"SD" - 6

271 10 0
                                    

Arkamda yavaşça kapanan eski kapıya son kez baktım. Şimdi, kardeşimi bulmanın vaktiydi. Onu bulmalı, ve.. Ve sevdiğimin canını almalıydım... Her ne kadar o beni sevmese de. İnsan sevdiği adamın öldürülmeye çalışılmasını seyreder mi lan? Böyle aşk olmaz olsun!

Her neyse, ahşap merdivenlerden yukarı çıkarken Poyraz geldi aklıma. Şu anda dışarıdaydı. Bir ağacın yanında beni bekliyordu. Eminim. Zaten o olmasa, yaşamama gerek kalmayacaktı. Gerçi artık bir kardeşim vardı ama olsun.

Merdivenleri çıkmaya devam ederken tahtanın gıcırtısı içimde son bir kıpırtı daha oluşturdu. İlk günümüz geldi aklıma. Gözlerinin içine baktığım an.

Son bir adım daha attım. Ve bir adım daha. Karşımdaki şerefsiz... En iyi dostum, ama aynı zamanda en büyük düşmanım olmayı başaran tek kişiydi. Gördüklerim karşısında şok oldum. Bir kız vardı. Ve Emre, ona tokat atmıştı. Hemde çok sert bir şekilde. O kızın kardeşim olmaması için dua ettim. Yoksa ben hariç herkesin sonu çok kötü olacaktı.

"Boşuna düşünme Barbaros, alt tarafı kız kardeşine çeşitli işkenceler yaparak onunla zorla yattım. Bence pek kötü değildi. Çığlıkları, hoşuma gidiyor." dedi Emre.

İşte şimdi bitmişti iş. Emre'nin işi. Hayatı bitmişti onun, kararmıştı. Azraille oyun oynamıştı. Yavaşça elimi kalbime götürdüm. Tüm duyguları içimden attım. Özel bir büyüydü bu. Öfke hariç tüm duygularınızı siliyordu. Ve az önce, ben bu büyüyü uygulamıştım. Şimdi zamanıydı.

Koşarak Emre'nin üzerine atladım. Ama atladığım gibi geri sekmem bir olmuştu. Emre gülerek;

"Üvez ağacı otu. Hiçbir doğaüstü yaratık geçemez. Tabi bir büyüyle ben bu kuralı kendim için kaldırdım." dedi. Bunu yapmalıydım. Daha önce hiçbir yaratığın geçemediği üvez ağacı otunun önüne geldim. Ve itmeye başladım. Mavi kalkan belirdi ve beni itmeye başladı. Ama ben daha çok zorladım. O beni ittirdikçe ben daha da zorluyordum. En sonunda bir çığlık attım ve kurt formuna dönüştüm. Öfkeyle uluyarak ittirmeye devam ettim. Tüm gücümle uluyordum. Siyah gözlerim daha belirgin olmuştu. Kürkümün rengi değişiyordu. Gecenin siyahı oluyordu kürküm. En sonunda kürkümün rengi değişince başımla koruma kalkanına vurdum. Büyük bir patlama oldu. Patlamanın yarattığı toz bulutu gidince baktım. Kalkan dağılmıştı. Emre korkuyla bana bakıyordu. Ben ise hiç konuşmadan hızlıca Emre'nin üzerine atladım. Üzerine atladığım gibi dişlerimi geçirdim. Onu acı çektirerek parçalara ayırıyordum. İlk önce ellerindeki ve ayaklarındaki tırnakları söktüm. Ardından kollarıno ve bacaklarını. Sonrada vücudunu ikiye ayırdım. En son tüm acıyı çektiğinden emin olunca kafasını çıkarıp tükürdüm. Emre'yle işim bitmişti. Bir büyü mırıldandım ve Emre'nin cesedi yanmaya başladı. Yanmasını izledim. Ardından insan formuna dönüşerek "kardeşimin" yanına gittim. Ağlıyordu,

"Özür dilerim abi, kendimi koruyamadım. Özür dilerim, özür dilerim." diyordu. En sonunda dayanamadı ve bayıldı. Bende onu taşıyarak evden dışarı çıktım. Evden dışarı çıktığım gibi evin arkamda patlaması bir oldu. Kardeşimi arabaya koydum. Poyraz'a kaş göz işareti yaptım. Hemen anladı ve şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı. Lanet olsun, mutlu olamayacakmıydım ben!

Evet arkadaşlar, bölüm sonu. Baya bir kısa bölüm oldu. Özür dilerim. Ama bu bir ara bölüm gibi birşey oldu. Yaklaşık 2 gün sonra internet gelecek. Ve sözüm olsun en az 20 sayfalık yb bekleyecek sizi. İyi günler

Esenlikle Kalın!


Son DeltaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin