Ona, sevdiğim tüm şarkıları armağan etmek istiyordum.
Mutlu olsun diye, gökyüzündeki tüm yıldızları indirebilirdim.
Vadide dolaşırken, Cassandra daha fazla sessizleşti. Direksiyonu sıkıca kavradım. Canının acıdığını biliyordum. Bir gözyaşı bu kadar gürültü yaratabilirdi ki tek yaptığı süzülmek olurken. Kafamı bir anda çevirdim. Cassandra hızlıca elini yanağına sürttü ve zorla konuştu.
"Dur burada."
Arabayı bir anda durdurdum ve Cassandra hızlı bir şekilde arabanın kapısını açtı. Birden koşmaya başladı. Tepenin olduğu yerde durdu ve ellerini açtı. Onu sadece arabanın içinden iki dakika izledim. Daha fazla dayanamadım. Arabanın kapısını açarken tam sağ tarafımdan bir rüzgar yedim. Cassandra ellerini kollarını doladı her ona attığım adımım onun sesine yaklaştırdı. Cassandra ağlıyordu.
Hem de hıçkıra hıçkıra.
Kalbim acıya acıya ona seslendim. "Cassandra?"
Bana dönerken, sağdan yediği rüzgar yüzüne çarptı. Saçları yüzünü kapattı. Ona bir adım daha attığımda, saç tutamları yüzünü terk etti. Gözyaşlarının parıltısı yüzünün her yerindeydi.
Ve ilk defa ilk adımı bana Cassandra attı.
Cassandra kollarını kaldırdı. Bana doğru geldiği anda onu yakladım. Kolundan tutup kendime çektim. Omzumda bağırarak ağladı. Gözlerimi kapattım ve onun acısına ulaşmaya çalıştım. Onun acısını almak istedim.
"Calum canım çok acıyor."
Huzursuzluk tüm bedeninin işgal altına almışken, hala onu o küçük deliken çıkartmaya çalışıyordum. Saçlarını okşadım. "Yanındayım. Canını acıtan her kim varsa, onları ezeceğim."
Kafasını 'hayır' anlamında salladı. "İstemiyorum. Kendi çamurlu vicdanı içinde çürüsün."
Sesindeki netlik beni yerlere düşürdü. Nefreti bile uzaktan rahatsız ediyordu. Ellerini belime doladı bir kolumu onun omzuna attım ve manzaraya baktım. Sanki her şeye karşı iki kişi gibiydik. Bu şehirdeki pisliğe karşı iki kişi gibiydik. Cassandra kafasını göğüsüme yerleştirdi.
"Sen, sana iğrenç sözler savuran insanların böyle demesine üzülen birisin. Senin sevgine layık değiller."
"Calum, ben nasıl ayakta duracağım?"
"Senin bana bile ihtiyacın yok Cassandra. Nasıl ayakta duracağını çok iyi biliyorsun."
Gözyaşlarını tişörtüme doğru silerken, o fısıltı benim için ilahi gibiydi.
"Sana, senden daha çok ihtiyacım var."
&
Eve geldiğimizde herkes eğleniyordu. Cassandra yorgun bir şekilde salona doğru yürürken sahte bir neşe ile ev halkına seslendi.
"Merhabalar, biz geldik."
Mali salonda yeni aldığı elbiseyi ailemize gösterirken, telefonum çaldı. Cass'in salona girmesini izlerken koridora doğru yürüdüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cassandra & Calum
FanfictionSenden nefret ediyorum, seni seviyorum. *P.S; Flora'nın yan kitabıdır* @itscoolhood for you babe