2

6.6K 418 115
                                    

Olayın üzeriden iki hafta geçmişti. Cassandra denen kızı okulda görmüyordum. Kızlar sürekli onun hakkında konuşuyordu. Çoğu sosyal medya hesaplardan onun konusu konuşulan bir şey haline gelmişti. Onun göğüslerini görmeyen kimse kalmamıştı. Belki de on beş yaşındaki bir kıza buna yapmamalıydım. Yüzümü buruşturarak yemekhaneye girdim. Toby ellerini bacaklarında birleştirmiş öylece oturuyordu. Onun omzuna elimi koydum.

"Dostum iyi misin?"

Bana kaygılı gözlerle baktı. "Bittik. Calum bittik."

Kaşlarımı çattım. "Neler oluyor?"

Toby korku ile ellerini saçlarına geçirdi.  Bana doğru yaklaştı ve kulağıma doğru fısıldadı. "Babam ot çektiğimi öğrenmiş. E-postasına resmimi göndermiş. Tanrım!"

Kaşlarımı çattım. Toby önündeki tepsiyi ittirdi. "Babam beni yurt dışına gönderecek. Lanet olsun!"

Sinirle elimi masaya koydum. "Kim yapmış? Bunu kim yapmış?"

Korku dolu gözlerle bana baktı. "Cassandra."

O an sinirden ölebilirdim. Şu küçük kıza bakın hele! Bücür bizimle oynamaya çalışıyordu. Ayağa kalkmam ile Toby tişörtümü çekiştirdi. "Ben özür diledim, Calum daha da kötüleştirme."

Onu ittirdim. "Ona kiminle uğraştığını göstereceğim."

Toby arkamdan bağırdı. "Calum!"

Ah, şu aptal kıza bak. Ben ona bize güvenme diyorum ve o bize şantaj yapıyor. Hatta şantaj bile değil! Dişlerimi sıktım. İğrenç, böyle kızlardan nefret ediyorum. Ne sanıyorlar? Bütün erkeklere diz mi çöktürecekti? Sinir kız!

Biçimsiz vücudunu dolabın yanında gördüğüm de yumruklarımı sıktım. Defterlerini alırken yumruğumu onun dolap kapağına geçirdim. Ellerini hızlıca çekip korkuyla bana baktı. "Bu da-"

"Sen kiminle oyun oynuyorsun?"

"Sen ne diyorsun?"

"Ne dediğimi iyi biliyorsun."

Bana doğru bir adım attım. "Arkadaşının yerine konuşuyor olman çok tatlı. Onun hiçbir zaman bir resmi gönderecek kadar cesareti olamazdı ya da konuşacak kadar. Resmimi sen gönderdin değil mi?"

Zeki kız. "Evet, yoksa sen de benim ot çekerken bir fotoğrafımı bulup aileme mi atacaksın?"

"Hayır. Sen asla risk almazsın."

Yutkundum. "Sen kendini ne sanıyorsun ha?"

"Senin dediğin gibi: Toby, aptal olmayı bırakmalı."

Yerden çantasını almak için eğildi kolunu tuttum. "Ne istiyorsun?"

"Toby gelip hemen özür diledi. Onun korkak biri olduğunu keşke daha önce fark etseydim."

"Ne o, hedefin ben miyim?"

Gözlerini bana çevirdi. Alev püskürüyordu. "Sen insanların duyguların hiçe sayıp arkasından gülebilecek ve yaptığım adiliklere 'onun aptallığı' diyecek kadar orospu çocuğunun tekisin."

Kolunu benden sertçe kurtardı. "Söylesene, zamanımı neden senin gibi biri için harcayayım?"

Kaşlarımı çattım. Beni nasıl küçük görebilirdi? O kim ki!?

"Dediklerine dikkat et bacaksız."

Gözlerini devirdi. "Diyecek bir şeyin yoksa gidiyorum."

Beni gerçekten takmıyordu. Gülümsedi. Bu tıpkı 'ben kazandım' der gibiydi. "Ben de öyle düşünmüştüm. Kapasite bu kadar, zorlamamak gerek."

Cassandra & CalumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin