Verilen emir söylenecek bir söz, yapılacak bir açıklama bırakmamıştı. Katherine; büyüdüğü, hayatının en güzel zamanlarını geçirdiği yerden ayrılmak zorundaydı. Stafford cehennemine dönüyordu. O, bir köşede başına gelecekleri idrak etmeye çalışırken hizmetçiler tarafından eşyaları toplandı. Emma ve Elena ile gözyaşları içinde vedalaşıp onun yüzünden maruz kaldıkları hakaretler için özür diledi. Babasıyla aynı arabada geçirdiği uzun yolculuk ise katlanılamayacak bir işkenceydi.
Sonunda hayattaki en kıymetli varlığını, annesini kaybettiği yere geldiğinde yaşlı gözlerle taş duvarlara baktı. Fakat etrafını incelemesine izin verilmeden kolundan sürüklenerek kaleye götürüldü. Annesinin ve onun izlerinin büyük bir ustalıkla silindiği büyük salonda sanki tamamen yabancısı olduğu bir yere ilk defa gelmiş gibi hissetmekten kendisini alamadı. Anıları nereye kaybolmuştu? Anlaşılan Robert'ın burada kurduğu yeni hayatta Katherine'in bir yer bulması mümkün değildi. Zaten sadece birkaç ay sonra evlenecekti. Babasının yeni karısıyla ve henüz beş yaşındaki oğluyla tanıştığında kalbindeki sızıyı hissetmemeye çalıştı. Bu adamdan nefret ediyordu. Annesine ve ona yaşattığı hiçbir şeyi unutmayacaktı. Fakat aynı zamanda ondan esirgediği sevgiyi başkalarına sunmuş olması istemese de canını yakıyordu.
Leydi Jane iyi bir kadındı. Sağlıklı bir görüntüsü vardı ve güler yüzlü, sevecen tavırlarıyla Katherine'i iyi karşılamıştı. Güzel değildi ancak sevimli diye tarif edilebilirdi. Kardeşi Edward da Katherine'e istemsizce kendi küçüklüğünü hatırlatmıştı. Ona benzemiyordu ama bakışlarındaki çekingenlik ve sessiz duruşu, genç kıza bu kalede çürüttüğü çocukluğunu düşündürtmüştü. Robert rezil davranışlarına katlanamadığı kızını Jane'e emanet ederek açıkça kalede geçireceği süre boyunca karşısına çıkmamasını istemişti. O andan itibaren Katherine ve Jane gerçekten arkadaş oldular.
Genç kadın karşısındaki kıza kocasının haksızlık yaptığının farkındaydı. Ama bunu dile getirmesi imkânsızdı. Robert davranışlarının eleştirilmesinden nefret ederdi. Jane bu kadar itaatkâr ve sessiz bir kadın olmasaydı şüphesiz hayatı cehennemden farksız olurdu. Katherine Robert'ın ithamlarının aksine oldukça bilgili, terbiyeli bir kızdı. Fransızca ve Latince biliyor ayrıca şiirden, resimden yani sanattan anlıyordu. Biraz sıskaydı fakat pürüzsüz teni, iri, su yeşili gözleri, uzun, biçimli kirpikleri, dolgun dudakları ve çevresindeki tüm kadınları kıskandıracak altın sarısı, dalgalı saçları vardı. Ürkek tavırlarından vazgeçip gerçek bir kontes gibi davranmayı öğrendiği gün herkes tarafından hayranlıkla izlenecek bir genç kadına dönüşecekti. Büyüdükçe güzelleşeceğini tahmin etmek zor değildi. Fakat en büyük kusuru masumiyetiydi. Bu saf bakışlarla nasıl hayatta kalmayı başarabilirdi? Zengin ve güçlü bir adamla evlenmesi yeterli değildi. Evlendiğinde kocasını elinde tutmalı, en azından bir varis doğurana kadar başka kadınlara gitmesine engel olmalıydı. Ne yazık ki henüz çok küçüktü, yeterince acı çekmeden hayatla savaşmayı öğrenemeyecekti.
***
Katherine yaz bitene kadar kalenin ve bir zamanlar tüm vaktini oyun oynayarak geçirdiği kocaman bahçenin dışına çıkmadı. Saray modası, evlilikler, flört, dans ve gerçek bir soylunun diğer tüm sorumlulukları hakkında Jane'den eğitim aldı. Babası tarafından edepsiz olmakla suçlanmıştı ve aslında erkekler hakkında yeni öğrendiği bilgiler yüzünden artık daha az edepli bir kız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdi. Ayrıca Robert'ın şiddetine yakından tanık olmuş, bir erkeğin ne kadar canileşebileceğini bizzat görmüştü.
Eylül ayına dek Jane'in verdiği sarayda hayatta kalma dersleri yoğun bir şekilde devam etti. Bu sırada geleceği ile ilgili verilen karar da kesinleşti. On beşinci yaş gününden hemen sonra Robert ile birlikte Gloucester'a gidecekti. Nişanlısı ile evliliğinin gerçekleşmesi için Dükle görüşülecekti. Evlilik anlaşmasının bozulması durumunda ise Kraliçe Mary'nin nedimelerinden biri olacak, böylece kendisine saraydaki soylu erkeklerden birini seçip koca bulabilecekti. Robert'ın isteği belliydi. Katherine ne şekilde olursa olsun en kısa zamanda uygun bir adamla evlenerek babasının sorumluluğundan çıkacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafesteki Cennet (Tamamlandı)
Historical FictionKatherine Jane Wright; henüz altı yaşındayken kaderine karar verilmiş bir genç kadındı. Aynı yaşta annesizliği tatmış, kârlı bir evlilik anlaşması karşılığında kendisi gibi her şeyden habersiz bir oğlan çocuğuyla nişanlandırılmıştı. Zalim bir babanı...