Uzun bir aranın ardından 9. Bölüm sizlerle..... Güzel parlaklarınızın yorumlarını benden esirgemeyin lütfen.
Bir okur artık yeni bölümleri kitap adı gibi sende bize adayabilsen demişti😁 Sonunda başarıp adadım... İyi okumalar...
Ela hanım komşular tarafından eve getirildikten sonra bir süre ayılması beklenmiş ve olanları kızına bir bir anlatmaya başlamıştı. Ardından polise gidip hırsızların eşgali verilmiş ve çalınan mebla bildirilmişti. Her ne kadar Ela hanım da kızı da çalınan paradan ümitlerini kesmemeye çalışsalarda artık o paranın dönüşü olmayacağını her ikiside içten içe bilerek üzülüyordu.
Nitekim istenilen para yarın gün sonuna kadar bankaya teslim edilmezse evlerinden olacaklardı. Babası hasta haliyle sokaklarda da kalamazdı.
Kafasının icerisinde karmaşıklıklarla boğuluyordu sanki Eliz.
Simdi tek çare evden atılmaları durumunda amcasın evine sığınmaktı. Zaten başka bir akrabalarıda yoktu. Bekleyip göreceklerdi. Fakat o adamada boyun eğmeyecekti.
4 gün sonra
Aradan geçen zamanla yürekleri ağızlarında bekledi herkes gelecek hacizi. Normalde 3 gün önce işlemler başlamalıydı. Böyle bilinmeyeni çaresiz beklemek herkesi daha da yormuştu. Belkide dedi Eliz belkide blöf yapmıştı o adam kendisine.
Fakat hiçde blöf yapmadığını saatler sonra anlayacaktı herkes. Genc adamın planı tüm aileyi temelinden sarsacaktı. Planını ince ince işlemişti.
Ne yapılırdı bu durumda? Kime gidilirdi? Borçtu bu. Abisinin kumar borcu. Polise gitse ne olacaltı? Yada devlete sığınsa? Haksızlık değil miydi eli ayağı tutarken asıl muhtaç olan insanların rıskını yemek?
Artık kafasındaki duşüncelere dayanamayan Eliz etraftaki eşyaları toplayabilmek için gereken kolileri almaya marketin yoluna koyuldu. Nasıl olsa gideceklerdi. Bari özel eşyalarını almaya başlasınlardı.
Sokaktan geçerken selam veren mahalleli ile selamlasarak devam etti iki sokak arkadaki bakkala. Geçtiği ilerledigi sokakta arkasından konuşulduğunu duymadan, yüzüne gülüp arkasından konuşan insan oğlunun iki yüzlülüğünü bilmeden.
Daha bakkala girmeden karşılaştığı Halime hanım duyduğu tum dedikoduları Elize hitaben "kız Eliz kimdi o geçen sizin eve gelen cukkalı herif? Yavuklun mu yoksa? Mahalleli ondan gebe olduğunu konuşuyor. Birde benim saf yiğenim seni kendine alacak diye söylenip gezer ortalarda. A benim saf yiğenim. Ne bilsin senin böyle oynak, paragöz ve namussuz biri olduğunu" diyerek mahallenin tam merkezinde bulunan bakkalın önünde bile bile, herkes duysun dercesine bağırıyordu.
Ne hamileliği ne yavuklusu allah aşkına. Neydi bu kadının dediği?
"Halime abla bilmezmisin sen bunca yıllık komşunu, tanımaz mısın? Ne dediğini senin kulakların duyuyor mu? Ne zaman gördün veya duydun böyle birşeyi benim hakkımda? O Cihanda kendi kendine gelin güveyi olup ortalarda gezmesin. Ben kaç kez dedim ona öyle birşey olamaz diye. Onun ortaya attığı laflardan ben sorumlu değilim. Asil siz yigeninize sahip çıkın. " diye bağırdı çileden çıkan Elizde.
"Anacım ben bundan sonra kimseciklere güvenmem. Sende yaptınya. Zaten teyzende aynı hamurdan ablanda. Armut dibine düşermiş anacim. Boşa dememişler"
Sadece yumruğunu sıktı Eliz. Ne diyecekti daha birkaç hafta önce öğrendiği teyzesinimi savunacaktı, yoksa bir adam için herkesi yok sayıp evini terk eden ablasını mı? Ne diyebilirdi?
Gerisin geri döndü evinin yoluna. Öyle yalandan değildi. Şimdi evi barkı başına gerçekten yıkılmıştı.
Kimdi bu dedikoduları çıkaran? Kimdi onu bu ahlaksızlıkla suçlayan?
Eliz eve birşey olmamıs gibi davranmaya çalışarak yüzünde sahte gülümseme ile girdi.
"Kızım sen misin?"dedi babası. Endişeliydi adam gelenin eşi olmasını umut etmişti.
"Evet benim baba" diye yanıtladı babasını ayakkabılarını çıkartırken.
"Annen hala gelmedi kızım çok endişelendim." Diye daha içeriye girmeyen kızına seslendi yüksek sesle. Çünkü bu sesleniş eve girmeden annene git bak demekti.
Durup düşündü o an Eliz muhtemelen yine abisinin mezarina gitmişti.
"Tamam baba anladim. Ben şimdi gider bulurum onu. Senin bir isteğin var mi? Gidip gelmeden önce yapayım?"
"Yok kızım bir an önce sen git anneni bul"
"Tamam baba ben gidip gelirim 40 dakikaya"
"Tamam kızım"
Yürüdü, yürüdü... Eliz. Kafasindakileri bir türlü atamayarak gözü kör olmuş bir şekilde yürüdü. Sonunda mezarlığın sokağına geldiğinde annesini kabristanlığın girişinden çıkarken gördü. Omuzları öyle çökmüştü ki sanki üzerinde tonlarca yükün varlığı eğmişti onu.
"Anne babama söylemeden çıkmışsın seni merak etti" biliyordu genc kız mezarlıga geleceğini ögrendiğinde üzüldüğünü.
"Geldim kızım geldim. Sanki baska gideceğim yer var da beni arar durur bu adamda. Bilir aslında nerde olduğumu ama dili varmaz be kızım abinin öldüğünü kabullenemediğinden 'abinin mezarina gitti' diyemez sana"
"Bilirim anne bilirim" diyerek basini salladı Eliz. Tüm aile bilirdi zaten bunu.
Yol boyu ikiside birdaha konuşmadı. Attılar herşeyleri içlerine.
Evin sokağına girdiklerinde kapının önündeki kalabalık karşıladı Eliz ve annesini.
O an tek aklına gelen şeyle "Babaaaa...." diye bağırdı Eliz.
"Babam, babama birsey oldu".Ama yaklaştıkça gördü asıl meseleyi. Evin yıkımı için geldikleri anlaşılan araçlar duruyordu kapıda. Onlar evin başlatılacağını dusunurken. O serefsiz evlerini kökten yok ediyordu onlara.
"Durun. Ne yapıyorsunuz? Babam içeride" diye bağırdı bu seferde ve biranda araçların önüne geçti.
Yanına gelen görevli gözünün önüne yıkım emri kararını dayadığında " babanızı dışarıya çıkardılar. Anlayacağınız şu anda evin yıkımı için bir engel yok."diyerek arkasındaki adamlara başı ile işaret verdi. O anda kepçesi kalkık halde bekleyen araç hareketlendi ve Eliz'in üzerine doğru sürüldü.
"Elizzz bırak kızım ne yapacaklarsa yapsınlar."diyerek amcası Eliz 'i çekti.
"Ama amca..."
"Şiiiittt tamam. Yalvarma bunlara"
Kenara çekilen Eliz ile birlikte araç öne doğru giderek tek katlı gece kondunun çatısından aşağıya doğru indirdi kepçeyi. O an dünya durdu. Herşey durdu. Çocukluğunun geçtiği ev gözünün önünde yok olurken sadece gözyaşı dökebildi Eliz. Yıkılan hayatını izledi.
Annesininde kendisininde dizlerinin dermanı kalmayınca kendini bırakıp dizlerinin üzerine çöktüler. Şimdi hayat yerle birdi. Hem maddi hemde manevi anlamda.
Evet umarım devam bölümlerimizide hep birlikte görüslerinizide alarak devam ederiz. Çooook uzun zamandir beklediğiniz yeni bölümümüz....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KENDİMİ SANA ADADIM
Roman d'amourOZAN EŞİNİ KIZININ DOĞUMUNDA KAYBETTİKTEN SONRA KENDİSİNİ TAMAMEN KIZINA ADAR FAKAT KIZI İLİK KANSERİNE YANİ LÖSEMİYE YAKALANIR.YAPILAN TESTLER SONUCUNDA DONÖRLERİN İLİĞİ TUTMAZ. BUNUN ÜZERİNE DOKTOR ONA İKİ SEÇENEK SUNAR YA KIZINA UYGUN DONÖRİ GÜNL...