-Lanet olası Portakal Kafa -

67 7 2
                                    

"Gitme vakti geldi sanırım." dedi Rowena,Emir'in rahatsız edici bakışlarından sonra.

"Evet" dedi Emir.

Hepsi ayağa kalktı ve tokalaştı.Önce Bay Pröf sonra Deniz,merdivenlerden aşağıya inmeye başladılar.Tokalaşma sırası Emir'e gelmişti."Attığın adımlara dikkat etsen iyi olur evlat çünkü gözüm üzerinde olacak." dedi Rowena,elini uzatarak.Kocaman deniz gözleri insanı karnına yumruk atılmışcasına acı veriyor gibiydi.

"Pekâla"dedi Emir,hafif sırıtarak.Normalde enfes bir cevap verebilirdi fakat onunla başa çıkamayacağını biliyordu.Ve uzatılan eli tuttu,sıkı bir tokalaşmanın ardından dışardan gelen Vosvos sesiyle Emir merdivenlerden hızlıca inmeye başladı bir yandanda neredeyse kırılacak elini ovuyordu ve nihayet gökyüzünü görebildi,bu karanlık depoyu yarım saatlik olsa bile sevmemişti.Arabaya doğru yürürken Bay Pröf dirseğiyle,yumruğuyla ve başka bir taraflarıyla kornaya basıyordu,bir müzik için gibiydi bu Deniz ise dağınık örgüsüyle birlikte kafası önde duruyordu arabaya iyice yaklaşınca bir deftere yazı yazdığını gördü.

"Garip biri ha ?" dedi Bay Pröf,Emir arabaya bindikten sonra aptal bir sırıtışla.

"Yardım etmeye çalışması hoşuma gitti fakat bilemiyorum,bu işi için  bence nöbeti bitti.Artık bir kaç kedi alıp çiçekli bir bahçesi ve yaz-kış bacasından duman çıkan bir evde oturma vakti geldi." dedi Deniz kahkalarla.Bay Pröf'de Deniz'e eşlik etti.Bu kahkalar arasında zor olsa da Emir dişleri gözükmeyerek gülümsedi.

"O kadar da yaşlı değil..." dedi Emir.

Gülümsemesi devam ediyordu.
Uzun aradan sonra dudağının kenarında olan o hafif çizgiler ortaya çıkmıştı.Bu Deniz'in hoşuna gidiyordu fakat o ukalaya bunu belli etmek istemiyordu.Kafede ki o hırçın konuşmadan sonra ona pek yüz vermeyecekti,yani yüz vermemeyi umuyordu.Tabiki de yüz vermeyecekti.

"Sırada ne var ?"dedi Deniz merakla.Bir yandan da Bay Pröf'e bilgisayarını uzatıyordu.

"Pekâla bir bakalım...Hmm kuyrukları atlarsaak hmm wooohoow!Evvet bebeyim !"

Arabada sadece Bay Pröf'ün anormal sesleri duyuluyordu.Emir ve Deniz şaşkınlıkla onu izliyordu.

"Şu sesleri daha ne kadar sürdüreceksin!Söyle sırada ne var?"dedi Emir.Sesini sabit tutmaya çalışarak.

"Hey birdahakine hatırlatta senin için bir bant alalım oldu mu ufaklık?Bu arada bir aa bir..."

"Söyle şunu artık!" dedi Deniz.Bir çocuk merakı vardı üzerinde.

"Bir balo ! Portakal kafalımız Metin Özkan bir baloya davetli inanırmısınız ? Her halde normal bir insan olarak katılacak it herifciğimiz biriyle anlaşma falan yapabilir.Böylelikle dikkat çektiğini düşünmez."

"Ne! Kimle peki ?"dedi Emir.

"Hey gözlük takmam Google amcanız olduğum anlamına gelmez tamam mı ?Bunu henüz öğrenemedim fakat bu baloya gitmemiz gerek !"

"Hahha NE ! Asla asla asla!"diye tekrarladı Deniz.
"Oraya nasıl girmeyi planlıyosunuz?"

"Orasını bana bırakın."dedi Bay Pröf  şapşalca gülümseyerek.
"Bir davetiye almamız yeterli olur."

"Davet edilmediğimiz bir yerden mi ?"dedi Emir.Her zaman ki ukala ses tonuyla

"Orasını düşünmemiştim." dedi Bay Pröf

"Beyler.Tamam.Her ne kadar istemesemde bir yol bulmamız lazım."dedi Deniz.

"Saat 12:33,balo saat 20:00'de.Daha vaktimiz var.Herkes üstüne muhteşemli bir şeyler alsın vakit gelmeden girmenin bir yolunu bulacağız"dedi Emir.

"Bizi bekle lanet olası Portakal Kafa !" dedi Bay Pröf sessiz ve kaşları çatık bir şekilde.

İşlerini tamamen şansa bırakmışlardı.Bu Deniz ve Berk'in hoşuna gitmemişti.Ve nihayet arabayı bir yere park ettiler,akşam için hazırlıklar başladı...

                          * * *

"Alo?"

"Evet"

"Selam!Bir balo için 3 kişilik davetiyeye ihtiyacım var ve eee..."

"Ne balosu ?"

"Hadi ama biliyorsun."

"Seni uyarıyorum evlat ona katılmak istemezsin."dedi telefondaki adam pis bir sırıtışla

"Sebep?"

"Çok şey istiyorsun.Sana denileni yap yeter ve Fazla soru sormamaya çalış anlaşıldı mı ?"

"O davetiyeleri istiyorum!Bu zamana kadar dediklerinizi yaptım hadi ama uzatmayın !"

Tefondaki uzun bir sessizlikte adamın  horultu tarzında nefes sesleri duyuluyoru,bir nefes daha aldı ve konuşmasına devam etti.

"Pekâla,sen bilirsin.Şimdi birini gönderiyorum,saat 13:00 da,sana attacağım konumda ol.Bol şans.Ve hey! Dikkat çekmemeye çalış."

Telefon kapatıldı...

"Neydi bu şimdi..." diye mırıldandı Emir.

                      * * *

                

Son kurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin