"Michael nereye gidiyorsun tatlım?" Michael'ın annesi ona seslendiğinde Michael çoktan dışarı çıkmıştı bile.
Michael hızla ona el salladı ve Luke'un evine yöneldi. Kapıyı açtıklarında ailesi şaşırmıştı ama kimse Michael, Luke'un odasına doğru koşarken bir şey demedi.
"L-Luke," heyecanlı bir biçimde kapıyı tıklattı.
Kapı aniden açıldığında karşısındaki Luke'u gördü. Şok olmuş gibi görünüyordu.
"Michael..." Kaşlarını kaldırdı ama Michael'ın içeri gelmesine izin verdi.
Luke'un odasındaki her şey yerli yerindeydi.
Hiçbir yerde çöp yoktu, ya da düşündüğü gibi dağınık bir odası yoktu.
"Mikey seni görmek çok güzel ama... Burada ne işin var? Az ömce ben sizin evden gelmemiş miydim?"
Michael cebindeki notu sıktı. Bildiğini Luke'a söylemek istemiyordu. Her şeyi berbat etmek istemiyordu.
"Ben sadece... Korktum. Bugün seninle uyumak istiyorum." diye yalan söyledi Michael.
Luke iç çekti. "Olmaz Michael."
Michael ağlamaya başladı, ve bu hiç de sahte değildi. Luke'un onunla eve gelmezse onu kaybedeceğinden korkuyordu.
"Ağlama ama Mike ben-"
"Burada uyumama izin versen." Michael ona gözyaşlarıyla baktı.
"Michael," Luke ellerini saçlarından geçirdi. "Ben bilmiyorum... Seni yatağıma öylece alamam."
"Yerde uyuyabilirim." Michael ısrar etti. "L-lütfen çok korkuyorum."
Luke bakışlarını ona çevirdi ve onun zümrüt yeşili gözleri belki bazı şeylerden taviz vermesini sağlayabilirdi. "Peki." diye iç çekti.
Michael gülümsedi ve Luke'a hızla sarıldığında neredeyse onu yere düşürecekti.
"Sakin, bebeğim o da nereden çıktı?" Elleri Michael'ın kalçalarında dinlenirken sordu.
Michael omuz silkti ve başını onun göğsüne gömdü. "Seni seviyorum, sadece bu."
"Uh huh..." Luke kafasını salladı. "Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum." dedi Michael onaylayarak.
"Mikey bunu az önce söylemiştin zaten." Luke kıkırdadı.
"Herneyse." Michael gözlerini devirdi.
İkisi de yatmaya hazırlanmışlardı. Michael Luke'un tişörtlerinden birini ödünç almıştı ve Luke ona orada yatmasına izin verdiği zaman Luke'un yatağına uzandı.
"Gerçekten de benimle birlikte burada olmanı seviyorum." diye mırıldandı Michael ve kendi bileğindeki bandajlarla oynamaya başladı.
Luke'un büyük ellerinin onun elini kavradığını ve diğer bileğindeki bandaj için de aynısını yapmasını izledi.
"Eğer yanına gelirsem kabus görmeyecek misin?" diye sordu Luke.
Michael kafasını salladı.
Luke derin bir nefes verdi ve yer yatağından kalkıp Michael'ın yanına tırmandı, yavaşça ona sarıldı.
"Sen mükemmelsin Mikey."
"Beni bırakma." dedi Michael fısıltıyı andıran bir sesle.
"Ben... Bırakmayacağım..?" Luke'un kafası karışmıştı. "Her şey yolunda mı?"
"Evet." Michael onayladığında Luke baş uçlarındaki lambayı kapattı.
Michael tüm gece boyunca Luke'un kaybolmasından korkarak ona sarıldı. Onun gideceğinden korkuyordu.
Korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jet black heart //muke {türkçe}
Fanfiction"Belki de gece yarısından sonra kalmanı sağlayacak hiçbir şey yoktur." {I'm just translating. Owner is @MichaelIsBalding, thank you so much for your permission!} {01.01.2016 5:44 PM - 01.02.2016 8:00 AM}