İLK İŞ GÜNÜ İLK MESAİ

118 4 0
                                    

Sabah kalktığında artık okul derdi yoktu.Daha erken kalktı ve eski elbiselerinden birini giydi.Hakikaten her koyun kendi bacağından asılıyordu.Sonra evden dışarı çıktı.Dışarıda çok güzel bir hava vardı.Kuşlar ötüyor,güneş ışıkları insanların içini açıyordu.Okula giden çocuklar,Doğukan'a ''yazık buna''dermiş gibi bakıyorlardı.Artık hakikaten diğerlerinden farklıydı ama kötü anlamda.Acaba onun suçumuydu bu olanlar ? Ne yapabilirdi ki ?Kaderi öyle idi.Sonuçta kaderini o yazmadı ki.Sonra kapıdan babası göründü.Doğukan'ın yanına vardı.Onu kolundan kavradı ve bir şey dahi konuşmadan tanıdığı bir marangoza doğru yol aldılar.İkisi de marangoza vardı. Çalışanlar,bu çocuğu görünce şaşırdı.Sonra patron,Doğukan'a :

-''Hoş geldin yeğenim,çırağa ihtiyacımız vardı zaten.''Dedi.

Babası patrona dönerek :

-''Eti senin,kemiği benim.Ya da dur hepsi senin olsun ne de olsa bir işe yaradıkları yok.'' Diyerek bir espiri yaptı.Doğukan hariç herkes kahkahalara boğuldu.Doğukan,babasının başkaları yanında bu şakayı yapması yerine ölmeyi tercih ederdi.Sonra babası kendi işine giderken seslendi :

-''Kolay gelsin ağalar.Unutmayın biraz ezin ki aklı başına gelsin.''Dedi.

Ustalar hep beraber :

-''Sağol,tamam merak etme biz onu yola getiririz.''Diye cevapladı.

Doğukan,yapılacak bir işin olmadığını düşünüyordu,o yüzden gidip bir kenara oturdu.Usta bu tembel çırağı otururken görünce :

-''Ulan okul mu sandın burayı ? Kalk lan yerdeki pislikleri temizle.''Diye bağırdı.

Doğukan sinirlenmişti.İçinden hepsine dalası geliyordu ama o büyüklerine saygılı biriydi.Sonra ayağa kalktı ve yerdeki çekpası aldı.Sıkıca kavradı,saatlerce talaş tozlarını bir kenara toplayıp çuvala doldurdu.Bu çuvala bir süre baktı ve içinden mırıldanarak :

-''Vay anasını be ! Daha üç ay önce böyle çuvallardan kum torbası yapıp,çatıda ne çalışıyordum ya.''Diye anılarını tazelerken yüzü güldü.O anda patron var gücüyle bağırdı :

-''Lan sen belamısın ? Git at şu çuvalıda gel.Daha dolap taşıyacağız.''Dedi.

Doğukan hızlıca çöpü atmaya gitti.O ilk gün onun için en zor gündü.Eve gelince ilk işi koltuğa uzanmak oldu.O gün ölesiye yorulmuştu.Doğukan ancak antrenmanlarda bu kadar çok yorulurdu.Sonra telefonunu aldı ve boks resimlerine bakıp,yaptığı maçları izledi.İkinci gün biraz daha alışkındı bu iş eziyetini çekmeye.Sadece zor olan işmiydi ? Tabi ki de hayır.En zoru sabahın o kör saatinde kalkmaktı.Neyse kalktı ve doğruca marangoza gitti.Herkese selam verdi.Dünküne göre daha dostça yaklaşıyordu ustalara.Boksör Çocuk'un bu tavrı sanki yenilgiyi kabul etmiş gibi bir tavırdı.O gün çok yoğun çalışıyordu.Çay içme saati gelince,çayını herkesten önce aldı ve dışarı merdivenlerde oturmaya çıktı.İnsanları izlemeye bayılıyordu.Çayını elinden merdivene koydu.Üstüne ve elbiselerine baktı,her yeri toz pislik içinde idi.Sonunun böyle biteceğini nereden bilebilirdi ? Sonuçta nereden nereye gelmişti.Sonra birden 2020 Tokyo Olimpiyatlarını hatırladı.Birden kaşlarını çattı ve kafasını göğe çevirdi.Kararlı bir şekilde baktı ve dedi ki :

-''Bir gün insanlar beni ayakta alkışlayacak.Beni ringlerin kıralı sayacaklar.Şu bir halt olmaz dedikleri çocuk,çok şey başaracak.Dünya benim büyüklüğümü görecek.Bir gün,Elbet bir gün...''


BOKSÖR ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin