21-Kalp Kırıkları

9.2K 861 88
                                    



Jordan, günlerdir süren uykusuzluğuna aldırmadan gecenin karanlığında bedeninin her noktasını sızlatan soğuk eşliğinde atını dörtnala koşturuyordu. Yaklaşık iki buçuk gündür yoldaydı ve neredeyse hiç durmamıştı. Atları çatlatmamak için yol üzerinde değiştirmesi gerekmişti, ama buna rağmen yetişememekten korkuyordu. Yolculuk sırasındaki kötü hava şartları yüzünden haberci, Katherine'in mektubunu geç ulaştırabilmişti. Okuduklarına inanamıyordu, genç adam. Yıllardır normalin altında vergi toplanan, her zaman anlayışla yaklaşılıp özgür bırakılan insanları, şimdi nasıl isyan hazırlığında olabilirlerdi? Babasından devraldığı mirasın ilk yılında ona nasıl ihanet etmenin hazırlığında olabilirlerdi? Hangi cüretle baş kaldırmaya cesaret edebiliyorlardı? Mahsulün ziyan olması, beklenmedik bir şeydi, evet, ama Jordan, bundan haberdar değilken onlara nasıl yardım edebilirdi? İnsanların sadakat ve saygıları, karşılaşılan ilk zorlukta onları isyana sürükleyecek kadar az mıydı? Genç adam, hayal kırıklığıyla doluydu.

Onlara zarar verebileceklerine inanmıyordu, ama yine de Katherine ve Meredith için endişeleniyordu. Karısıyla kızı, onun dünyasıydı. Aylardır tüm çabası onların hakkı olan mirası korumak ve rahat içinde yaşamalarını sağlamak içindi.

Adamlarıyla birlikte tanıdık orman yolunu geçip kalenin surlarını gördüğünde karşılaştığı manzara, kalbinin şimdiye dek hiç bilmediği bir korkuyla dolmasına neden oldu. Meşaleler, geceyi aydınlatıyordu ve birbirine girmiş insan sesleri, kulak tırmalayıcıydı. Etrafta koşturanları gördüğünde dehşet içinde muhafızlarına emir verdi. Hiçbir saldırı planı düşünmeden kılıcını eline alarak kalenin etrafını kuşatmalarını söyledi. Katherine, içeride olmamalıydı. Kişisel hizmetkârlarıyla birlikte çıkmış ve ormanın güvenli bir noktasına saklanmıştı, değil mi? Karısı, şu an kızıyla birlikte onun dönüşünü bekliyor olmalıydı. Bu isyana karışan herkese bedelini kendi elleriyle ödetecekti. Adamları etrafa saldırırken o da önüne çıkan herkesi kim olduğunu önemsemeden kılıçtan geçirdi. Nihayet avlunun ortasına ulaştığında hiç düşünmeden atından indi. Adamları tarafından korunup korunmadığıyla ilgilenmiyordu ya da eski savaş yarasının kılıcını kullanışını kısıtlaması, umurunda değildi. Tek istediği, karısının ve Meredith'in odasını boş görmekti. Onların bu karmaşadan zarar görmeden çıktıklarından emin olmak zorundaydı. Önce ayakları, onu karısıyla paylaştıkları yatak odasına götürdü. İçeride kimse yoktu. Katherine'e ait mücevherler ve elbiseleri etrafa dağılmıştı. Odadaki büyük ayna kırılmıştı, ama Katherine'e dair hiçbir iz yoktu. Ancak odadan çıkıp boş koridorda Meredith'in odasına doğru ilerlediği sırada yerdeki kan lekelerini ve bir köşede kıpırdamadan yatan Daniel'ı fark etti. Kulaklarına dolan çığlıksa mantığının tamamen bedenini terk etmesine neden oldu. Peşinden kimin geldiğini ya da içeride kaç kişi olduklarını bilmiyordu.

Gördüğü manzara, önce kanını dondurdu ve Jordan, göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir süreyi kıpırdamadan gördüğü şeyi idrak etmek için harcadı. Katherine'in kolları ve bacakları, iki adam tarafından tutulmuştu. Üçüncüsü ise başını karısının göğüslerine gömmüş bir eliyle gırtlağını sıkarken diğeriyle eteğini kaldırmaya çalışıyordu. Jordan, öfkeden delirmiş halde Katherine'e dokunan tüm elleri kesmek üzere hamle yaptı. Adamların ilki, onun gelişini henüz fark edemedikleri için sırtına saplanan kılıçla ilk hamlede can verdi. Diğeri, kendisini savunmak için Katherine'i bırakmak zorunda kaldı, ama o an hiçbir savunmanın Jordan'ın öfkesi karşısında şansı yoktu. Jordan, adamı öldürmek için hamle yapacakken bu görevi yardıma gelen adamlarına bırakarak karısına tecavüz etmeye çalışan pisliğe yöneltti tüm nefretini. Omzundan kavradığı adamı Katherine'in üstünden alarak kılıcının arkasıyla yüzüne vurdu önce. Yumruklarını savuşturarak karısının gırtlağını sıkmaya cüret ettiği sağ koluna derin bir kesik açtı. Adamın yarısı çözülmüş pantolonu, bu dövüş sırasında dizlerine kadar düşünce Jordan, tiksintiyle bakarak bir an bile tereddüt etmeden kılıcını onun erkekliğine sapladı. Duvar kenarına yığılıp acı içinde can çekişen adamı arkasında bırakarak yardım etmek için Katherine'e yöneldi. Fakat bunun için geç kaldığını görebiliyordu. Karısını tecavüzden kurtarmak, incinmesini önlemeye yetmemişti. Katherine, yerde tüm çaresizliğiyle bebeğinin ve kendisinin kanının ortasında oturuyordu. Jordan, o an bu görüntüyü ömrünün sonuna dek hiçbir zaman unutamayacağını düşündü. Sevdiği kadının onun yüreğini binlerce parçaya ayıran feryadı, kulaklarında yankılanırken onu kollarının arasına alıp sakinleştirecek gücü kendisinde bulamayıp tüm acizliğiyle yanına diz çöktü.

Kafesteki Cennet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin