ANTRENMAN ZAMANI

127 5 0
                                    

Sabah alarm sesiyle uyandı.Kalkar kalkmaz spor kıyafetlerini giydi ve doğruca mahallesindeki parka gitti.Onu görenler şaşkındı,içlerinden ''bu çocuk marangozda çalışmıyormuydu''dediler.Sonra bir kadın :

-''Ben bu çocuğu tanıyorum.Dört beş sene önce mi ne idi,okulda kavga ettiği için atılmıştı.Demek ki yine akıllanmamış.'' Dedi.

Doğukan ise milletin bakışlarına hiç aldırış etmeden işine bakıyordu.İlk önce biraz ısınma ve esneme hareketleri yaptı sonra yürüdü ve ardından koşmaya başladı.İlk antrenmanı olduğu için çok zorlanıyordu,daha fazla koşmaya dayanamadı ve durdu.Nefes nefese olduğu yerde bekliyordu.Sanki içi dışına çıkacak gibiydi.Sporu bırakıp tekrar başlamak ne kadar da berbat bir durumdu. Sonra biraz dinlenip soluklandı.İçinden ''bu halı sahada eskiden ne kadar güzel koşuyordum''diye geçirdi.Sanki eski günleri özlüyor gibi oldu biran.Sonra durup düşünmeyi bırakıp yere dizlerinin üzerine çöktü.Yumruklarını sıktı ve şınav pozisyonu alıp bir süre bekledi.Acaba eskisi gibi şınav çekebiliyormuydu ? Sonra yumruk üstü şınav çekip içinden saymaya başladı ''bir,iki,üç,dört...'' ama tıkanmıştı.Ne kadar çok gerilemişti öyle,daha dört şınav çekmeden hemen kolları ağarmaya başlamıştı.Neyse diyerek ayağa kalktı,ağaran kollarını ovaladı ve halı sahadan çıkıp bir banka oturdu.Bir süre bankta dinlendi sonra etrafa bakınmaya başladı.Sonra kendi kendine :

-''Bu günlük bu kadar antrenman yeter herhalde.''Dedi ve eve doğru yol aldı.

Evde biraz dinlendikten sonra atletini değiştirdi ve hocasıyla anlaştığı gibi öğlene doğru kulübün yolunu tuttu.Hava şansına çok güzeldi.Doğukan böyle açık havalarda antrenman yapmaya bayılıyordu.Neyse merdivenlerden inip kulübüne girdi ve Erol hocayı ringde oturmuş vaziyette görüyordu.Doğukan'ı bayağıdır bekliyordu.Kulüpte ikisi dışında kimse yoktu.Erol hoca kalktı ayağa ve dudağını büzerek :

-''Hoş geldin işe yaramaz şampiyon.''Dedi.

Doğukan böyle şakalardan nefret ediyordu :

-''Hocam,işe yaramaz demeseniz olmaz mı ?''Diye sordu.

-''Neden alındın ki ? İlk bir işe yarada,efsane şampiyon da deriz.Lakapları çok dert etme.Tamam neyse hangi lakabı takayım sana ? ''Rüzgar Yumruk'' nasıl ?

Doğukan biraz düşündü ve sonra yıllar öncesi aklına geldi.O zaman ona ne derdi arkadaşları ? Okuldakiler,mahalledekiler ona nasıl seslenirlerdi ? ''Tabi ya'' dedi içinden :

-''Hocam buldum !''

-''Söyle bakayım''

-''Bana bundan sonra,''BOKSÖR ÇOCUK'' diyeceksiniz.''

-''Ne lan bu boksör çocuk ? Daha iyi bir şey bulamadın mı ?''

-''Hocam bu lakap benim için çok önemli.Büyük bir kavgadan sonra herkes bana böyle seslenmeye başladı.''

-''Tamam her neyse,fena da değilmiş aslında.Tamam neyse uzatmayalım,hadi bakalım Boksör Çocuk,ne kadar sertsin görelim.Bu lakabın hakkını ver oldu mu ?''

-''Evet hocam.''

-''Tamam şimdi biraz düşünelim,sana göre bir antrenman şekli bulacağım.''

Doğukan,hocanın ne söyleyeceğini umutsuzca bekliyordu.İçinden ''inşallah yine teknik falan çalışmayız'' diye geçiriyordu ki hoca,ona şöyle bir kolaylık getirdi :

-''Sana bir şey söyleyeceğim daha doğrusu bir teklif sunacağım.''

-''Evet hocam,dinliyorum.''

