7.Bölüm
- Sanki yeni doğmuş bir insan paçasının masumluğunu taşıyormuşum gibi -
Gönderen: Bilinmeyen.
Bir defter arasında yeni bir not daha seni bekliyor.Okuduğum mesajla hemen yerden kalktım ve Sinirle ayaklarımı yere vurarak banyoya girdim.
Okuduğum her kelimenin canımı yakacağını bildiğim halde gidecektim. Bu tıpkı öleceğimizi bildiğimiz halde yaşamak gibi bir şeydi. Önemli olan güçlü yaşamaktı, güçlü olmaktı ve bende güçlü olacaktım.
Yüzümü hızlıca yıkadıktan sonra uçar adımlarım ile evden çıktım. Etrafta kimsenin olmamasından yararlanıp yola çıkıp taksi çevirdiğimde, vakit kaybetmeden gelen taksiye bindim. Elimde ki telefonda yazan notu tekrar tekrar okurken içimde boy gösteren umut babamın bir fotoğrafını daha istiyordu. O mavi gözlerde duyduğu hasreti biraz daha kapatmak istiyordu.
"Geldik Hanımefendi!"
Adamın bana seslenmesi ile taksimetredeki tutarı okuyup parasını uzattığımda son zamanlarda yaptığım en çok şeyi yaptım. Derin bir nefes alıp kendimi güçlendirmeye çalıştım. Okulun kapısından içeri girdiğimde etraf terk edilmiş bir çöl gibiydi. Gözlerim elimde ki telefondaki saate kaydığında daha dersin başlamasına bir saat olduğunu fark ettiğimde, normal bir durum olarak geçiştirmeye çalıştım. Oysa benim için hiçbir şey normal değildi son sıralar.
Merdivenleri çıkarken her adımımda güzel bir şeyler olacak diye boy gösteren umudumu bastırmaya çalıştırsam da gözlerim fotoğrafta ki gözler olsa bile o maviliklerde boğulmayı o kadar özlemişti ki.
Hiçbir yere sapmadan sınıfa girdiğimde yavaş adımlarla sırama doğru ilerledim.
Çantamı fırlatırcasına sıraya koyduktan sonra sıranın üstündeki defterimi elime aldım ilk sayfasında dün ki yazılan cümlelerin altında kırmızı kalemle yazılmış bir yazı daha vardı.
"Satırlarına intikamın soğukluğunu bulaşmış olduğu defteri birilerinin okuyup canlarını yanmasını istemeyiz değil mi?"
Okuduğum not ile yavaş yavaş sinirlenmeye, hatta çıldırmaya başladım. Umudum bir yığın beton altında kalmış gibi sıkışmış acı feryatlar atarken defteri yere attığımda bir diğer sayfa açıldı. Siyah kalem ile yazılmış bir not daha vardı.
"Okulun zemin katında ki kalorifer dairesine git!"
Yere çöküp defteri tekrar alıp göğsüme bastırdığımda ayaklarım her emre uyarak sınıftan çıkıp, zemin kata giden merdivenlerden inemeye başladı. Kalbim içimde oluşan kan bataklığında ki siyahlığa batıyordu.
Kırmızının içerisinde ki siyahlığa!
Adımlarım beni gideceğim yere getirmişken elimi kapının kulpuna götürdüğüm sırada arkadan gelen sesler bakışlarımı arkaya çevirmeme neden oldu. Kafası siyah bir kar maskesi ile kapanmış bir kişi benden neredeyse on iki adım uzakta duruyordu. Kalbim bu durumda bile sakin ve sessiz dururken, nefeslerimin düzeni hiç bozulmadan devam ediyordu.
Karşımda ki adam yere eğilip yere koyduğu bir şeyi bana doğru ittirdiğinde çıkan metalimsi ses tüm koridoru kaplarken, tenimden geçmişin soğukluğu geçmiş gibi oldu biran. Ürperdim.
Bana doğru atılan cisim ayaklarıma çarptığında anahtar olduğunu gördüm. Eğilip elime aldığımda arkamdaki kapıya döndüm. Ellerimde gerçeklerin anahtarını tutarken önümde ki beyaz kapıya bakıyordum. Yapabilirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/34622173-288-k408365.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Defter Arasında
ChickLit"Katilin Katili Olmaz" Diye fısıldadı adam hayatını mahvedeceği kadına. Sevdiğini anlattı sonra. Kadın ise hiç sorgulamadan inandı. İnanmaya ihtiyacı vardı. Hayata tutunmak için bir sebebe ihtiyaçı vardı kadının. Kadın bir gemi, Adam bir kaptan...