Konu aslında çok bilindik. Ergenlik dönemini ağır şartlarda geçirmiş masum bir kız, onun tam tersi pek de masum görünmeyen bir çocuk. Zaten masum kızlar hep kötü çocuklara âşık olmaz mıydı? Belki de her zaman olduğu gibi mutlu olabilirlerdi. Ama olmadı. 17 yıllık yaşamının en ağır tokadını yedi kız oğlandan. Bu kadar gaddar olduğunu bilmezdi, bilemezdi. Kız bütün hayal kırıklıklarını da alıp evine döndü. Her şeyi kırıp dökmek istedi. Ama yapamadı. Onu üzemezdi. Tek ailesi olan dedesinin üzülmesini istemezdi. Hep içine attı. Konuşmazdı pek. Zaten konuşacak kimsesi de yoktu. Bazen odasındaki eşyalarla konuşurdu. Onu da evdeki çalışanlara yakalanınca bıraktı. Artık tamamen yalnızdı. Beynindeydi her şey. Onlar oradan çıkmaya can atarken o zincirler vurmaya devam ediyordu.
O istemezdi böyle olmasını. Kız da güzelliğini göstermek isterdi. Zayıf olmak isterdi. Zengin olduğunu duyurmak isterdi. Ama bunu hiçbir zaman yapmadı. İnsanların ona yaklaşmasından nefret ederdi. Hele ki menfaat için gelenleri bir kaşık suda boğmak isterdi. Zekiydi aslında kız. Bunu da gizlemişti. Nedenini kendi de çözemese hep saklardı kendisini.
Bir gün çocuğu gördü. Daha çok küçüktü ama çoktan kalbi onun için atmaya başlamıştı. İlk defa bir insana yakın olmak istedi. Onu hep izledi uzaklardan. Sırf ona yakın olmak için devlet lisesinde okumayı bile göze aldı kız. Tam 4 yıl tuttu kendini. Lisenin son senesine geçtiğinde bir karar aldı kız. Ne olursa olsun söyleyecekti aşkını. Ona kendini gösterecekti. Aklından geçen senaryolar çok farklıydı yaşadığından. Beklememişti yaşananları. Belki de o yüzden bu kadar ağır gelmişti.
Gitmekte buldu çareyi kız. Gitmeliydi ki bütün acıları dinsin. Gittiğinde büyümek istedi. Değişmek istedi. Dedesinin lafı geldi aklına. Bir şeyi kalpten istersen olur demişti dedesi. Kız odadaki aynasından kendisine baktı. Önce kalın çerçeveli gözlüğünü çıkarttı. Topuz yaptığı saçlarını açtı. Kendi göz bebeklerine dikkatle baktı. Derin bir nefes aldı. Kendine gelen güvenle gözleri parlamıştı.
"Değişebilirsin Kim Taeyeon. Bunu yapabilirsin!"
Kız topladığı valizini de alıp ağır ağır indi merdivenlerden. Âşık olduğu dedesine sıkıca sarıldı. Ağlamıyordu. Aslında çok güçlüydü kız. Kimsenin yaşamadığı şeyler yaşamıştı kısacık ömründe. Bu onu güçlü kılıyordu. Kız ani bir hamleyle ayrıldı dedesinden. Sarılmaya devam ederse yaşlı adamın onu bırakmayacağını biliyordu. Araba hareket etmeye başlayınca arkasına baktı. Uzun uzun bakıp beynine kazıdı manzarayı. Ağlamamak için kendini zor tutan yaşlı adama, ona kardeş hatta anne, baba olan çalışanlara, en yakın arkadaşı Ginger'a ve çocukluğunu geçirdiği görkemli bahçeye son kez baktı kız. Uçağın motorlarından gelen büyük gürültüyle titredi kız. Yanındaki küçük camdan ardında bıraktığı hayatı düşündü kız. Kimsenin duyamayacağı şekilde fısıldadı.
"Hoşça kal ezik Kim Taeyeon."
Heyooo!
Bücür Prenses, 1. yıldönümünde geri döndü! Tam bir yıl önce bu satırları ne heyecanla yazmıştım. Duygulandım lanet olsun! Şimdilik yavaş yavaş günde 2 bölüm yüklesem olur mu acaba? Neyse ben yine yeni yıla Bücür Prenses'le gireceğim galiba :D Eski heycanımı kazanmam lazım buradan başlamak istedim :)
Şimdilik kaçtım!
Öpüldünüz güzellikler!
Aşk ile kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bücür Prenses ✴ BaekYeon ✔
Fanfictionİlk aşklar masum ve güzel olmaz mıydı? Benim yaşadığım ne? Kötülükte master yapmış aşağılık bir herifin kalbimi tuzla buz etmesi. Artık sıra bende! Karşınızda Bücür Prenses! Tüm hakları çöplüğümde bir yerlerde. Bulun bulabilirseniz! ~Medusa~