Medya: Her rengin yakıştığı bir adet Taeyeon.
Kendimi bazen Gamer filminin başkahramanı Kable gibi hissediyorum. Sanki Simon piçi elinde joystickle tüm hayatımı alt üst etmekten zevk alıyor. Simülasyonun içinde sıkışıp kalmışım kaçsam ölecekmişim gibi. Kaçmazsam da işkenceden ölecekmişim gibi.
Düşüncelerime son verip Nayeon'u kaldırdım. Lavaboda yüzünü yıkadıktan sonra ofise geri döndük. Arşive gitme bahanesiyle merdivene geri döndüm. Bu işe bir çözüm bulmalıydım. Çözüm de belanın kendisindeydi. Telefonumu çıkarıp aramaya bastım.
"Dedoş?"
"Efendim prensesim."
"Prensesinin başı belada dedoş. Neden? Çünkü çok zeki dedesi bir oyuna kalkıştı. Neymiş efendim prenses değil stajyer olacakmışım."
"Kızım ne oldu? Doğru düzgün anlatsana."
"Anlatıyorum işte. Şimdi dedoş sen beni stajyer yapmasaydın ben burada gereksiz bir insanla karşılaşmayacaktım. Dur konumuz bu değil şimdi. Konumuza gelirsek ben buraya gelmeseydim dünya tatlısı Nayeon'la tanışamayacaktım. Tamam, kabul bu iyi bir şey. Ama Nayeon'un evsiz kaldığı öğrenemeyecektim. Asıl sorun ise onu kalması için evime davet etmeyecektim. Evimin şirket sahibinin de evi olduğu gerçeğini düşünürsek bu büyük bir sorun değil mi? Şimdi dedoş çözmem gereken bir sorun var ve bu sorunun asıl sebebi sen olduğun için çözmek de sana düşüyor."
"Of be kızım başım şişti dır dır dır. Babaannen bu kadar konuşsaydı ben çoktan öbür tarafa yollanmıştım. Kızım hiç mi çekmedin sen babaannene? Hayır, bizim ailede senin kadar geveze yok ki."
"He dedoş he. Ben de zaten evlatlığım dimi. Bana geveze diyene bak. Bir sus da çözüm bul bana. Yoksa akşam misafirimiz olacak."
"Aman aman seninle de iki lafın belini kıramıyoruz."
"Dedoş ne iki lafı ya 10 dakikadır konuşuyoruz yuh yani. Yalvarırım çözüm bul, ne olur. Bak ne istersen yaparım."
"Tamam kızım, ben çaresine bakacağım. Toplantı başlıyor kapatmalıyım."
Sanki ben lafa tutuyorum! Bana geveze diyor bir de yaşlı bunak. Ah ah, normal insanların dedeleri kim olduğunu unutur benimki hala cinlik peşinde. Bunağa bak ya! Beden 80, beyin 20 yaşında. Hem umutlu hem umutsuz bir şekilde ofise geri döndüm.
2 saat geçti hala haber yok. O yelkovan her hareket ettiğinde kalp atışlarımın ritmi de artmaya başlıyordu. Derken kalbimi ağzıma getiren mesaj sesi duyuldu.
Kimden: Young Old Boy
Prenses işlem tamam. Aşağıdaki adres hazırlandı. Arkadaşınla orada kalabilirsin. Kapı şifresi doğum tarihin.
Bunağa bak sen. Mesaj da yazarmış. Adamın bir selfie çekmediği kaldı. Belki onu da yapıyor da benim haberim yok. Boşuna demiyorum ben beyin 20 yaşında diye. Baksana hemen bulmuş çözümü. Hemen cevap yazdım.
Kime: Young Old Boy
Dedoş harikasın! Muck muck
Mesai bitince hazırlanıp çıktık Nayeon'la. Arabaya binince tamamen unuttuğum bir sorun daha aklıma geldi. Adrese nasıl gideceğimi bilmiyordum ve Nayeon bunu fark ederse pek hoş bir durum olmazdı.
"Unni zahmet olmazsa önce evimden eşyalarımı alsak olur mu?"
Nayeon'un söylediği şeyle gözlerimde havai fişekler patladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bücür Prenses ✴ BaekYeon ✔
Fanfictionİlk aşklar masum ve güzel olmaz mıydı? Benim yaşadığım ne? Kötülükte master yapmış aşağılık bir herifin kalbimi tuzla buz etmesi. Artık sıra bende! Karşınızda Bücür Prenses! Tüm hakları çöplüğümde bir yerlerde. Bulun bulabilirseniz! ~Medusa~