seveceğim adamın tam burada Istanbul'u seyrederken, bana evlenme teklif edeceğini hayal ederdim. Sonra, hayatım altüst oldu ve buradayım işte. Neden diye sorma söylemem. Sadece içimden geldi ve söyledim. " dediğimde hiçbir şey sormadı.

Kafamda, sormak isteyeceği hiçbir sorunun cevabı yoktu. O sustu, ben de sustum.

Denizler gibi sustuktan sonra, taştım ve gitmek istediğimi belirttim.

Onayladı ve geri dönüş yolculuğumuz başladı.

Aklım geçmişe gitti. Gözlerimin önünde oynanan geçmiş filminde; hayal kırıklıkları, tiksinti her şey vardı. Gözümü kapatsam rüyalarıma gelirdi. Adımlarım yavaşladı. Geriye dönüp koşmak istiyordum ama adımlarımı ileri atmaya devam ettim.

Sessizliğimizi bozmadan yürümeye devam ettik.

Dönüp son kez hayallerimin yıkılışını izledim. Sevmek için az nefret etmek için çok sebebim vardı. Allah belanızı versin!

" Size mi gidiyoruz ? " diye sorduğunda, kafamı salladım. Nereye gideceğiz ki başka ? Çok bir atraksiyon bekleme eğrelti otu.

Kapıya geldiğimizde valide sultan Fatih'in topları gibiydi ve değil Bizans surlarını benim bütün kemiklerimi kıracaktı. Veee topları atmaya başladı sayın Istanbul'u dinleyenler. Yanlış alarm iftar topu değil. Televizyonlarınızın ayarlarıyla oynamayın ama sesi biraz kısabilirsiniz zira Valide Sultan çok ses getirecek.

"Kızım, senin benim canıma kastın mı var ? Neden o telefonun sessizde ? Süs mü annem o ? Ne diye bakmıyorsun telefonuna ? "

Telefon deyince aklıma geldi. Sağlam olan elime telefonu alınca şaşkınlıkla gözlerimi pörtlettim. Annem rekora koşuyordu. 87 den sonra bu bir rekordu. Alkışlamak istedim ama biliyorsunuz ellerimin bu işe gönlü yok.

" 102 cevapsız arama nedir Hatun Sultan ya ? Interpol böyle aramıyor. Kırmızı bültenle aramışsın, taramışsın. Üşenmemişsin. Yetmemiş mesaj da atmışsın. Ooo Hatunum kızgın surat göndermeyi de bilirmiş. Şoktayım sayın seyirciler." dedim bir nefeste.

" Kızım, sen beni öldürecek misin ? Cevap ver! Neredeydin bu saate kadar ? Çocuk Esirgeme Kurumu'na da gitmemişsin. Kolun da rahatsız. Aklıma neler geldi biliyor musun sen ? " dediğinde anneme hak verdim.

Alper'in varlığını unutmuştum. Kendini hatırlattı.

"Affedersiniz Hatun teyze. Şimal benimleydi. Benim annemin olaylarına falan canım çok sıkılmıştı. Şimal de benimle kaldı. Bana destek oldu. Haklısınız haber vermeliydik. Özür dileriz. " dediğinde annem biraz olsun sakinleşmişti.

Ben konuşsam böyle sakinleşmezdi.

Aklınca beni korudu işte. Içten içe hoşuma gitti.

"Telefonuna niye bakmıyor bu deli kız peki ? " dedi annem tekrar.

Taktı bana.

"Hatunum, okuldayken sessize almışım. Sonra sesini açmayı unutmuşum. Rahat ol yavrum, bana bir şey olmaz. " dedim ve annemi güldürmek adına yanağından makas aldım.

Geç kaldığımda hep kızardı ama sonra beni görünce rahatlardı.

Alper'in kahkahalara boğulmasını beklemiyordum tabi. Annem ona katıldı ve içeri geçtik.

Gelincik #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin