9.Bölüm
- Ölü bir insana aldığı nefeslerin bedelini ödetebilirler miydi? -
Hala yerde yatmaya devam ederken görüş alanıma giren ayakları takip ettiğimde, bakışlarımı annemin suratına diktim.
"Gece ne oldu iyi misin?"
Bana uzattığı elini tutarak ayağa kalktığımda masanın üzerinde ki kâğıda koşarcasına ulaşıp, kalemi elime aldım.
"Babam gelmedi mi? Sesini duydum."
Annem yazdığım yazıda gözünü gezdirirken acı bir şekilde gülümsedi ve bana baktı, gözleri sulanmıştı.
Ah hayır bugün baban gelmişti artık ağlamamıza gerek yok ki. Babam bizi üzen bütün nedenleri yok edebilirdi.
Artık mutlu olacağız annem neden üzülüyor ki?
Annem elimi tutup gözlerini gözlerimi kilitledi.
İşte orada acımayı gördüm.
Kendi annem bana acıyordu. Cidden acınacak halde miydim?
Kendimi suskunluğa gömüp sessizliğe sığınacak kadar güçsüzdüm biliyordum, ama acınacak halde miydim?
"Gece ne yaptın sen?"
Annemin ağlamaya başlamasının üzerine hızla ayağa kalktım ve içeri salona geçtim. İçeride televizyon çalışıyordu ve kimse yoktu yani babam yoktu.
Yine gelmemişti.
Annemin ağlayarak içeri girdiğini gördüğümde bilinçaltım gerçekleri kabullenmek istemiyordu.
Babam saklanıyordu değil mi? Şimdi şuradan çıkacaktı. İçimde susturamadığım sesim konuşuyordu. 'Baba... Babacım bizi terk etmediğini biliyordum ben... Hadi çık dışarı babam... Çok özledim seni neredesin ki?' Diye haykırıyordu.
Neredesin baba? Gel ne olur çok yalnızım sana ihtiyacım var. Gel baba çok yoruldum. Sessizliğimi bozan sesin sen olmanı istiyorum. Gel hadi baba. Pencerem, kapım, kalbim, gözlerim açık senin geleceğin günü bekliyorum. Fazla bekletme gel hadi.
Her yere baktığımda babam burada yoktu.
Yokluğu duvarların her köşesine o kadar işlemişti ki duvarda ki renklerden nefret etmeye başladım. Beyazdan nefret ediyordum.
O kadar temizdi ki üzerine ufacık bulaşan kiri hemen belli ediyordu. Ve şimdi duvarlara yalnızlığın içimde yaktığı ateşin dumanı sinmişti. Her yer duman kokuyordu. Babamın kokusu yoktu, o çoktan açık havaya bulaşıp kaybolmuşken gökyüzünde ki mavilikleri kıskandığımı hissettim. Keşke gökyüzü olsaydım, o kokusu bende kaybolsaydı.
Dizlerim beni taşıyamayacak hale geldiğinde, yere dizlerimin üzerine çöktüm. Artık bedenimi kaldıramıyordum. Ben babamı istiyordum. Ona ihtiyacım vardı. Babamın gelmesine, sıcaklığını hissetmeme ihtiyacım vardı. İşte şimdi acınacak haldeydim. İşte şimdi fark ediyordum. Ben gerçekten de tam acınacak haldeydim. Babam gittiğinden beri kendimi kaybetmiş benim olmayan ruhlara bürünmeye çalışıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/34622173-288-k408365.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Defter Arasında
ChickLit"Katilin Katili Olmaz" Diye fısıldadı adam hayatını mahvedeceği kadına. Sevdiğini anlattı sonra. Kadın ise hiç sorgulamadan inandı. İnanmaya ihtiyacı vardı. Hayata tutunmak için bir sebebe ihtiyaçı vardı kadının. Kadın bir gemi, Adam bir kaptan...