Pazartesi sabahıydı ve öğlen olmak üzereydi. Önceki akşam Jongin mesajlaşmamışlardı ve sabah da çevrimiçi olmasına rağmen hiçbir şey yazmamıştı.
Nasıl bi anda ergen kızlar gibi elinde telefonla mesaj beklemeye başlamıştı anlamamıştı. Ayrıca kısıtlanmaktan nefret ederdi ve ona karışmaya çalışan kişilerin inadına gidip ondan istenenin tam tersini yapardı. Ama az önce Chanyeol'ün dışarı çıkma teklifini reddetmişti. Emindi ki o aşık aptal Baekhyun'u görmek için dükkana gitmek isteyecekti ve Jongin onları yine yan yana görüp üzülecekti.
Evet, dükkana gidip Jongin'i görme fikri güzeldi ama bunu Chanyeol ile beraber yapmak istemiyordu. Sonuçta yine asalağa bağlayabilirdi ve Kyungsoo da onunla uğraşmaktan Jongin'e odaklanamazdı.
Ne ara böyle Jongin'i görme meraklısı olmuştu ki? Daha önceleri onun Jongin olduğunu bilmediği, onu Kai olarak tanıdığı zamanlar böyle bir isteği yoktu ancak o şapşal kişiliğin o bedenin sahibi olduğunu öğrendiğinden beri onu görmek istiyordu.
E o zaman görmeliydi, değil mi?
Ani bir kararla yüzündeki sırıtış eşliğinde yayıldığı kanepeden hızla kalktı. Vakit Jongin'in elinin ayağının dolaştığı halini izleme vaktiydi!
****
Giydiği gri tshirtü düzeltip saçlarını hafifçe karıştırdı. Dükkanın kapısı normal kuaför dükkanları gibi olsaydı belki nasıl göründüğünü anlayabilirdi ama ne yazık ki Jongin bir farklılık yaratıp siyah bir kapı seçmişti.
Derin bir nefes alıp kapıyı açtığında karşısında yine o renkli dünyayı buldu. Gözleri Jongin'i taradığında ileride tekerlekli sandalyelerin birinde oturan kızın saçını kesmekle meşgul olduğunu gördü. Yaptığı işe öyle odaklanmıştı ki ne geleni umursuyordu ne de gideni.
Her ne hikmetse yine ve yine onca çalışanın içinden Sehun tarafından farkedilmişti ve şimdi o kendisine doğru gelirken bakışlarını Jongin'den çekmek zorunda kalmıştı.
"Naber?"
Sehun'un hafifçe gülümseyerek sorduğu soruyla derin bir nefes verdi. En azından burada ne arıyorsun falan dememişti.
"Kai için geldin değil mi, yine?"
O söylemeden anlamış olması güzeldi.
"Biliyor musun, geçen sefer tam sen çıktın o geldi. Ben sana biraz bekle demiştim. Çok tezcanlısın değil mi? Ama yine biraz beklemen gerekiyor çünkü gördüğün üzere o şu an biraz meşgul."
Bir nefeste söylemeyi nasıl başarmıştı, Kyungsoo o an sadece bunu merak ediyordu.
"Acil bir işim çıkmıştı." elini ensesine atıp yalanının anlaşılmamasını umarak saçlarını karıştırdı "Sorun değil, beklerim."
Sehun'un dudaklarındaki hafif tebessüm yerini genişçe gülümsemeye bıraktığında vücudu gereğinden fazla gerildi Kyungsoo'nun. Jongin yanında böyle mükemmel biri varken neden kendisini seçmişti anlayamadı. İlk sevgilisinin Sehun olduğunu düşünüyordu ve o ikisi bile yapamadıysa kendisi ile Jongin'in şansı neydi düşünmek bile istemiyordu.
"Otur o zaman sen, bitince geldiğini söylerim ona."
Kafasıyls onaylayıp geçen gün oturduğu koltuğa kurulup bakışlarını tekrar Jongin'e yöneltti.
Makas uzun parmakları arasında zarifçe hareket ederken kaşları dikkatle çatılmıştı. Üstündeki salaş siyah tshirt şekilli vücudunu sarmış, siyah düz bir pantolon kutsanmış bacaklarını kucaklamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kakao Blank •KaiSoo• √
Teen FictionYaoi bir hikayedir. Yani homofobikler go back to where fucking you came from, bitches!