Bölüm12. Dönüş

5.8K 443 149
                                    

"Asla! Asla öyle bir şey olmayacak. Boşuna çenenizi yormayın!"

Abim bağıra bağıra odadan çıkınca Ayşe'yle kalakaldık. Hayır ya, her şey bu kadar çabuk bitmemeliydi. Hayır, hayır.

Ne kadar çok uğraşmıştım bu iş için. Şimdi ufacık bir denk gelme yüzünden buradan geri götüremezdi beni. Hayır, Allah'ım ne olursun abimin aklını başına getir!

"Oha. Hamza'yı hiç bu kadar kararlı görmemiştim. Ne yaparsak yapalım, boşuna gidecek gibi hissettirdi resmen sesinin tonu. Değil mi?"

Ayşe fazlaca umutsuz konuşmuştu. Ama.. ama onun bana destek olup beni yüreklendirmesi gerekmiyor muydu? ÜF bu kız!

"Ayşe ya.. Ne olacak şimdi? Nasıl ikna edeceğiz biz bu manyağı? Ben abimi bilirim. Koruma içgüdüsü tavan yaptı mı böyle olur. Okuduğum kurs basıldığında da böyle yapmıştı. 3 ay kursa yollamadı ya! Şimdi hocalığa yeni başlamışken ufacık bir şey yüzünden beni Bursa'dan götürecek mi yani?" 
"Vallahi hiç benden destekleyici cümleler falan bekleme eğer öyle bir beklenti içerisindeysen. Ben kocamı kaç zamandır ilk defa bu kadar net ve kararlı görüyorum. Normalde hep ikna edilesi bir tarafı olurdu bu adamın, bu sefer hiç öyle durmuyor. Ben karışmam korkarım."
Mükemmel. Ayşe de bana yardım etmezse abimi ikna edemezdim ki.
İnanmıyorum. Elin adamı bir yere bomba döşedi diye ben burada daha yeni kurduğum düzenden mi vazgeçecektim?

Hayır, bunun bir çözümü olmalıydı. Bu kadar kolay vazgeçemezdim! Bursa'ya gelebilmek, hocalık yapabilmek için ne kadar dua etmiş; aileme ne kadar dil dökmüştüm ben!

Aksine bugün de ders vardı. Abimin hocalık duygularına oynayacaktım. Kararım kesindi, belki arkamda Ayşe desteği yoktu ama abimi ikna edecektim.

Ayşe'ye sırtımı dönerken kendimi motive ede ede abimin peşinden balkona çıktım. Kendini demirlere yaslamış, sırtı bana dönük öylece duruyordu. Belli ki canı çok sıkkındı. Onu da üzmek istemiyordum ama bu kadar çabuk vazgeçemezdim hayallerimden. Olmazdı yani. Üstümdeki büyük örtünün kenarını alıp yüzümü örtecek şekilde iğneledim diğer tarafa. Derin bir nefes alıp, besmeleyle adım attım balkona.

"Abim? Biraz konuşabilir miyiz?"

Evet, sert bir cevap gelirse bile şaşırmamalıydım. Çünkü eminim buraya neden geldiğimi biliyordu. Ben onu ne kadar tanıyorsam, o beni iki belki üç katı tanıyordu. 

Hiç istifini bozmadan, "Ayağına terlik giy gerizekalı," deyince haliyle kalakaldım. Bir abime bir ayaklarıma baktım. Hemen dediğini yapıp sol tarafta duran terlikleri ayağıma geçirdim. Ayaklarım çok çabuk üşürdü benim. Çok çabuk da hasta olurdum. Bünyem çok zayıftı anlayacağınız. Bu kadar sinirliyken bile beni düşünüyordu, canım abim ya!

İğrenç bir ses çıkaran terliklere tiksinti dolu bir bakış attıktan sonra abimin yanında durdum.

"Abi?"

"He?"

"Kızgın mısın bana? Abi vallahi ben seni üzmek istemedim. Ben hiç seni üzmek iste.."

Abim hışımla bana döndü. Daha lafımı bitirmeme müsaade etmeden konuşmaya başladı.

"Ne kızması be Hafsa?! Korktum korktum. Aklım gitti sana bir şey olacak diye. Kızım ben seni çok ayrı seviyorum, biliyorsun. Polisin seni tuttuğunu haber alınca elim ayağım birbirine dolandı. Ne yapacağımı bilemedim. SubhanAllah! Ya çıkamasaydın? Ya seni saçma sapan bir deliller suçlu bulsalardı? Kafayı yerdim kafayı!"
Abimi ilk defa bu kadar çaresiz görüyordum. O an söyleyecek bir şey dahi bulamadım. Sadece abimin dolu dolu olmuş gözlerine bakabiliyordum. Yapılacak ilk şey olmayabilir ama içimden geçeni yaptım ve abime sarıldım. Sıkı sıkı sarıldım. O da önce bir şaşırdıysa da sonradan bana karşılık beni beni resmen içine içine soktu.
"Çok korktum Hafsa'm. Allah biliyor ya içimi, kalbim ağzımda geldim oraya."

Tevafuklar-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin