Ohne dich? Nein.

2.4K 187 270
                                    

Yazar: Moahael (yine değiştirdim xd)

Bölüm Başı Notu:
Evet, slm. Geçen bölüm öyle saçma sapan bir yerde kestiğim için özür dilerim. Ama nedenini biliyorsunuz.

Ayrıca, 1K olmuş! Ay ne kadar mutlu oldum, biliyor musunuz? Çok teşekkürler. HADİ DEVAM DEVAM.

NEYSE İYİ OKUMALAR!

~

Çocuklar, Chanyeol'den aldıkları bilgi yardımıyla ölen kadının ailesini bulabilmişlerdi. Kadın, söylenene göre teyzesiyle yaşıyormuş. Taehyung kadını biraz araştırınca, Hwang Yoona ismine sahip olduğunu öğrendi. Ve bugünkü hedefleri de, o kadının evine gitmek olacaktı. Yani teyzesi, Lee Sora'nın evine.

Chanyeol'ün evinden döneli bir gün oluyordu. Ve onlar bugün düzenli bir şekilde okullarına gitmişlerdi. Okul çıkışında da, adımlarını doğruca öğrendikleri adrese ilerletmeye başlamışlardı.

Yoongi, kadınla konuşmak konusunda emin değildi ama bunu söyleyemiyordu şu an. Çünkü yanlarında, onlarla eve doğru yürüyen Jeon Jungkook vardı. Sırf Jungkook onlardan şüphelenmesin diye eve doğru yürüyor gibi onu bırakacak, yönlerini oradan sonra değiştireceklerdi.

"Bugün çok sessizsiniz," dedi Jungkook. "Bir şey mi oldu ben yokken?"

"Hayır..." diye mırıldandı Taehyung sakince. "Endişelenme, Kook." Taehyung ve Jungkook, kısa sürede yakınlaşıp arkadaş oluvermişti. Jungkook, tarihin görebileceği en sıcakkanlı çocuklardan biriydi - tabii, delirmediği sürece. Bazen soğuk, kaba ve en önemlisi de ürkütücü olabiliyordu. Kısacası, kişiliği çabucak değişiyordu. Neyse ki, Taehyung da artık Yoongi gibi buna alışmıştı.

Geçen uzun bir yürüyüşün sonunda, Jungkook eve bırakılmıştı. İşte şimdi, Yoongi devreye girebilirdi:

İki çocuk yürümeye devam ederken, Min Yoongi konuşmaya başladı. "Teyzesini görmek istediğine emin misin, Taehyung? Kadının neyin nesi olduğu belli değil, üstelik, bizden şüphelenebilir! Aniden çıkıp merhaba biz yeğeniniz neydi, neden öldü merak ediyoruz mu diyeceğiz?"

Taehyung bir an bile duraksamadan, önlerinden geçen taksiyi çağırdı. İki çocuk arka koltuğa yerleşmeden önce, Yoongi ceketini onun için koltuğa sermişti. Bunu yapmasının sebebi de, Taehyung'un bakışlarıyla bu şeyi sevmedim işareti verişiydi. Zaten, yavaş yavaş bu çocuğa ve huylarına alışıyordu Yoongi. Üstelik, Taehyung o kadar sinir bozucu da değildi artık. Evet, eskiden şu titizliği Yoongi'yi deli ediyordu. Ama artık, buna çok da önem vermemeye başlamıştı. Ya değişen Yoongi'nin düşünceleriydi ya da Taehyung eskisi kadar psikopat değildi.

"Bilmiyorum," diye geç de olsa cevapladı Taehyung. "Umurumda da değil, Yoongi," Soğuk bakışlarını Yoongi'ye çevirdiğinde, Yoongi bir süreliğine duraksadı. Normalde, soğuk olanın kendisi olduğunu sanıyordu Yoongi. Ama görünüşe bakılırsa, yanılıyordu. Çünkü Taehyung tuhaf bir çocuktu. Evet, hiç doğru dürüst bir güler yüzlülüğü olmamıştı ama... Son zamanlarda, tavırları da bir hayli sertleşmişti. Bu da haliyle Yoongi'nin sinirlerini bozuyordu. Onlar her ne kadar öpüşmüş olsa da arkadaşlardı! Hatta üvey kardeş - aa, pekala, üvey kardeş oluşlarına ne Yoongi, ne Taehyung ne de başka biri inanıyordu aslında.

Yoongi'den ses gelmeyince, Taehyung devam etti, "Anlamıyorsun, değil mi?" Taehyung iç çekerek başını arkaya attı. "Sorun annemin ölümü değil... Herkes ölür," Bakışlarını taksinin tavanına sabitleyerek soğuk ses tonunu korudu. "Sorun, annemin öldürülmüş oluşu. Elimden zorla alınması! O da bir intikamı hakkediyor, değil mi?"

Little Butterfly ཿ TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin