24

1.3K 104 105
                                    


Min Ho, uyuyan Ae Mi'ye yaklaştı ve daha dün yapmış olduğu morluklara ve kabuk bağlamaya yüz tutmamış yaralara bakıp parmaklarını gezindirdi...

Eğer kaçmaya yeltenmeseydi bir şey olmayacaktı !

İçinde ki tüm umutlarını yitirmesini sağlayacaktı. Ufak bir parça dahi bırakmayacaktı umutla ilgili..
Kızın umudunu çalacaktı.
Umudunu yok edecekti, bazı şeyler böyle olmalıydı.
Aslında hiçbir zaman umudun var oluşuna inanmamıştı.

Min Ho düşüncelerinden sıyrılıp uyuyan kızı kucakladı ve ayaklarıyla kapıları iteleyerek arabaya ulaştığında Ae Mi'yi arka koltuğa yatırdı.

Uzun bir yolculuk olacağa benziyor gibiydi.

Ama bu yolculuğa başlamadan önce, gidip paket almalıydı.

Arabanın dikiz aynasından arka koltuğa baktığında Ae Mi'nin hâlâ uyuyor olduğunu gördü.
Dudakları yukarı doğru kıvrılırken arabayı durdurdu.

Yine aynı gri bereyi takan kişiyi gördüğünde göz devirmesine engel olamadı.

Grili bu kez ağzını dahi açmadan paketleri uzatıp parasını alarak beyaz rengini griye bırakmış duvarın oradan dönüp gözden kaybolmuşken Min Ho ise çoktan arabayı çalıştırmıştı.

***

Ae Mi göz kapaklarını araladığında yaralarının sızladığını  ve zonkluyor olduğunu hissediyordu.

Ancak başka bir sorun vardı. Şuan bir odada değilde arabada olduğunu fark edince korkuyla hızla doğrulduğunda yaralarının daha da acıdığını hissederek ufak bir inilti kaçmıştı ağzından, ardındansa arabanın dikiz aynasından Min Ho ile göz göze gelmişti.
Konuşmaya zorladı kendini.

"N-nereye gidi-yoruz ?"

"Gidince görürsün !"

Ae Mi korkunun yanı sıra ürkmüştü bu da yutkunmasına neden olmuştu.
Arabanın sağ köşesine kayarak iyice sindi ve dışarıyı izlemeye koyulduğunda müziğin sesi kulaklarını doldurmuştu.

Lana Del Rey - Born To Die

Min Ho'nun şarkıya eşlik ederek mırıldanıyor olduğunu fark etti ve geri siyah film ile kaplı camdan dışarıyı izlemeye devam ederken bir yandanda şarkı sözünü düşündü.

'Ölmek için doğduk.'

***

Min Ho gidecekleri yere az kaldığını anladığında biraz daha gaza yüklenmişti.

Buraya gelmeyeli neredeyse çok uzun yıllar oluyordu.
Bu küçük kasaba gibi yerde akıl almaz büyük olaylar olmuştu.

Ae Mi, eskimiş evlere göz gezdirdiğinde bazı evlerin bir kısmının yanmış olduğunu gördüğünde ürpermesi kat ve kat artmıştı.

Hava yavaş yavaş kararıyor ve sis çöküyordu.
Ae Mi'nin ise korkudan karnına kramplar giriyordu.

Bu küçük yerde hiç kimse görünmüyordu !

Min Ho eskimiş ve bir evin önünde arabayı durdurdu ve arkaya dönerek havadan bile daha soğuk çıkan sesiyle "İn !" komutunu verdi.

Ae Mi hızlı atan kalbiyle birlikte hemen arabadan indi. Hava gerçekten soğuktu.

Min Ho "Beni takip et ! Ya da kaçabiliyorsan kaç !" dediğinde keskin bir bakış fırlatıp önüne döndü ve evin kapısına doğru adımladı.

Ae Mi etrafa son kez göz gezdirip hızla Min Ho'nun açtığı kapıdan girdi.

Karanlıktı.

Min Ho geri dönüp arabadan bir kaç mum getirdi ve yakarak salonun belli kısımlarını koyduğunda loş bir ortam oluşmuştu.

Ae Mi yaslandığı duvarın nemli gibi olduğunu ve değişik bir koku geldiğini sessizdiğinde evin rutubetli olduğunu düşündü ve yanılmıyordu da.

Üşüyünce duvardan ayrılıp yerde duran minderin üzerine oturduğunda Min Ho'nun bakışlarını üzerinde olduğunu biliyordu.

Min Ho sert çıkan sesiyle "Biliyor musun ?" diye söze başladı.

"Buralarda neler yaşandı ? Bunları sana göstermemi ister misin ? En azından bir kısmını ! Hah !"

Ayağa kalktı ve Ae Mi'ye yaklaştı.

"Bu evde tamda bu kısımda" kızı sertçe kolundan tutarak kaldırdı.

"Adam kadını sertçe duvara itti !" deyip kızın sırtını hızla duvara çarpmasını sağladı.

Ae Mi çarpmanın etkisiyle nefes almakta zorlandı ve sık aralıklarla nefes alıp-verdi.

"Kadınında aynı böyle nefesi kesilmişti ! Sonra işte bu şekilde" kızın uzun saçlarına yapıştı ve aşağı hızla çektiğinde Ae Mi sırt üstü yere kapaklanınca acı bir inilti bırkamıştı ve saçlarının bir kısmı Min Ho'nun parmaklarında kalmıştı.

"Emin ol kadının saçları daha fazla yolunmuştu ! Sonra ne oldu bilmek ister misin ?"

Ae Mi gözlerinden yaşlar akarken kafasını hızla  sağa sola sallayıp durdu.

"Madem bu kadar isteklisin peki.." deyip az  ileride duran küçük masanın üzerinden bıçağa benzeyen şeyi aldı ve Ae Mi'nin bacaklarını oturup sol göğsünün bulunduğu alt kısma getirdiği şeyi bastırıp aşağıya doğru yavaşça çektiğinde kız çığlıklar atıyor ve kalkmak için çırpınıyordu..

Min Ho gülümseyerek deri parçasını koparıp rastgele fırlattı.

Ae Mi bu dayanılmaz acıyla birlikte ufak iniltiler çıkarıyordu. Canı fazlasıyla acıyor ve o kesilen yer yanıyordu.

"Adam kadına tamda böyle yapmıştı hatta o daha sert yapıyordu ben sadece senden ufak bir parça aldım !"

"O kadının neler hissettiğini hissedebiliyor musun ? Bu sadece ufak bir şey." paketten çıkardığı tozu kıza açtığı yaranın üzerine döktüğünde gülümsedi ve akan kana parmağını bastırıp geri çekti.

"Burada çok kan aktı Ae Mi !"

Ae Mi'nin bu olanların bir  kabus olmasını diliyordu...
Ya da şuan ölmek istiyordu...

●●●

Umarım beğenirsiniz.

psychopath ✘ minoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin