Sanki Tanrı 'dur yeni bir şey deniycem' diyip onu yaratmış gibi, eşi benzeri yok. Baksana, nasıl da mükemmel nasıl da harika..."
Baekhyun bıkkınlıkla nefes verip yemeğinden başını kaldırarak Jongin'in söylediği yere baktı. Sırf çenesini biraz olsun kapatsın diye bakışlarını bir kaç masa uzaklarında olan kısa çocukta oyaladı. Öğle yemeği için et yemeye gelmişlerdi ve Baekhyun Kyungsoo'yu gördüğünden beri çenesini bir an olsun kapatmayan Jongin'le mücadele ediyordu.
"Hey! Çok fazla baktın, önüne dön!"
Ya da mücadele etmeye çalışıyordu mu demeliyim? Hangi günahın bedelini ödediğini düşünmeye başladı. Yaptığı yaramazlıklar gözünün önünden film şeridi gibi geçmeye başladığındaysa cehenneme gideceğine emin olmuştu çoktan. Belki de cennete açılan bilet Jongin'in takıntılı aşk hayatına sabretmekten geçiyordu, kim bilir.
"Neden gidip selam vermiyorsun?"
"DELİRDİN Mİ? BU HEYECANLA KENDİMİ REZİL EDERİM!"
Çevrelerinden onlara yönelen bakışlar bu hipotezi kesin kılmıştı. Korkuyla Kyungsoo'nun masasına baktığında kısa çocuğun çoktan kendisini fark etmiş olduğunu gördü Jongin. Göz göze geldiklerindeyse diğerinin dudaklarına yerleşmiş gülümsemeyle çoktan sol kolu uyuşmaya başlamıştı. Birazdan parmakları da uyuşmaya başlarsa kalp krizi geçirdiğine emin olacaktı. En son karşılaştıklarında nasılsa sarhoş, hatırlamaz diyerek gayet rahat olmuştu fakat gün aydığı zaman işler değişmişti ve Kyungsoo artık sarhoş değildi. Olayları ona tek nefeste açıklamış, sonra işim var diyerek evden kaçmıştı. Kyungsoo'nun bir daha onu görmek istemeyeceğini düşünüyordu fakat beklediğinin aksine çocuk kindar çıkmamıştı. Dün kendisinden bahsederken 'iyi çocuk' demişti ve şimdi hiçbir şey olmamış gibi kendi masasına geliyordu.
HAY BİN UÇAN PENGUEN!
KYUNGSOO JONGİN'E DOĞRU GELİYORDU!
KYUNGSOO JONGİN'LERİN MASASINA GELİYORDU!
KYUNGSOO YANINDA BULUNAN CHANYEOL KİŞİSİYLE BERABER ONLARA DOĞRU GELİYORDU!
"Merhaba~"
Arkasından gelen sese döndüğünde anıra anıra gülmemek için kendini zor tuttu Baekhyun. Jongin'in heyecandan ne hallere gireceğini düşününce şimdiden eğlenmeye başlamıştı. Esmer olana döndüğündeyse dilinin tutulduğuna yemin edebileceği bir ifadeyle kısa çocuğa baktığını gördü. Bu çocuk... Diğer insanlara karşı gayet rahat olsa da aşık olduğu kişilerin yanında hep böyle oluyordu. Bütün hikayeleri hüsranla sonuçlanmış olan arkadaşına yardım etmesi gerektiğini hissetti o an.
"Merhaba?"
Bakışları kısa çocuğun yanındaki uzun olana kaydığında çocuğun ona korkutucu bir şekilde dikkatle baktığını gördü. Masada dumur olmuş bir kişi vardı zaten, ikincisi ne alakaydı pek çözemedi.
"Ah şey..." dikkati üzerine çekmek için giriş yaptı Kyungsoo "Kai'nin müşterisiyim, görünce bi selam vermek istemiştim." bakışlarını siyah saçlı çocuktan çekip esmer olana yönelttiğinde çocuğun kendisine sadece bakıyor olduğunu gördü. Rahatsız mı etmişti, emin olamadı.
"Öyle mi? Otursanıza~"
Jongin masanın altındaki bacağında hissettiği mucizevi çimdikle kendine geldi. Kafasını Baekhyun'u onaylarcasına araba oyuncakları gibi sallayıp genişçe gülümsedi. Bu gülüşün ucubemsi bir gülüş olmamasını umuyordu lakin yüz felci geçirecek kadar gerilmişken elinden bundan fazlası gelmiyordu, yapabilecek bir şeyi yoktu.
"İyi madem, birazcık zamanımız var sanırım. Dimi Chanyeol?"
Beklediği onayı alamayınca yanına döndü ve arkadaşının transa girmiş ifadesiyle karşı karşıya geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kakao Blank •KaiSoo• √
Teen FictionYaoi bir hikayedir. Yani homofobikler go back to where fucking you came from, bitches!