Seviştik.Taehyung, sabah uyandığında zihni yeniden düşüncelerle dolmuştu. O kadar yorgundu ki, saat öğlene geliyor olmasına rağmen yeni uyanmıştı. Fakat gözlerini açmıyordu.
Bir süre, yatakta Yoongi'ye ait olan kokuyla uzandı. Bunu huzur verici bulmuştu, evet, ama büyük bir oranda da seks kokusu hakimdi odaya. Dün akşam bu koku oldukça hoşuna giderken, şimdi aynı şeyi söyleyemiyordu.
Hiçbir zaman seksten sonra uyuyakalan bir partner olmak istememişti ama dün, o kadar yorgun düşmüştü ki, Yoongi ile konuşma fırsatı bulamadan uyuyakalmıştı.
Şimdi gözlerini açtığındaysa, Yoongi'nin yatakta olmadığını görmüştü. Ne harika, diye düşündü içinden.
Yataktan kalktığında ansız bir acı hissetmişti. Arka tarafındaki bu acı, yüzünü hafifçe buruşturmasına sebep oldu ama yine de pes etmeyerek üstüne sabahlığını geçirdi. İlk, odadaki tüm camları açarak havalandırma kararı aldı. Daha sonra da yatağındaki çarşafı değiştirdi.
Odasının temizliği bitince banyoya girdi. Bugün, zaten okula yeterince geç kalmış görünüyordu. Bu yüzden hiç acelesi yoktu.
Uzun bir duş aldı. Dün yaşadıklarını idrak etmeye çalıştı ve bol bol utandı. Aniden yapmışlardı! Hep ilk seksinin önceden planlı olacağını düşünürdü. Fakat dün o kadar duygularına göre hareket etmişlerdi ki... Taehyung, düşündüğü anda yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamıyordu.
Duştan çıkınca okul üniformasını indi ve aşağı kata indi. Bay Min mutfaktaydı.
"Oh, Taehyung, uyanmışsın!" dedi Bay Min. "Evde olduğunu bile bilmiyordum... Yoongi de geliyor mu?"
Taehyung ani sorularla biraz irkildi, ardından kaşlarını çattı, "Yoongi çoktan okula gitmedi mi?"
Bay Min de kaşlarını çatarak Taehyung'a baktı, "Hayır... Aslında onu azarlayacaktım, dün Jimin misafirimizken eve gelmedi. Sen de onunlaydın, değil mi?"
Jimin, tamamen aklından çıkmıştı. Başını üzgünce öne eğdi, "Kusura bakmayın."
"Yok, yok, senin suçun değil ya! Yoongi kaba biri sadece," diye konuştu Bay Min. "Jimin de burada kalmadı zaten, gelmeyeceğinizi görünce gitti."
Bu Taehyung'u rahatlatmıştı, "Yoongi ile epey geç döndük."
"Öyle mi? Hiç duymadım," dedi Bay Min. Taehyung, sesinde ufak bir alay yakalamıştı. "Her neyse, Yoongi şimdi nerede?"
"Ben de size aynısını soracaktım... Kahvaltıda falan sizinle değil miydi?"
"Yok, hayır," diye yanıtladı Bay Min. "Sadece Shin ve ben vardık."
İşler, saçma bir hal aldığından, Taehyung ilk Yoongi'nin odasını kontrol etmişti sonra da orada olmadığını görerek okula gitmişti. Okula vardığında, Yoongi orada da yoktu.
Bu biraz kalbini kırmıştı fakat aldırmadı. Eninde sonunda geleceğini düşünerek sınıfa geçti. Zaten aramalarıma da cevap vermiyor, diye düşündü. Beni öylesine atabileceğini falan düşünmüş olamaz ki! Zaten aynı evde yaşıyoruz!
Dersin sonunda zil çaldığında, bir bilgisi olma ihtimaline karşılık aşağı kata indi ve alt sınıflardan birine daldı. Jungkook'un yerini sorgulayıp bulduğunda, hiç beklemeden onun yanına gitmişti.
Jungkook sınıfında oturmuştu ve elindeki telefonu kurcalıyordu. Taehyung hızla yanına ilerledi, "Yoongi nerede?"
"Ne?" Jungkook kaşlarını çatarak sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Butterfly ཿ TaeGi
FanfictionMin Yoongi, serseri kişiliği ile asla ama asla okulunun zekisi olduğu tahmin edilemeyecek birisi. Derslerine önem vermediği, hatta ilgilenmediği halde, ismi daima en tepelerde. İnsanlar, sürekli olarak gizlice çalıştığını düşünse de, onun tek istedi...