-fourteen-

876 108 55
                                    

Luke odasında oturup neler yaptığını düşündü.

Dört gün boyunca tek yaptığı şey bu olmuştu.

Yan evde yaşamasına rağmen Michael'ı günlerdin görmemişti ve bunun nedeni de Michael'ın onunla görüşmek istemiyor oluşuydu.

Neden hala evinde durup onun evine gitmediğini bilmiyordu.

Boş boş aynadaki yansımasına baktı.

Michael'la konuşmalıydı.

Clifford'ların evine berbat bir halde girmesine rağmen Karen kaşlarını kaldırdı ama onu yine de içeri aldı ve Michael'ın odasına çıkmasına izin verdi.

Michael'ın odasına girdiğinde onun yatakta tavanı izlediğini gördü. Duygusuz görünüyordu.

"Mikey?" diye sordu yavaşça.

Michael ürktü ve hızla yataktan kalktı, odanın karşı tarafına sığındı.

"Çık dışarı." dedi sinirle ama Luke, Michael'ın korktuğunu biliyordu.

Luke hareket etmediğinde Michael ona doğru yürüdü ve onu dışarı itmeye çalıştı.

Luke onu hareketsiz tutmak için Michael'ın belini kavradı.

"Çık dışarı." Michael kollarıyla onu itmeye devam ediyordu.

"Hayır bunu şimdi yapmalıyım."

"Yapamazsın!" Michael ağlamaya başladı. "Benden uzak dur."

"Duramam." dedi Luke üzgünce. "Michael yemin ederim sana onlardan hiçbirini yapmak istemedim, ben-"

"Seni sevmiyorum!" diye bağırdı Michael ona.

Luke'un kalbi bir saniyeliğine durdu. "Ne?"

"Ben... Ben seni sevmiyorum. Artık değil, çık dışarı. Sen beni incittin."

Luke'un gözleri dolmaya başladı ve Michael'ı öpmeye çalıştı, ama o onu geri itti.

"L-lütfen bunun bir şaka olduğunu söyle, öp beni Michael sana ihtiyacım var."

Luke tekrar ona eğildi ama Michael bir kolunu ondan kurtardı ve onun yüzüne sert bir tokat attı.

Luke Michael'ı bıraktı ve bir elini göz yaşlarının süzülmekte olduğu yanağına yerleştirdi.

"Bebeğim lütfen-"

"H-hayır. Sanırım gitmelisin, lütfen git." Michael'ın sesi çatladı.

Luke ne söyleyeceğini bilmiyordu o yüzden arkasını döndü ve kendi evine doğru yürüdü.

Michael odasında göz yaşlarıyla oturuyordu, yaptığı her şeyden pişmandı.

Luke'u öpmeyi gerçekten de istiyordu.

Aynı zamanda, Luke da odasında oturmuş, haplarını sayıyordu.

Michael olmadan yaşayamayacağını söylediğinde, cidden de bundan bahsediyordu.

jet black heart //muke {türkçe}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin