"Kimi bekliyoruz?"
Laçin ceketini giyerken merdivenlerden hızlıca inip Asya'nın yanağına bir öpücük kondurdu.
"Pamir ve Erdem ağabey bir de Meltem abla. Ve Melis."
Asya kollarını göğsünde birleştirirken Laçin'e kısık gözlerinden sinirli bir bakış attı.
"Bana neden söylemedin?"
Laçin, ceketinin yakasını düzeltirken kaşlarını kaldırdı.
"Allah Allah, söyledim diye hatırlıyordum, unutmuşum demek ki. Sorun olmaz sanırım?"
Laçin, Asya'nın tepkisini ölçmeye çalışıyordu. Asya önce ağzını açıp söylenmeye niyetlense de sonradan gülümsedi.
"Yok, tabii ki olmaz."
Filiz, üst katta hazırlanırken küpelerini almak için çekmeceyi açtı. Babasından kalan silaha takıldı gözü. Eline alıp evirip çevirdi. Dolabını açıp üst raflarından birine koydu. Siyah elbisesini giydikten sonra küpelerini de taktı. Aynaya bakarken başının döndüğünü hissetti. Komodinden destek alıp boştaki elini alnına bastırdı. Biraz daha iyi hissettiğinde aynada son kez kendine bakıp aşağıya indi.
"Hoş geldin, Asya."
Filiz'in zoraki gülümsemesi Asya tarafından zoraki bir gülümsemeyle karşılandı. Filiz, bu kızın oğluna kalacakların peşinde olduğundan adı gibi emindi. Hiçbir zaman sevememişti, sevemeyecekti.
"Ailenle tanışmayı Laçin de ben de çok istiyoruz."
Asya endişeye kapılsa da belli etmemeye çalışarak gülümsedi.
"Evet, onlar da istiyor. Babam biraz yoğun, iş seyahatleri..."
Asya, ne yalan söyleyeceğini düşünemeyecek kadar köşeye sıkışmıştı. Filiz'den gelecek bu tür sorular için kendisini hiç hazırlamamıştı. Filiz, ona annesi hakkında soru soracakken zilin çalması Asya'yı kurtarmıştı. Laçin kapıya yöneldiğinde Meltem, Pamir ve Erdem'in önünde elindeki çiçeğiyle gülümsüyordu. Laçin'in keyfi yerindeydi.
"Beni istemeye geldiniz sanırım."
Üçü de gülümseyip içeri geçtiler. Filiz, Erdem ve Pamir'e hissettiklerinin aksine Meltem'i seviyordu. Onu öptükten sonra diğerleriyle tokalaştı.
"Merhaba, Pamir Bey."
Pamir, Asya'nın uzattığı elini havada bırakmamak için onunla tokalaştı. Asya'nın yüzünde alaycı bir gülümseme varken Pamir ona birkaç saniye bakıp daha acele işleri varmış gibi yön değiştirdi.
"Merhaba."
Yemeklerini yedikten sonra Asya lavaboyu kullanmak için izin isteyip masadan kalktı. Biraz sonra da Erdem yerinden kalktı. Yolda Asya'yla karşılaştığında elini havaya kaldırıp kıza durmasını işaret etti.
"Buyurun, Erdem Bey. Bir sorun mu var?"
Eskiden beri birbirlerinden hiç hazzetmezlerdi. Hiçbir zaman hazzetmeyeceklerinden ikisi de emindi.
"Evet. Sen."
Asya gülümseyip saçını elinin tersiyle omzundan arkaya attı.
"Geçen zamanda kininden hiçbir şey kaybetmemen ne güzel."
Erdem, çenesini yukarı kaldırıp gülümsedi.
"Bu ucuz oyunlar sana çok yakışıyor, seni tamamlıyor."
Erdem, hayatında ilk kez bir kadına karşı bu kadar kaba konuşmuştu. Söz konusu Pamir olduğunda pek çok kişiyi silebilirdi. Kız olduğu yere çivilenmiş, sinirden kıpkırmızı olan yüzünü diğer tarafa çevirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüşüm
General FictionPamir Poyrazoğlu için her şey bir mektupla değişmişti. Hayatının koca bir yalan üzerine kurulu olduğunu öğrendiğinde artık yapması gereken tek şey kendisinden çalınan her şeyi geri almaktı.