Karşılaşma

106 14 16
                                    

Pamir, hızlı adımlarla çantasıyla ceketini alıp çıkmak için eşyalarını bıraktığı odaya yöneldi. Sinirleri bu kadar bozukken ne Laçin'i ne de Asya'yı görmemeliydi. Çantasını alıp arkasına döndüğünde Asya'nın nemli gözlerle kendisine baktığını gördü. Açık kalan ağzını sıkıca kapatıp yürümek üzereyken Asya önüne çıkarak ona engel oldu.

"Pamir..."

Pamir, bakışlarını yerden kaldırıp kıza çevirdi. Asya, Pamir'e baktığında bir şey söyleyemedi. Pamir kenara geçip onu arkasında bırakarak hızlıca Laçin'in yanına gitti.

"Çekim kısmında bundan sonra ben yokum."

Laçin bir an duraksayıp Pamir'e baktı.

"Ben nasıl..."

Pamir elini Laçin'in omzuna koydu.

"Zaten her gün olmayacaktım... Sen halledersin, sana güveniyorum."

Pamir, arabasını denizin kenarına çekti. Nereye kadar kaçacaktı, ne zamana kadar konuşmayacaktı? Bilmiyordu. Asya, Pamir'in arkasından gitmek istese de yapamazdı. Ne bunu yapacak yüzü ne de Laçin'e bunu açıklayabilecek sözleri vardı. Laçin ile konuşup çekimi ertelettikten sonra onunla beraber çıktılar. Pamir, denizi seyrederken telefonu çalmıştı. Bilmediği numaranın kim olduğunu merak ederek açtı telefonunu.

"Efendim?"

"Merhaba, Pamir. Melis ben. Nasılsın?"

Pamir, gözlerini kırpıştırıp denize döndü yeniden.

"Fena değil, sen?"

"İyiyim. Sesin boğuk geliyor. İyi olduğuna emin misin?"

"İyiyim, Melis."

"O zaman sana yarın akşam için bir teşekkür yemeği teklif ediyorum."

"Neyin teşekkürü?"

"Geçen günün... Umarım reddetmezsin, hem çok da güzel bir film var. Biletleri aldım bile."

Pamir, kıza yanında olacağına dair söz vermişti. Onu reddetmek için bahane edebileceği bir planı da yoktu zaten.

"Tamam, yarın seni almaya gelirim."

Pamir, akşamını Erdem'le geçirecekti. Erdem'in evine gittiğinde kapıyı görmeyi hiç ummadığı biri açmıştı.

"Abla?"

Meltem, Pamir'i içeri aldıktan sonra yemeğe geçtiler. Pamir, Meltem'in Erdem'le ne kadar anlaşamadığını biliyordu.

"Senin burada olacağını bilmiyordum."

Meltem yemeğinden bir kaşık alıp tek kaşını kaldırıp Pamir'e baktı.

"Ben de. Erdem çağırdı."

Erdem hafifçe gülümsedi.

"Şirket işlerini konuşmak için pek fırsatımız olmadı, o yüzden."

Yemekten sonra Meltem, Pamir'i yanına alıp oturma odasına geçtiğinde Pamir'in üzerindeki mutsuzluğun ömrü boyunca peşini bırakmamasından endişeleniyordu. Pamir yere oturduğunda Meltem de kendini koltuğa bıraktı.

"Konuşamadık seninle... İyi misin demeyeceğim, değilsin."

Meltem, taşıdığı yükün ağırlığı altında ezildiğini hissettiği Pamir'in omzuna elini koydu.

"Asya'nın bunu yaptığına inanamıyorum! Tamam, aranız kötüydü ama koşa koşa yeni birini bulması... Nasıl bir rastlantıysa bunun kardeşin olması... İnanılır gibi değil."

DönüşümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin