Evet yine zaman girdi aramıza ama yine geldim. İnşallah beğenerek okursunuz yeni bölümümüzü.....😘😘
Eliz sokaktan hızlı adımlarla uzaklaşırken tüm kalabalık hıncını adama çevirmişti. Kocalarının bunu yapıp yapmadığına emin olamayan kadınlar, emin olup müdehalede bulunamayan kadınlar, kızlarınında bu duruma düşme korkusunu yaşayan kadınlar hepsi hıncını çıkarmak istercesine adama vuruyorlardı. Şiddet bu kez kadınlar tarafından uygulanıyordu.
Bu durumu dışarıdan izleyen Rezzan duvar dibinde amacına ulasmanın sevincindeydi. Artık mahallenin diline düşen Eliz ve ailesi terk ederdi buraları.
Rezzan bunları düşünürken diğer taraftan Eliz hıçkırıkları arasında kapanan gözlerinin yenilgisine düşmüştü.
Araç evin olduğu sokağa girdiğinde Ozan, Eliz'in rahatını bozmayacak şekilde öne eğilip şöföre " yavaş gir içeriye. Çakıllar sarsmasın ancak uyuyakaldı."diye tembihte bulundu.
"Tamam Ozan Bey" dedi hemen ve otomatik açılan kapı ile birlikte Ozan'ın dediği gibi araç içeriye yavaşça girdi içeriye.
Ozan Eliz'in huzursuz bir şekilde uyuduğunun farkındaydı. Şimdi bir de onu sarsıp uyandırsa sersemleyip daha çok korkmasına sebep olacaktı. Bu düşünceyle başını omuzundan ayırıp koltuğa dayadı ve arabadan çıkıp Eliz'in olduğu tarafa gelip kapıyı açarak duraksadı. Kendisinden önce araçtan inen şöförüne "sen önden geçip kapıyı aç" dedi. Sonra Eliz'in olduğu tarafın kapısını açtı. Eğer uyandırmayacaksa tek çare kucağına alıp eve taşımaktı. Peki uyansa bu durumu yanlış anlamaz mıydı? En sonunda başını salladı ve içinden 'başka ne yapabilirim ki ?'diye geçirdi. Bir elini ayaklarının altına yerlestirdi diğer elide belinin altından geçirerek Eliz'i kucağına alıp dikkatlice yürüdü. Çakıllı yol kucağındaki kişiyle kaymasına meyilliydi. Bu yüzden adımları normalden iki kat daha yavaş ve temkinliydi.
Önden geçen şöförün kapıyı çalması ile kapıyı Melda annesi açmıştı. Bir eli ağzında şok olmuş karşısındaki ikiliye bakıyordu kadın.
Aklında Ozan'ı ve kucağındaki kızı gördüğünden beri dönüp duran 'yaptı mı? kızı kaçırdı mı? ' soruları dönüyordu. Ozan'ı kendi canı için başka bir kadının hayatını yok mu saymıştı? Onun bakışını fark eden Ozan "Öyle bakma Melda anne sandığın gibi değil" dedi fısıldayarak. Tabi kendisine göre fısıldıyordu. O kalın sesi elinden geldiğince kısıyordu çünkü.
Hala eli ağzında şokla birlikte nefes almayı unutmuş olan Melda hanımın eli ağzından boynunun hemen altına göğsüne indi ve aynı anda derin bir nefes çekti ciğerlerine.
Ozan evin altında bulunan misafir odasına yönelirken arkasında kalan Melda annesine donüp başı ile kapıyı gösterdi.
Yaşlı kadın kapıyı açıp içeriye girdi ve hemen yatağın üzerini açıp Ozan'in kızı yatağa yatırmasını bekledi.
Aradan geçen 2 saatin ardından Eliz gözünü evi inleten bebek sesiyle açmıştı.
Uyku mahmurluğu ile nerede olduğunu düşündü. Halen kulağında çınlayan ağlama sesi ile yerinden doğrulmaya çalıştı. Kalkarken odanın içinde gezdi gözleri. Oysa odada Eliz'e tanıdık gelen hiçbir detay yoktu. Sonra bir an aklına Ozan denen herifin iş yerine gittiği, ve arabasına bindiği geldi.
Odadan çıkıp sesin kaynağına yöneldiğinde 'ne yapıyorum ben'diye uyardı kendi kendini. Gerçekten ne yapıyordu. Ona bunca kötülüğü yapan adamın evindemi gezecekti?
Ama bu ses bir türlü durmuyordu. Adımlarını uzun holün sonundaki odaya yönlendirdi.
Kapının girişinde gördüğü galoş ve duvara asılı alkol kutusu yaktı ciğerini. Insan bir bebeğe dokunmak için bunca aşamadan mı geçmeliydi? Yada Ozan denen bu herif müsveddesi miydi durumu bukadar abartan?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KENDİMİ SANA ADADIM
RomansaOZAN EŞİNİ KIZININ DOĞUMUNDA KAYBETTİKTEN SONRA KENDİSİNİ TAMAMEN KIZINA ADAR FAKAT KIZI İLİK KANSERİNE YANİ LÖSEMİYE YAKALANIR.YAPILAN TESTLER SONUCUNDA DONÖRLERİN İLİĞİ TUTMAZ. BUNUN ÜZERİNE DOKTOR ONA İKİ SEÇENEK SUNAR YA KIZINA UYGUN DONÖRİ GÜNL...