11

4.1K 308 68
                                    

"Neden benimle gelmedi?"

Ashton, depresyona girme aşamasında iken Cassandra'yı düşündüm. Bana bariz bir şekilde mesafe koymuştu. Görüşmüyordu, mesajlarıma geri dönmüyordu, aramalarımı açmıyordu ve okula gittiğimde beni görmezden geliyordu. Ashton'ın attığı yeni bir tabakla sessizliğimi korurken artık zamanın geldiğini biliyordum. Üç gündür Ashton bunu kendisi kafasında kuruyor ve benden cevap bekliyordu. Derin bir nefes aldım ve cevap verdim.

"Ashton dur."

"Ne?"

"Ashton, Flora'nın seninle neden yurt dışıma gelmediğini biliyorum."

Sarı saçlarını geriye doğru atarken, gözlerini hiç ayırmadı. Korkuyordu. O korktuğu şeyi söyleyeceğim diye ödü kopuyordu.

"Flora, uyuşturucu bağımlısı ve uyuşturucuyu başka bir ülkeye sokamaz."

Ashton iki adım geriledi. "Sen şaka yapıyorsun!"

Ellerimi etrafa açtım. "Yapmıyorum. Cassandra, şüpheleniyordu ve kanıt buldu."

Kaşlarını çattı ve devam etti. "Biraz Luke'un canına okumuş ve onu döktürmüş olabiliriz. Ama asıl önemli kısım Cassandra'nın Flora'nın çantasında bulması."

"Luke bunu nerden biliyor?"

Gözlerimi ona diktiğim anda anladı. Luke ve Flora iki bağımlı ilişkisi idi. Kesinlikle çıkar, sevgi zerre hissedilmiyordu. "Sence?"

Ashton bütün her şeyi yeni anlamış gibi geriye sarsıldı. "Flora mı? Bizim Flora, Calum o bir gökyüzü kadar masum."

Sinirle yerimden kalktım ve cama doğru yürüdüm. Şehrin kalabalığını izlemek istiyordum. "Dostum, Flora'yı hayata geri döndürebiliriz."

"Lanet olsun."

Elbette Ashton bunu atlatamayacaktı. Ashton'ı herkes sert sanıyordu fakat aslında en duygu dolu olan oydu. Arkamı döndüğümde çaresizce ordan buraya yürüyen bir çocuk gördüm. Ashton, bana kaygılı şekilde baktı.

"Ben o kızın bu yüzden kalbini kırdım. Benim yüzümden ağladı Calum."

O an gerçekten sevmenin ne demek olduğunu anladım. Ashton onu seviyordu. Benim görmediğim bir şeyi onda görmüştü. Ona değer veriyordu. Ağlamasına, delirecek ve kendine kızacak kadar seviyordu.
"Ash, sakin olmalı ve çözüm üretmeliyiz."

Derin bir nefes aldı. "Aramızda en zeki Cassandra, o ne diyor?"

"Onunla henüz çözüme dayalı konuşmadık."

Ashton ellerini yüzüne kapattı. Kapıya doğru koşmaya başladı. "Gidiyorum."

"Nereye?"

"Düşünmeye!"

Birden onun arkasından koştum. "Yapma! Ashton, dövüşme!"

Bana döndüğünde gözlerindeki alevi gördüm. Bu zamanlarda Ashton'ı tutabilen tek bir kişi bile yoktu. Dudaklarımı yalayarak bir adım geri çekildim. Rahatlaması ve düşümesi gerekiyordu. İzin vermeliydim.

"Özür dilerim."

Affıma sığınırmış gibi baktı. "Teşekkür ederim."

Cassandra & CalumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin