(Ruhumu yavaş yavaş öldürüyorum)

126 10 4
                                    

Zamanın değerini kaybettiği bu günlerde mükemmel uyku düzensizliğimle buradayım. Evet gecenin gündüzün karıştığı, günlerin unutulduğu, müziğe bağımlı, leptopun kucağıma yapıştığı bu günler. Kendime yaşattığım müthiş hayal kırıklığından sonra inançlarım sayesinde edindiğim bi parça umutla buradayım. Endişeli, ağlamaklı sıfatımla klavyenin başındayım. En en yoğun yalnızlık hissiyle.
"Ruhunu yavaş yavaş öldürme"nin aşamalarını yaşıyorum belki de. Sessizlik arzusu önce. Sonra kendinden de saklamak duygularını, sonra artık düşünmemek için verilen çaba.
Kaybettiklerim ve hiç sahip olamadıklarıma bakıyorum. Karşılaştığım dağın altında ezilebileceğimden korkuyorum ama sonra biri geliyor aklıma, sevdiğim biri; yaşadıkları ve karşısındaki dağın yüksekliği... Tamam diyorum iyisin sen, ezilmene imkan yok. Ama kafamın içindeki o baskı bitmiyor işte. Acı çekiyorum. Aşk,ölüm, ayrılık acısı değil bu ama beni bitirebilecek miktarda demek ki. Karakterimden kararsızlık ve istikrarsızlık ile bitiyorum. Bu evde, bu yatakta bitiyorum.
Ruhumu yavaş yavaş öldürüyorum.
Dövünüp duruyorum. Herkesten çok değişmek fikrindeyim ben. Gerçekleştiremiyorum. O kadar kolay değil. Utanıyorum, ağlıyorum. Tutunduğum tek şey inancımın getirdiği bir parça umut. Yoksa yalnızca ruhumla değil bedenimle de ölüyor olacaktım.

HAYALPERESTIN KALEMINDEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin