*8.Bölüm-2.Kısım

13.5K 428 98
                                    


Eline geçen bilgilerden sonra Ozan'ın ilk işi Ela hanımın işini elinden almak olmuştu. Bu olayın üzerinden 5 gün geçmesine rağmen halen ses seda çıkmaması Ozan'ın sinirlerini hoplatsa da beklemek zorundaydı. Kahretsin ki kızı için elinden gelen tek şey buydu. Eğer planları umduğu gibi gitmezse o zaman Eliz denen kadını kendi yanına çekemeyecekti. İşte o zaman korktuğu olay başına gelecekti.

"Ozan oglum hadi gel yemek hazır"

Melda hanımın kendisini yemeğe çağırması üzerine Ozan salona geçerek kuş sütü bile eksik olmayan masanın başına oturdu. Koca evde masa başına oturan iki kişi vardı. Biri kendisi diğeri de annesi yerine koyduğu Melda idi. Çocukken bile tüm ailenin başında oturduğu bir sofrada bulunmamıştı. Daha doğrusu bulunamamıştı. Annesinin bulunduğu masalar konken partilerinin döndüğü masalardı.

Kızının da kendi hayallerini süsleyen böyle bir aile masasında oturamayacağını bilmek acı vericiydi. Bir aileye sahip olabilmek için ilk önce evin ferdlerinin kendinden fedakarlık yaparak çocuklarına zaman ayırması gerekirdi.

Yemekler çatal kaşık sesleri arasında yenilip masa başından kalkıldığında çalan kapı sesi ile Melda hanım kapıya bakmaya giderken Ozan da salondaki koltuklardan üçlü ve geniş olan koltuğa kendini bıraktı.

Tam bu sırada iceriye giren Mert ile keyfi biraz daha artmıştı. Çünkü genç adam biliyordu ki çalışanının buraya gelme sebebi Ela hanımın işten atılma emrinin gerçekleştirilmesinden dolayı idi.

"Ozan bey..." diyerek duraksayan Mert aslında patronunun beklediği haberin tam aksi ile gelmişti.

"Ela hanım dediğiniz gibi 5 gün önce işten çıkartıldı. Fakat Ela hanım eşinin kardeşi sayesinde yeniden bir iş buldu."

"E ne duruyorsunuz o zaman? Gidip iş verenine söyleyin ya da reddedemeyeceği bir meblâ teklif edin ve kadını işten çıkartsınlar"

"Denedik efendim. Denemez olurmuyuz? Fakat yaşlı adam nuh diyor peygamber demiyor."

Sinirle ayağa fırlayıp odanın içerisinde turlamaya başladı. Bir müddet odada Ozan'ın ayak seslerinden başka hiçbir şey duyulmadı. Ardından "Öyleyse borçlu oldukları bankanın müdürü ile bir görüşme sağlamanı istiyorum. Hemen"

"Peki efendim."

Odadan çıkan Mert'in ardından Ozan pencereye yanaşarak "Bunu sen istedin Eliz. Güzellikle sana sunduğum teklifi kabul etseydin, bu saatten sonra olacaklar başınıza gelmeyecekti." 

Ozan kendi yaptığını bir teklif olarak nitelendirse de' onun yaptığı dayatmaydı. Çünkü genç kıza başka hiçbir seçenek bırakmamıştı.

*******

Eliz BENER

"Eliz ben çıkıyorum kızım" diye ayakkabılığın önünde ayakkabılarını giyen annesine yetişip "Peki anne. Allah işini rast getirsin."diye şans diledi.

"Amin kızım. Evi sildim. Asılacak çamaşırlar ve yemek kaldı. Artık sen onları halledersin. Daha fazla gecikipde Mülayim dedeni zor durumda bırakmayayım."

"Sen git tabi bekletme Mülayim dedeyi. Allah razı olsun şu zor zamanda bize kapısını açıp rıskını paylaştı."

"Öyle kızım öyle Allah ondan bin kere razı olsun. O olmasa bu ayın banka taksidini denkleştirip ödemem imkansızdı. Aylığımı aldığımda ilk işim bankaya gidip yatırmak olacak. Zaten aldığımda verilen süreyi geçmiş olacağız. Banka bize 5 gün daha vermeseydi bitmiştik. Bari bu işi elimizden almasınlar"

"Alamazlar anne sen Mülayim dedeyi bilmezmisin ki inatçının tekidir. Kendisi istemediği sürece seni kimse atamaz oradan"

Gülerek "Haklısın kızım. Boşuna demiyorlar Keçi Mülayim diye"

Sonunda Ela hanım yeni bulduğu iş olan kumaşçı dükyanına doğru yol alırken Eliz de babası uyanmadan evdeki işleri bir an önce bitirebilmek için işe koyulmuştu.

Tabi diğer tarafta olan banka müdürü ile görüşmeden habersiz olan Ela hanım ve Eliz hayatlarını bir düzene sokmaya çalışıp duruyorlardı.

"Ozan bey dediğim gibi bankamız 5 gün mühlet verdi. 5 gün içerisinde eğer bankaya para yatmazsa işte o zaman dediğiniz gibi haciz işlemlerini başlatırız. Ama şu anda elimizden hiçbirsey gelmez."

Ozan saatlerdir banka müdürü ile konuşmasına rağmen bir türlü aklındakini devreye sokamamıştı. Ama eninde sonunda planları olacaktı. Eğer haciz işlemlerinin başlaması için bankaya paranın 5 gün içerisinde yatırılmaması gerekiyorsa o da paranın bankaya gelişini engelleyecekti.

4 GÜN SONRA

"Anne ben gideyim istersen bankaya?"

"Yok kızım ben gidip yatırayım da içim rahat etsin"

"Tamam sen bilirsin anne."

Ela hanım elindeki parayıda harcamamak için 4 sokak ötedeki  bankaya doğru yürüyerek yol alırken arkasından kendisini takip eden kişiden de habersizdi.

Yürüdüğü dar sokaklar havaların sıcaklığından dolayı sessiz ve boştu. Bu durum para taşıyan herkesi tedirgin ettiği gibi Ela hanımıda tedirgin ediyordu.

Ela hanım bu düşüncelerle çantasına sıkı sıkı sarılmış içinde değerli birşey olduğunu belli edercesine telaşla hızlı adımlarla ilerlerken birden karşısında bıçakla beliren yüzü bereli adam ile başından aşağıya kaynar suların dökülmesi bir olmuştu.

Birkaç saniye donup kalsada hemen arkasını dönüp kaçmaya çalışmıştı ki hemen arkasında duran adama çarpmasıyla korkudan olduğu yerde kalmıştı.

Önünü kesen adam yanına yaklaşıp "Teyzeciğim ne var o çantanın içinde de bukadar sıkı sıkıya sarılmış alel acele yürüyorsun?"

"Hi...hiç hiçbir...şey yok eşimin ilaçları sadece"

Ela hanımın üzerine çarptığı adam "Eminim öyledir. Şimdi çantayı bize ver de bizde bakalım bir dayının ilaçlarına"

"Olmaz"diye istemsiz olaram tepki gösteren Ela hanıma "Ehh yettin ama ha" diyerek elindeki keskin olduğu parlamasından belli olan bıçakla " şunu sana saplamamı istemiyorsan eğer, o çantayı bize ver"diye tehdidini savurup kadının kucağında tuttuğu çantayı hızla çekip almış ve iki hırsız da oradan hızla uzaklaşmıştı.

Ela hanim girdiği şokun etkisinden kurtulup "İmdat! Hırsız var. Çantamı çaldılar.." diye bağırıp duruyor ve yaşının izin verdiğince hırsızların peşinden koşmaya çalışıyordu.

Ela hanım koştukça hırsızlar daha da hızlanıp gözden kaybolmuştu. Tüm bu koşuşturmaya ve strese dayanamayan Ela hanım ise bir anda kendisini yerde bulmuştu. Simdi hayatında bayılmasına sebep olan kararan gözlerinden daha büyük bir sorun vardı. Sanki tum aile bir kara bulutun altinda sıkışıp kalmıştı.

KENDİMİ SANA ADADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin