Gelen bağırışmalardan dolayı gözümü açtım. Saat daha gece 4:00'dı. Bu saatte ne bağırışması diye düşündüm. O sırada köyümün içine bir ateş topu düştü. Hızla yataktan fırladım. Üstüme kıyafetlerimi geçirip dışarı çıktım. Her yer mahşer günü gibiydi sanki. Kanlar, ölü bedenler, ateş. Birileri bize saldırıyordu. Ama nasıl bizi bulmuşlardı? Acaba insanlar bizi mi bulmuşlardı? Hayır, insanlar bizi bu kadar rahatlıkla yenemezlerdi. O sırada onu gördüm. O, kötü ikizim, Canavar. O da beni gördü. Ve sırıttı. Bana karşı sırıttı. Bu bile sinirlerimi körüklemeye yetmişti. Gözlerimdeki siyahlığı ortaya çıkardım. Hızla üstümüze gelen kurtlara saldırdım. Resmen biçiyordum onları. En sonda Canavar'ı gördüm. Beni boğazımdan tuttu ve evlerden birine attı.
O sırada Murat'ı gördüm. Ağlıyordu. Karısı, ölmüştü. Ve karısının karnındaki çocuğu da ölmüştü. Sinirlerim bir anda yine hopladı. Bu sefer Canavar'ın üzerine hızla koştum. Yine veni tutmaya çalıştığı sırada elinin altından hızlıca kaydım ve ayağa kalkıp sırtına sert bir tekme savurdum. Canavar bana döndü. Yumruk atmaya çalıştı. Tek elimi kaldırarak durdurdum. Göğüsüne bir yumruk attım. Geri uçtu. Ayağa kalktı ve üzerime koşmaya başladı. Bende ona doğru koşmaya başladım. Bana hızla bir tekme savurdu. Geri sürüklendim. Bir tane daha yumruk atmak için ayaklandığımda kafama bir yumruk daha yedim. Beni eliyle tutup yere vurdu. Ağızımdan kan gelmeye başladı.
"Emir." dedim kısık bir sesle. Emir anladı ve kontrolümü aldı. Gözlerim kararmaya başladı.
Emir'in Ağzından
Ayağa kalktım. Bana bir yumruk daha atmak isterken yumruğunu iki elimi kullanarak savuşturdum. Bacağına sert bir tekme atarak dengesini kaybetmesini sağladım. Ardından kafasına diğer ayağımla sert bir tekme vurdum. Yere devrildi. Ayağa kalktı.
"Demek kurt ruhu, güzel." dedi ve gülmeye başladı. Herkes savaşmayı bırakmış bizi izliyordu. Bir yumruk atmayı denedi. Havada tuttum. Sıra bendeydi. Suratına bir yumruk savurdum. O da benim kolumdan tutarak beni duvara fırlattı. Ardından o soğuk sesiyle:
"Gidiyoruz." dedi. Benim gözlerim kararırken onlar uzaklaşıyorlardı.
Gözlerim açıldığında bir yatakta yatıyordum, etrafta insanlar bana şaşkınlık içinde bakıyorlardı.
"Ona karşı nasıl savaşmayı başardın?"
"Hatta ona hasar bile verdi." diye sözler dolaşıyordu. Ben doğrulmaya başladığımda ise Murat ve bir kaç arkadaşım daha beni tutarak kalkmama yardımcı oldular.
"Neler oldu?" diye sorduğumda ise şok edici cevabı aldım:
"Köyümüz, yok oldu ve, ve alfamız öldü." dedi. Hızla ayağa fırladım.
"Ne!?, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin? Resmen şu anda alfana ölü diyorsun. O gelsin buraya söyleyeceğim ama." dedim. Gözünden akan yaşla Murat:
"Anlamıyor musun Barbaros? Alfamız öldü, benim karım ve çocuğum öldü. Onlara iyi bir bedel ödetmeliyiz! Şimdi ayağa kalk ve olman gereken kişi ol. Sürüzümüzün alfası, deltamız ol. Çünkü alfanın vaziyetinde bu onur sana buyruldu." dedi.
"Nasıl yani, alfa ölmeden sırf bana alfalığını vermek için vasiyet mi yazdı?" diye sordum. Bu sorunun cevabını cidden merak ediyordum.
"Evet, bir alfa öleceğini anladığı zaman, uluyarak tüm sürüsüne yeni alfanın adını verir. Sen o sırada Canavar ile dövüştüğün için duymaman normal." dedi. O sırada Poyraz ve Mina aklıma geldi:
"Poyraz, Mina onlar nerede??!"
"Sakin ol, sadece geriye kalan evlerimizden bitanesinde dinleniyorlar. Çok yoruldular. Hakları tabi." dedi. Murat'ın hala bu kadar güçlü kalmasına şaşırıyordum.
"Nasıl böyle güçlü kalabiliyorsun? Karın ve çocuğun yeni öldürüldü. İyi olmak zorunda değilsin." dedim.
"Bunu onlara borçluyum. Çocuğumun ve karımın intikamını alabilmek için güçlü olmak zorundayım." dedi.
O anda bana verilen görevi anlamıştım. İlk olarak işim sürüyü daha güvenli bir yere götürmek olacaktı. Götürdüğümde hep birlikte yeniden kentleşecektik. Gelişecektik, güçlenecektik. Ardından en sevdiğim kısım gelecekti. İntikamımızı alacaktık. O gün geldiğinde, Canavar bana ölmek için yalvaracaktı. Alfanın cesedinin yanına gittim. Her ne kadar ölmüş olsa da sanki beni duyabiliyordu, bunu içimde hissediyordum. İçimden sessizce fısıldadım:
"Sana yemin olsun, intikamınızı alacağım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Delta
WerewolfYıllarca kurt adamların üç evresi çocuklara anlatıldı. Alfa, Beta ve Omega. Ama bir tür daha vardı. Nesilleri yok eden, kaosu getiren. Tanrıların bile korkusuydu o nesil. Delta. Bu türden kurtlar dünyaya 100 yıldan bile uzun bir sürede gelirdi. Ben...