Gloucester Dükü Jordan Henry Wilson'ın doğum günü için verilen ziyafet St. Briavels Kalesi'nin yıllar sonra ilk kez misafirlerle dolmasına neden olmuştu. Fones kardeşler dışında gelen soylular da vardı. Jordan'ın himayesindeki bazı şövalyeler, eski arkadaşları kalenin büyük yemek salonunu doldurmuşlardı. Katherine'in minik eli kocasının avuçları arasındaydı ve ait olduğu yerde, onun yanındaki tahtında oturuyordu.
Adam kalabalığın arasında nefes almak istercesine başını karısına yaklaştırdı. Yemek, şarap ve bira kokusuna karışan kalabalığın ağır kokusunun değil Katherine'in güzel yasemin kokusunun içine dolmasını istiyordu. Amacına ulaşınca keyifle arkasına yaslandı. Amy ile sohbet eden leydinin yüzündeki samimi gülümsemeyi hayranlıkla izledi. Altın sarısı saçlarına vuran şamdanların ışığını, öpmek için kıvranmasına neden olan gamzelerini... Etrafındaki herkesi kovup sadece ikisinin kaldığından emin olduğunda güneş doğana dek karısını izlemek istiyordu ya da herkesin içinde kucağına alarak insanlardan uzağa, odalarına götürmek... Ne zaman bu kadar vahşi bir adam olmuştu bilmiyordu. Eskiden vaktini öldürdüğü tüm eğlenceler gözünde değerini yitirmişti. Katherine dışındaki her şeye olan ilgisini kaybetmişti. Bu yüzden gecenin biteceği anı sabırsızlıkla bekliyordu. Özellikle Katherine'in Aidan'ın gözlerinden uzağa gideceği anı...
Katherine tüm dikkatini Amy'e vermiş gibi görünse de her zamanki gibi Jordan'ın hareketlerini gözlemliyordu. Birkaç gündür hayatı fazlasıyla tuhaflaşmaya başlamıştı. Yeni insanlarla tanışmış hatta arkadaş olmuştu. Çiftlikte büyümüş bir kıza göre oldukça başarılı olmuştu. Onu tanımayan biri hayatının tamamını sarayda geçirdiğini söyleyebilirdi. Ayrıca insanları görünüşlerine göre yargılamaması gerektiğini de öğrenmişti. Özellikle soylular arasında tahmin edilemeyen insanlar beklenmedik tepkiler verebiliyordu. Bu duruma en iyi örnek ise Amy Fones'du. Genç kadın nefes kesici bir güzellik ve zarafete sahipti. Ancak insanlara bir soylunun kibriyle ya da soğukluğuyla yaklaşmıyordu. Katherine Jordan'ı ondan kıskandığı için kendisine inanamıyordu. Kesinlikle birbirlerine değer veren iki kuzen olmak dışında herhangi bir yakınlıkları yoktu. Üstelik Amy Katherine'in uzun zamandır ihtiyaç duyduğu arkadaşlığı ona vermişti. Birlikte modadan, sanattan ve onların yaşlarındaki genç leydilerin ilgisini çekebilecek her konudan konuşabiliyorlardı. Birkaç gün içinde birçok şey öğrendiğini söyleyebilirdi. Fakat aynı şey Hannah Fones için geçerli değildi. Ablasının aksine soğuk ve mesafeli bir kızdı. Ayrıca Jordan'a olması gerekenden yakın durmaya çalışıyor gibiydi. Belki de Katherine fazla kıskançtı, bilmiyordu. Yine de Jordan'ın kıza gösterdiği ilgi gün içerisinde onları sürekli gözlemlemesine neden oluyordu. Tam olarak ne zaman bu hale geldiğini bilmiyordu fakat kocasının etrafındaki hiçbir kadına tahammül edemiyordu.
Amy'nin saray maceralarından bir diğerini dinlerken çiftlerin ilk dans için yerlerini almaya başlamaları üzerine Jordan'ın daha önce söz verdiği gibi Amy'i dansa kaldırışını izledi ve Aidan'ın uzattığı elini tutarak kendisi de genç adamla birlikte insanların yanına gitti. Kont Fones iyi bir adamdı. Eğlenceli ve zeki biriydi. Her zaman Katherine'i güldürmeyi başarıyordu. Bugün de dans sırasında küçük bir sohbet fırsatını kaçırmamıştı.
"Merak ediyorum Leydim, kocanız topraklarından sağlıklı bir şekilde ayrılmama izin verecek mi?"
"Bu konuda neden endişelendiğinizi anlamadım. Bunun için bir sebebi olmadığı sürece kocamın kimseye zarar vereceğini sanmıyorum."
Kadının alaycı sesine gülerek karşılık verdi ve sanki çok önemli bir sırrı paylaşıyormuş gibi sesini tamamen kıstı.
"Tam olarak bu yüzden endişeleniyorum. Dük Wilson'ın kıymetli hazinesiyle tanışma fırsatına erişen nadir insanlardan biriyim ve şu an onunla dans ediyorum. Kocan sana dokunan ellerimi bedenimden ayırmak istiyor gibi duruyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafesteki Cennet (Tamamlandı)
Historical FictionKatherine Jane Wright; henüz altı yaşındayken kaderine karar verilmiş bir genç kadındı. Aynı yaşta annesizliği tatmış, kârlı bir evlilik anlaşması karşılığında kendisi gibi her şeyden habersiz bir oğlan çocuğuyla nişanlandırılmıştı. Zalim bir babanı...