-''Senin yöntemlerinle çalışacağız.''Dedi hoca.

Doğukan şaşırmıştı ''nasıl yani''der gibi bir bakış attı.Hoca tekrar :

-''Yani,sadece güç ve hız odaklı antrenman yapacağız.Zaten bu saatten sonra teknik öğrenmeye vaktin yok.''Dedi Erol hoca.

Doğukan buna çok sevinmişti.Sonra Erol hoca,Doğukan'ın omuzunu tuttu ve ona :

-''Hadi bakalım boksör,şimdi ben elime lapa (ellik) alacağım,sende var gücünle,tüm hırsınla yumruklarının asıl gücünü göstereceksin bana.''

Doğukan çok heyecanlanmıştı,içinden ''yine başlıyoruz''dedi ve eski kullanmadığı boks eldivenlerini giydi ve Erol hocanın karşısına geçti.Erol hoca elindeki lapaları Doğukan'a doğru tuttu ve :

-''Sol,sol ardından sağ,hadi hızlı !''

Doğukan bu komutla beraber birden bağırarak var gücüyle lapaya geçirmeye başladı.Vurdukça bilekleri acıyordu.Yumrukları vururken dahada hızlanıyordu.her tarafı şimdiden ter içinde idi.Erol hoca :

-''Daha hızlı vursana oğlum,oyun oynamıyoruz burada.''Diye bağırıyordu.

Doğukan çok daha hızlı vurmaya başladı.Yumrukları o kadar hızlanmıştı ki artık Erol hocanın elleri acımaya başlamıştı.Bir süre lapa çalıştıktan sonra 2,5 saat torba ve yarım saatte ip atladı.Doğukan ilk günden bunalmıştı antrenmandan.

''Bu yeni karslı hoca onu öldürmek mi istiyordu ? O kadar yorulmuştu ki nefes nefese antrenmana devam ediyor,bir yandan da hocaya yalvarıyordu :

-''Hocam Allah aşkına biraz ara verelim,bittim.Bende güç kalmadı.''

Hoca,Doğukan'ın söylediklerine hiç aldırmıyor,antrenmanı da bitirmiyordu.

Hocanın asıl amacı ise bu çocuğun yumruklarını,dört sene önceki sertliğe ulaştırmaktı.Sonra hoca Doğukan'a :

-''Hadi devam et,Olimpiyat şampiyonu olmak kolay mı sanıyorsun ?''Diye bağırıyordu.Boksör Çocuk o kadar çok yorulmuştu ki ağzından soluyordu, sanki kalbi duracak gibi oluyordu.Hoca ise konuşmaya devam ediyordu :

-''Sen Olimpiyatlara nasıl çıkacaksın ha ? Orada onlarca profesyonelle nasıl kıran kırana dövüşeceksin ?''

Doğukan bu sözleri duyunca,ip atlama antrenmanını bırakıp boks eldivenlerini taktı ve torbaya geçti,sonra arkasını dönüp hocaya baktı :

-''Hocam biraz daha torba çalışayım,yeterince ısındım değil mi ?''

Sonra torbaya baktı ve kollarını gard pozisyonuna getirdi.Birden torbaya çılgınca vurmaya başladı.Torbaya o kadar sert vuruyordu ki,torbanın zincirleri kopacak gibiydi.Hocanın daha demin söylediği sözleri hatırlayınca daha sert vurmaya çalışıyordu ve dişlerini sıkıyordu.Vururken bağırıyordu böylece daha güçlü vuruyordu.Tüm gücünü iki dakikada harcıyordu.Her şeyi birden yapıyor ama işin sonunu düşünmüyordu.Her gün saatlerce torba dövüyor ve ip atlıyordu.Sonrada eve sarhoş gibi bitmiş bir halde geliyordu.Sokaktaki herkes onun hakkında ''deli'',''oynatmış'' gibi benzer kelimelerle konuşuyor hatta alay ediyorlardı.Kimse onun,gittikçe yaklaşan Olimpiyatlarda bir yere varamayacağını hatta yarışmanın önünden dahi geçemeyeceğini söylüyorlardı. Bu konuyla ilgili mahallenin gençleri hikayeler uydurup kendilerini eğlendiriyor-lardı.Doğukan ise sürekli antrenmana gidiyor,günde altı saat boks çalışıyordu. Ne olursa olsun içinde bir umut vardı ve bu umut onu olmayacak şeyler yapmaya zorluyordu.

�ö�-a�



BOKSÖR ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin