5*

517 114 41
                                    

5.bölüm

- Geçmiş gökyüzü gibiydi, gitmek bilmiyordu bir türlü üstümüzden -

Ne dediğini anlamadığım için yüzüne bakmaya devam ederken kumral, mavi gözlü bir çocuktu karşımda duran.

Ben burada cesaret toplamaya çalışıyım sen gel bana ne de?

Dediklerinden hala bir şey anlamamış şekilde suratına bakmaya devam ederken eliyle arkamı gösterdiğinde arkamı döndüm. Gördüğüm Aston Martin Vanquish ile arabayı kesmeye başladım. Araba demek bile bir hakaretti. Hayallerimi arabası şuan karşımda duruyordu ve bu araba bu odunun muydu?

“Sabahtan beri kornaya basıyorum ve duymuyorsun ezecektim ama son dakika vazgeçtim.”

Ezilirsen Vanquish’in altında ezileyim.

Arabayı kesme işini istemeyerek bırakıp çocuğa döndüm hala odun odun bakıyordu.

“Özür dilemeyecek misin küçük hanım.”

Konuşmayacağımı hala anlamamış şekilde bana bakmaya devam ederek elini uzatarak gülümsedi.

Yanağının solunda beliren şey çukur mu? Yoksa gamze mi? Kesin para verip matkapla yanağına çukur açtırmıştır. Bu kadar derin gamze var mıydı? İçine su doldurup yüzmeye çalışsan boğulursun. 2 metre derinliğindeydi resmen.

“Ben Can… Can Uygar sen yeni gelmiş olmalısın seni tanımadığıma göre”

Uzattığı eline sonra iki metre derinliğindeki çukura baktım. Arkamı dönüp okula doğru ilerlemeye başladığımda arkamı dönmesem de çocuğun şaşkın bakışlarını sırtımda hissediyordum. Koşar adımlarla okulun kapısından içeri girdiğimde transa girmiş gibi okulu incelemeye başladım.

Süper şimdi de müdürün odasını bulmamam gerekiyordu.

Bıkkınlıkla etrafıma bakarken omzumda hissettiğim el ile ani bir hareket ile kolunu tutuğum gibi çevirdim. Acı ile inlemesini duyduğumda hemen bıraktığımda ilk günden dikkat çekmek istemiyordum. Geri çekildiğimde Can olduğunu gördüm. Kolunu tutmuş şaşkın ve korkmuş bakışlarla bana bakıyordu.

Bu çocuk duygularını bu kadar belli etmek zorunda mıydı?

“Ben müdürün odasının gösterecektim… Tabi kolumu kırmasaydın belki sağlam bir şekilde götürürdüm seni ama kırıldı galiba.”

Abartıyordu.

Erkan abi ile bunları çalışırken aynısı ona yapmama rağmen hiçbir tepki alamamıştım ama bu tepki hoşuma gitmişti. Sanki güçlü gibi hissetmiştim kendimi.

Can omzunu tutmuş şekilde bana bakmaya devam ederken bense bıkmış bir şekilde okulu incelemeye devam ediyordum.

“Ben müdürün odasını gösteriyim sana asansör şurada”

Can’ın gösterdiği taraftaki asansöre bindiğimizde Can’ı izlemeye başladım. Acı çeker gibi surat ifadesi ile çok komik duruyordu. Asansörün kapılarının açılması ile gördüğüm müdür yazılı odaya ilerledim. Kapıyı çalmadan içeri girdiğimde Can’ın bana engel olacağı cümleleri müdürün sesini duyması ile kesildi.

“Hoş geldiniz efendim!”

Annemin müdürü arayıp haber verdiği kesinleşmişti.

Can şaşkın şaşkın bana bakarken çantamdan tabletimi çıkarttım.

Hayatımı yaşamama yardım edebilirlerdi ama yeni hayatımdaki kurallarımı ben belirleyecektim.

Beni kimsenin tanımasını istemiyorum. Adımı bile kimse bilmeyecek. Hiç kimse!”

Bir Defter ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin