"SD" - 7

240 8 0
                                    

Kız kardeşimin;

"Abi." sözünü duyduğum an arabanın camından dışarıyı izlemeye bir son verdim. Hızla kardeşime döndüm ve;

"Ne oldu canım kardeşim benim?" dedim. Ona içim ısınmıştı.

"Yok birşey, sadece artık yanımda olacak mısın? Onu soracaktım." dedi. Gülümseyerek cevap verdim;

"Evet, bundan sonra yanında durup seni herşeyden koruyacağım." dedim. İlk biraz gülümsese de ardından ağlamaya başladı.

"Dur, neden ağlıyorsun? Bak yanındayım, herşey geçecek." dedim. Ama o dinlemiyor kafasını sağa - sola sallayıp ağlıyordu. Hıçkırıklarla cevap verdi;

"Abi, o şerefsiz bana tecavüz etti! Anlamıyor musun? Bundan sonra benimle kim sevgili olmak ister?" diyerek ağlamaya devam ediyordu. Sarılarak teselli etmeye çalıştım, ama nafileydi. Hala ağlamaya devam ediyordu.

Poyraz'ın ettiği küfürü duyunca ileri baktım. Bakmamla kardeşimin üzerine atlamam bir oldu. Çünkü bir tır üzerimize geliyordu. Kardeşimi kavradığım sırada tır arabamıza girdi...

Gözlerimi açtığımda ilk baktığım şey kardeşim oldu. Yerde kanlar içerisinde yatıyordu. Ama neden iyileşmiyordu? Yoksa bir kurt adam değil miydi? Vücudumdaki yorgunluğu üzerimden atarak hızla kardeşimin yanına koştum. Nabzına baktığımda neredeyse ölü gibiydi. Nabız vardı ama, yok denecek kadar azdı. Tek bir çare vardı: Zehirli ısırığı vermek.

Kardeşimin kolunu elime aldım. İçimden;

"Özür dilerim kardeşim." dedikten sonra kolunu ısırdım. Dişlerimdeki zehrin, kardeşimin vücüduna yayılmasına izin verdim.

Mina'nın Ağzından

Gözlerimi açılırken neden ölmediğimi düşünüyordum. Çünkü, sonuçta içinde bulunduğum araç taklalar atmıştı.

Gözlerim açıldığı anda vücuduma baktım. Kolumdaki derin kesikler iyileşiyordu. Dur bir dakika. Ne? Kollarımdaki yaralar iyileşiyordu. Ama nasıl? Acaba ölmüşmüydüm?

"Hayır, ölmedin kardeşim." sesiyle kafamı çevirdim. Abimi gördüğüm için mutlu olmuştum. Hızla ayağa kalkıp ona sarıldım. Bir anda aklıma ondan sakladığım bir sır geldi. Emre aslında benle yatmamıştı. Sadece işkence etmişti. Yatma mevzusu, abimi sinirlendirmek içindi. Ama bunu abime söyleyemezdim. Çünkü, Emre bana büyü yapmıştı. Ne zaman abime söylemeye yeltensem, vücuduma inanılmaz bir acı geliyordu.

"Kardeşim?" diyen abimin sesiyle ona sarılmayı bıraktım. Ve kaşlarımı çatarak sordum;

"Bana olan şey de ne? Yaralarım iyileşiyor. Ama nasıl?"

Abim derin bir nefes aldı ve;

"Mina, ilk olarak evet ismini öğrendim. Kimliğini yere düşürmüştün. İkincisi bu iyileşme olayını sana şöyle açıklayayım. Bak şimdi, kurt adamlar, vampirler, cadılar gerçekten varlar. Bende bir kurt adamım. Ama ben kurt adamların arasındaki en güçlü kişiyim. Ben isminden bahsedilmesi bile korku yaratan bir türün son üyesiyim. Ben evrendeki son deltayım."

Gülmüştüm, evet. Bu çok saçmaydı. Bana göre. Ama abimin gözleri siyahlaşınca korkmuştum. Birkaç adım geri sendeledim. Abim ise, o bir kurda dönüşmüştü.

Şaşkınlıkla abime bakıyordum. Korkmuştum ve şaşırmıştım. Şimdi, bendemi böyle olacaktım? Galiba evet. Çünkü tırnaklarıma baktığımda uzamaya başladığını gördüm. Ama kontrolümüde yitiriyordum. Öfke beni esir alıyordu. İçimden 'Onu yok etmeliyim. Beni bir canavar yaptı. Onu yok etmeliyim' tarzı düşünceler geçiyordu.

Barbaros'un Ağzından

Mina bana hırlamaya başladığında bende ona hırlamaya başlamıştım. Onu betam yapabilirdim. Ama önce onu kurtlara özgü bir savaşla yenmeliydim. O zaman ona sahip olabilirdim. Bu yüzden kurt formuna dönüşmeye başladım. Mina hırlayarak üzerime atladı. Bende üzerime geldiği gibi pençelerimi karnına geçirip Mina'yı yere attım. Acıyla inlemişti ama öfkesi acısını çok çabuk kapatmıştı. Hızla ikinci hamleye hazırlandı. Tam üstüme atladığı sırada ayaklarından tutarak tüm gücümle onu yere vurdum. Acıyla inliyordu. 10 saniye sonra acıya dayanamayıp insana dönüşmüştü. Derin bir nefes aldım ve tüm gücümle kükremeye başladım.

Mina aniden ayağa kalktı. Gözleri maviden sarıya dönüştü. Ve Mina'da benimle beraber kükremeye başladı. Kükrememiz sona erdiğinde Mina tekrar bayıldı. O sırada kar yağmaya başladı...

-30 Dakika Sonra-

Trafikte sıkışmıştık. Üstelik tam 20 dakikadır bu haldeydik. Sinirlenmeye başlamıştım. Hızla arabadan inip trafiği yapan kişiye baktım. Baktığım gibi beynimden vurulmuşa döndüm. Ecrin. Hızla Ecrin'in kolundan tuttum gözlerimi siyaha çevirdim ve;

"Konuş!" diye emrettim. Kolunu elimden kurtarmaya çalışarak;

"Dur! Canımı yakıyorsun!" diye çığlık attığı sırada kulağına yaklaşıp;

"Hemen konuşmazsan, bu acı sana ödül olacak." dedim. Derin bir nefes aldı ve;

"Sakin ol. Ben sadece sana olan aşkımdan dolayı sizin tarafınıza geçmek istedim." dedi. Kolundan çekiştirerek onu arabaya soktum. Arabanın içine girdiğimizde;

"Dur, sakin ol. Kanıtlayabilirim." dedi. 

"Nasıl?" diye sorduğumda gözlerini gözlerime dikti.

"Pençelerin. Pençelerini boynumdan içeri sokarak düşüncelerime odaklan." dedi. İlk başta tedirgin olmuştum. Ya ölürse?

"Ah, merak etme. Ölmem." dedi. Üstüne ekledi;

"Ayrıca, beklemediğim anda yap lütfen." dedi. Hızla pençelerimi boynuna soktum.

"Bak, bunu beklemiyordun." dedim ve düşüncelerine odaklanmaya başladım. Düşüncelerinin arasında gezerken gördüm. Gerçekten Çisem'le kavga etmişti benim için. Çisem onu tehdit etmişti ama yinede bana yardıma gelmişti. Seviyordum bu kızı.

Hızla pençelerimi geri çıkardığımda boynunda hiç yara olmadığını gördüm. Buna her ne kadar şaşırsamda şimdi bunun sırası değildi. Ecrin'in gözlerinin içine baktım ve;

"Ecrin, seni seviyorum." diyerek dudaklarına yapıştım...


Bölüm sonu. Evet betalarım (bundan sonra size betalarım diyeceğim.) bir bölümün daha sonuna geldik. Her ne kadar uzun yazmaya çalışsam da telefondan pek mümkün olmuyor. Ama iyi haber, 2 güne bilgisayarıma internet geliyor!! O zaman daha uzun bölümler gelecek. O zamana kadar betalarım; Esenlikle Kalın!!

Son DeltaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin