Yeni bir şehir, yeni bir yaşam... Artık, eskisinden de rahat gibiydi Taehyung. Yeni taşındığı bu şehir, hiç olmadığı kadar iyi hissetmesini sağlıyordu. Çünkü, eski insanlar yoktu artık yanında. Sonunda istediği huzura kavuşabilecekti belki de.
Okulların açılmasına kalmış sayılı günleri umursamıyordu, okul önemli değildi. Bir şekilde başarırdı, hep başarmıştı...
Etrafını kaplayan soğuk havayı içine çekerken, bilmediği bir sokağa girmişti çoktan. Yeni geldiği bu şehri görmek istiyordu. Dolaşabileceği, yalnız kalabileceği yerleri bulmak istiyordu.
Yavaşça ilerledi karanlık sokakta. Sokağın karanlığı önemli değildi, o alışmıştı, bu farklı değildi. Üstündeki monta daha da sıkı sarılırken, bir çocuk gözüne çarptı.
Arkası dönüktü, başındaysa siyah bir bere vardı. Havaya karşın, o kadar da kalın giyinmemişti. Hazırlıksız gibiydi.
Yavaş adımlarla çocuğa doğru ilerledi Taehyung, bunu neden yaptığını bilmiyordu. Sadece adımları ona doğru ilerletiyordu kendini. Normalde hiçbir şeyi düşünmeden yapmazdı, ama bu sefer, bir şeyler oraya gitmesini söylüyordu.
Girdiği transtan kurtulmasını, duyduğu çığlık sağlamıştı. Bu çığlıkla, aynı hemen önünde duran çocuk gibi irkilirken, çocuk onu fark etmişti. Fark etmesiyle gözleri büyüdü çocuğun, hızla bileğini kavradı Taehyung'un.
Taehyung ne olduğunu kavrayamamıştı ki, duvara yapıştı. Çocuk elini ağzına götürüp sessiz olmasını işaret etti. Taehyung onu başıyla onayladığında, gözleriyle bir noktayı işaret etti çocuk. Taehyung, oraya baktığı anda çığlığın sahibini görmüştü.
Genç bir kadın, yerde kıvranıyor, önündeki dört adama yalvarıyordu. Dört adamsa, öfkeden kudurmuş bir şekilde hırpalıyordu kadını. Öyle ki, birkaç metre arkalarındaki duvara saklanmış iki çocuğu göremiyorlardı bile.
Gözleri büyürken onları izlemeye devam etti Taehyung, elbette bir şey yapmayacaktı. Başkalarını düşünmezdi ki hiç. Başkalarının ölümünü önemsemek gereksizdi onun için. Herkes kendisi için vardı. Her ne olursa olsun.
Yanındaki çocuğun da böyle düşünüyor olabileceğini düşündü Taehyung, çünkü o da çok sakindi. Sanki, her gün gördüğü bir manzarayı görüyormuş gibi bakıyordu kadına.
Çocuğu süzdüğünü fark edince gözlerini çekti Taehyung, doğruca kadına geri dönmüştü. Kadın, karnına saplanmış bıçağı tutuyor, gözünden gelen yaşların arasında bir şeyler mırıldanıyordu. Önündeki adamlarsa, işleri bitmiş gibi çekilmişlerdi kadının üstünden.
Kadın, başı yere düşerken umutsuzca sokağın karşısına baktı, iki çocukla göz göze geldiğindeyse, duyamayacaklarını bildiği halde mırıldandı, "L-lütfen..."
Taehyung, kadının bakışı üstüne adamlar onlara dönünce, yanındaki çocuğun sesli bir şekilde küfredişini duydu. Ardından bileği yeniden kavrandı ve duvardan uzaklaştı.
Birkaç dakika içerisinde, sokak boyunca koşturuyor haldelerdi. Çocuk adeta onu sürüklüyordu. Taehyung'sa, tehlikenin farkında olduğu için tek kelime etmiyordu.
Bir süre sonra ikisi de nefes nefese kalmıştı. Koşmaya dayanıklı olmayan vücudunun eridiğini hissederken, etrafına baktı. Adamlar yoktu.
Çocuğa geri döndüğünde, çocuk nefes nefese konuştu, "H-hiçbir şey olmamış gibi devam et, tamam mı?"
Başıyla çocuğu onayladı Taehyung. Zaten öyle yapacaktı.
Ardından, çocuk arkasını dönüp giderken, sadece onu izledi Taehyung. Çocuk yok olduğunda, ancak fark edebilmişti ne olduğunu... Çocuk, onun bileğini tutmuştu. Gözleri büyürken, kendi eliyle bileğini tuttu. Bu... Nasıl fark edememişti?
Cebinden birisi ile temas haline girdiğinde kullandığı jeli çıkardı. Bileğini ufak bir mendil yardımıyla yavaşça temizlerken, sokakta gördüğü serseri görünüşlü bu çocuktan iğrenmemeyi nasıl başardığını düşünüyordu sadece.
~
~Şubat 2016'da~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Butterfly ཿ TaeGi
FanfictionMin Yoongi, serseri kişiliği ile asla ama asla okulunun zekisi olduğu tahmin edilemeyecek birisi. Derslerine önem vermediği, hatta ilgilenmediği halde, ismi daima en tepelerde. İnsanlar, sürekli olarak gizlice çalıştığını düşünse de, onun tek istedi...