Paltolu ve Çikolatalı

92 18 6
                                    

"Metin Özkan...

Özkan şirketinin yöneticisi,yani biz -daha doğrusu halk-onu öyle tanıyoruz...Kendisi bir terör örgütünün kaptanı.Her şey bu adam da bitiyor.Ülkelere kaçak yollardan silah satıyor ve canlı bomba işiyle ilgileniyor...Ülkede karışıklık çıkarmak isteyen bu köpeği öldürmek de bize düşüyor..."

Müdür konuşmasına devam ederken adamın fotoğrafları ve önceki suçları ekranda teker teker ilerliyordu.Adam kaçırma,bir kaç enfes cinayet...her şey vardı...

Şişko kısa boylu turuncu sakallı bir adam,kalın,altın bir kolye takıyordu ve berbat bir takım elbise anlayışı vardı.Ha altın dişini de unutmamak gerek...

Deniz gözlerini kısmış ekranı izliyordu.Boş bulduğu yere öylece oturmuştu.Önde profesyöneller arkada çaylaklar herkes dikkatle ekrana bakıyor ve müdürü dinliyordu.-Bay Pröf hariç- O çikolatasını yemekle meşguldü.Müdür sabırlı olmaya çalışıyordu.Toplantı anları,sessizliğe ve kendisinin dinlenmesine çok önem verirdi...Koca salonda müdürün sesi hariç tek bir ses vardı...

"Berk şu lanet çikolatayı cebine koy... ve ağzını şapurdatmayı kes !"

"Bu çikolatanın fiyatı ne kadar haberin var mı? 3,25...Bu tatlı şeyin boğazımdan geçmesini engelleyemiyorum...Hayatın bunsuz ne kadar tatsız olduğunu bilemessin...Bundan yıllar sonra çikolatalar yok olacakmış biliyormuydun? O yüzden bir ara domdurucu alacağım ve çikolata stoklayacağım...Gerçi bir gün bile yaşamamız,biz ajanlar için büyük bir mucize...Bu arada sende istermisin ?"

"Hayır.Teşekkür ederim."

"Biran evet diyeceksin diye çok korktum...Üzgünüm paylaşmak için çok güzel..."

...

"Sanırım bu kadar konuşmanın ardından bu adamı halletmek sizin için zor olmamalı Bayan Deniz...öyle değil mi ?"

Müdür bunu çok sinir bozucu bir bakışla söylemişti.Kendini ortaokulda ingilizce dersinde konuştuğu için azar işiten bir öğrenci gibi hissetti...

"Adam hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var...Öyle değilmi hehe ?"

Çok aptal hissediyordu şuan.

Emir arkasına bakıp hafif sırıttı...

"Sanırım bu görev hoşunuza gitti Emir Bey...?"

Ha ha ! Müdürden azar işitme sırası ondaydı...-Şu an gerçekten ortaokuldaydı-

"Gülmemin sebebi hoşuma giden başka bir şeyin olması...konumuzla pek ilgisi yok..."

Wohow...Müdüre bunu söylemek mi?...Ne sanıyordu bu adam kendini?...Hoşuna giden neydi??? Kendisi mi ?Hadi ama...ne ?

"O zaman siz ve Bayan Denizin bu görevde birlikte çalışması için her hangi bir sorun yok...İyi şanslar..."

Herkes odadan çıktı.Emirin o şapşal sırıtışı hâla suratındaydı...

"Vay vay vaay...İki düşman,tek görev,paltolu çikolata yiyen bir adam...Ne diyebilirim ki...heyecanlandım doğrusu."

"3,25 ₺ lik çikolatalı ve paltolu bir adam." diye ekledi Bay Pröf.

"Berk biraz dışarı çıkarmısın."

Berk ikisinede gözlerini kısıp baktı sonra hafif gülümsedi ve söylene söylene kapıya doğru ilerlemeye başladı...

"Tabikide çıkarım !...Ben tam dışarda olacağım...Paltom ve çikolatamla...Harika bir şekilde sıkılmaya açtığım bu kapı umarım..."

Devamın da dışardan boğuk boğuk sesler geliyordu.Berk odadan çıkmıştı...

"Bana bak ukâla...Ben burdaki 22 yaşında bir çaylak değilim ve attığın o harika bakışlar beni pek etkilemiyor.Birine laf atmakla da burada bir yere gelemessin.Eğer benimle birlikte aynı görevde olacaksan.Bana uymak zorundasın!"

Emir Denize doğru yürümeye başladı,yaklaştıkça Deniz Bay ukâlanın kendisinden ne kadar uzun olduğunu farketti...Ve Emir belirli bir mesafede durdu.

"Pekâla...Sen nasıl istersen,senin kurallarına uyacağım.Ve hârika bakışlarımla seni etkilemeyeceğim ki bu benim için çok zor...Ve sen 22 yaşında değilsin...Ve doğru ben bir ukâlayım..."

"Kendinle barışık olman güzel."

"Ah hadi ama...Senin kadar değil..."



Haala oylamadın mı ? -,-


Son kurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin