28. Bölüm #Dövme#

7.1K 539 148
                                    

Bölüm Şarkısı: Mutlu Sonsuz- Çağatay Ulusoy

*

Sheriff'e girdiğimizde ben Efe'nin arkasından ilerliyor ve yanına oturacağı arkadaşlarını mekanda aramaya çalışıyordum. En sonunda Efe'yi gören bir grup ayaklandı.

"Vay kardeşim." diyerek boynuna sarılmıştı iki erkekten biri. Efe'nin de dediği gibi bir kız vardı aralarında. Efe her biri ile tokalaştıktan sonra uzun koltuklardan birine oturdu, ben de yanına geçtim. "Bu kız arkadaşın mı?" diye sordu aralarından biri.

"Hayır." dedi Efe hızlıca. Duraksamadan söylemesini yadırgamış ve biraz bile olsa düşünmesini istemiştim. "Bir arkadaş, gelirken rastladım. Sizinle tanışmak istedi." Efe'ye dönüp baktığımda bana bakıyor ve oldukça sakin görünüyordu ancak ben kurduğu cümleden dolayı aynı sakinliği koruyabileceğimi zannetmiyordum.

"Ben Kaan." dedi başından beri konuşan çocuk. Uzattığı eli tutup ben de kendimi tanıttım. "Ece."

"Tanıştığıma memnun oldum Ece." diyerek yüzüne bir gülümseme yaydı Kaan. Ondan sonra yanında duran diğer çocuk ve ayrı bir sandalyede oturan kız da kendilerini tanıttılar. "Ben Aras ve bu da sevgilim Aylin." Aylin ile Aras'ın sevgili olduğunu öğrenmemle içimdeki sinir biraz da olsa yatışmıştı.

"Ee gençler, ne söylüyoruz?" diye konuştu Kaan oturduğu pufta arkasına dayanarak.

"Bana her şey uyar. Yalnız Ece alkol kullanmıyor, sayısını ona göre şey edelim." Efe'nin benim adıma yanlış bilgi vermesi üzerine tekrar ona döndüm ve gözlerimi büyüterek ona baktım.

"Olsun, ona uygun bir şeyler vardır mutlaka." dedi Kaan hiç bozuntuya vermeden. Oturduğum yerde arkama yaslandım ve Efe'nin şovuna sadece seyirci olmaya karar verdim. Bir çeşit cezaydı bu yaptığı. O zaman ben de onun kurallarına göre oynayacaktım.

"İzninizle." diyerek masadan kalktım ve henüz dolmamış olan bar sandalyelerinden birine oturdum. Bardakları temizleyen barmenden telefonunu kullanmayı rica ettiğimde cebinden cep telefonunu çıkarmış ve bana vermişti. Babamın numarasını çevirdiğimde ilk çalışta açmıştı.

"Ece, almaya geleyim mi?" diye sordu hızlıca.

"Gerek yok. Bir arkadaşımla karşılaştım eski okuldan, ben kendim akşam taksiyle dönerim." diye cevap verdikten sonra birkaç saniye babamın sınavına maruz kaldım ancak en sonunda kapattığında telefonunu aldığım kişiye telefonunu geri verdim ve teşekkür edip tekrar masaya döndüm.

Aralarında bulunan konuşma ben gelince dağılmamış devam etmişti. Efe'nin suratsız hali bir nebze de olsa neşeye bürünmüş ve şakalar yapan bir kişiliğe dönmüştü. "Siz nereden tanışıyorsunuz?" diye sordu Aras muhabbet durduktan bir süre sonra.

"Efe." dediğimde Efe de aynı anda "Ece." demişti ve bu ikimizin de aniden susmasına sebep olmuştu. İsimlerimizin tek bir isim gibi çıkması üçünü de güldürse de içimden kayan bir sürü yıldıza sebep olmuştu bu rastlantı.

"Tam birbirinizi bulmuşsunuz." diye alaya aldı Kaan gerçeklerden oldukça uzak bir biçimde. Tam birbirimizi bulmuştuk, diye düzeltti sol tarafım.

"Sen devam et." dedim daha çok onun ne diyeceğini merak ederek.

Kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra konuşmasına devam etti. "Ece ile ben İzmir'de aynı okuldaydık. Çok yakın bir arkadaşım." Beni tanıtış şekline kahkahayı basmak istesem de kendimi tutmuş ve konuşmasına izin vermiştim. "Şans eseri o da buradaymış."

"Efe buraya taşınmıştı. Sen tatile mi geldin?" diye sordu Aylin.

Hafifçe gülümsedim. "Efe kankam için geldim, ne tatili." diye alaya aldığımda üçü de kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Serbest bir şekilde duran kolumu Efe'nin boynuna attığımda dikkatini çekmiştim ve bana bakan derin kahverengilerine maruz kalmıştım. Sadece şakamın içindeki gerçeklik payını anlayan masadaki iki kişi sırıtmakla yetinmiş daha doğrusu buruk bir pencerenin arkasına gerçekleri saklamıştı.

Ayvalık (İzmir #2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin