*3.Bölüm

18.6K 549 22
                                    

LÜTFEN HİKAYENİN SONUNDAKİ AÇIKLAMAYI OKUMAYI UNUTMAYIN...

BİR DE HİKAYE İÇİN KAPAK YAPABİLECEK VAR MI ARANIZDA? YANİ BÖLÜMLERE EKLEYEBİLECEĞİM RESİM İÇİN...

Ozan KARANLI

Ozan aradan geçen 3 güne rağmen can sıkıntısından dolayı kendini daha fazla işine vermişti. Sanki kızının hastalığını unutabilecekmiş gibi olabildiğince kendini meşgul eder olmuştu. Üstelik kızının tüm testlerini başka doktorlara da göstermiş ve aynı cevabı almıştı. İşte tüm bunlar onun evden uzaklaşma sebebi olmuştu.

Yine elinde içkisi oturduğu koltuğunda aklındaki kötü düşünceleri atmak istercesine önündeki kağıtları ha bire buruşturup top şekline getiriyor, sonra da gelişi güzel odanın içinde savuruyordu.

Bunu yaparken aklında dönüp duran doktorun sözleri,daha fazla canını sıktıkca onüne gelene zarar verebilecek bir canavara dönüşüyordu. Bunu kabullenemese de kaybetme korkusu tüm bedenini esir almıştı. Onu yöneten sanki ikinci bir kişi varmış gibi kendine hakim olamıyordu. Tabi bu 3 gün içerisinde kırdığı insanlar da cabasıydı.

Dün çıkan sonuçlar üzerine genç adam hastaneye gittiğinde kendisinin ve Melda annesinin verdiği doku örneklerinin tutmadığını öğrenmeş ve elindeki son çare olarak, bu sabah annesine telefon açmış ve kızının durumunu anlatmıştı. Fakat ne oğlu ne de torunu umurunda olan Selma hanımın cevabı aynen şöyle olmuştu.

"Kusura bakma ama ben canımı yerde bulmadım. Ne sen ne de kızın umurumda bile değilsiniz. Kapiş?..."

Ozan bu cevabı verirken anne demeye utandığı kadının ağzını yaya yaya konuştuğunu hayal edebilyordu. Fakat annesinin en zayıf noktasının ne olduğunu da gayet iyi biliyordu. PARA.

Annesi para için 'canımı yerde bulmadım' sözünü bile çiğnerdi.

"Fakat sana yapacağım para teklifi karşısında eminim ki bana yardım edersin değil mi?"

Bu söz üzerine resmen doksan derece dönen kadın "Ay oğlum zaten ben sana şaka yapmıştım. Torunum için herşeyi yapacağımı biliyorsun. Değil mi?" diyerek oğlunu inandırmaya çalışıyordu.

"Biliyorum, bilmezmiyim! Ben de bunu bildiğim için seni aradım zaten"

"Ne vereceksin peki?"

Annesinin para ile alakalı sorusunu anlamamazlıktan gelen Ozan, "Ne vereceğim demek istedin sanırım?"diyerek önce annesinin yapması gerekeni anlamasını sağladı.

"Ay pardon.... Şey ne yapacağım. Nesi varmış torunun?"

Ozan annesinin daha bir kere bile torurunu kucağına almamasını gecmiş,fakat en azından bir kere olsun torunum lafını ağzından duymayı yeğlemişti. Ne var ki kendisine bile oğlum demeyen bu kadından bunu beklemek kırmızı kar yağmasını beklemek kadar imkansız birşeydi.

"Kanser."dedi içi kan ağlaya ağlaya "İlik kanseri".

"Hmm. Bu durumda benden ilik testi yapmamı istiyorsun."

Bu bir soru değil bir tespitti.

"Aynen. Yarın benim ortağı olduğum hastaneye gidip doku örneği vermeni istiyorum."

"Tamam. Bunu yapmak benim için kolay. Peki parayı ne zaman alacağım?"

"Sen orasını merak etme o da benim için kolay."

Ozan bu konuşmayı aklına getirince annesinden bir kez daha nefret etmişti.

Hiçbir zaman anne olamamıştı kendisine.

KENDİMİ SANA ADADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin