Sabah güneşinin aydınlattığı odada gözlerini açan Jordan, pencerenin kenarında kırmızı elbisesi içinde duran karısının saçlarına yansıyan ışığı izleyerek gülümsedi. Yaralandığı günden beri Katherine'in ona karşı davranışları iyice değişmişti. Çekinmeden her fırsatta ilgisini gösteriyordu ve onun sağlığı için sürekli endişeleniyordu. Gözle görülür şekilde duygusallaşmıştı. Sanki gözyaşları akmak için hazır halde bekliyordu. Yine onun uyandığını fark etmeden tüm dalgınlığıyla dışarıyı izliyordu. Jordan, yataktan sessizce çıkarak yaklaştı ve karısının beline sarılıp boynundan öperek fısıldadı.
"Günaydın, Leydim."
"Jordan! Henüz erken, neden bana haber vermeden yataktan çıktın?"
Karısının ona kırılgan, narin bir eşyaymış gibi davranması ve endişe içinde onun her hareketini izlemesi, itiraf etmek zorundaydı ki artık biraz can sıkıcı olmaya başlamıştı. Katherine, geri çekilerek yüzüne bakmış ve gözlerini vücudunda gezdirerek iyi olup olmadığını anlamaya çalışmıştı.
"Ben iyiyim, Kate, gerçekten abartıyorsun."
Karısının onun için korktuğunu biliyordu, ama genç kadının gözlerine yerleşen endişeden hoşlanmıyordu.
"Sadece senin sağlığını düşünüyorum. Ayrıca bu sabah biraz gerginim. Özür dilerim."
Bu gerginliğin sebebini biliyordu, Jordan. Kızı Meredith St. Briavels Kalesi'ne bugün gelecekti. Katherine'e defalarca söylemişti, bunu yapmaya mecbur değildi. Meredith, Jordan'ın kızıydı ve Katherine'in onunla ilgilenmesini kimse beklemiyordu. Ancak genç kadın, ısrarcıydı. Kocasının hayatta en değer verdiği insan, kızıyken onun yüzünden bir babayla kızı ayrı kalamazdı. Onların birbirlerine ihtiyaçları vardı ve Katherine, ikisini ayıran kişi olmayacaktı.
"Kate, hâlâ vazgeçebilirsin, biliyorsun, değil mi?"
"Daha kaç kez konuşmamız gerekecek? Meredith, senin kızın ve onun da her çocuk gibi babasına ihtiyacı var. Üstelik annen de benim yüzümden onu göremiyor. Küçük bir çocuğun babasıyla yaşamasına engel olacak kadar kalpsiz değilim. Bir ihanetin sonucu olabilir, ama ihanete uğrayan kadın ben değildim. Çocuk yeterince büyüdüğünde her şey çok daha zor olacaktır. Bu yüzden şimdiden birbirimize alışmamız gerek."
Konuşurken daha çok kendisini ikna etmeye çalışıyor gibiydi, Katherine. Jordan da bunu fark ederek sordu.
"Bu yüzden mi heyecandan titriyorsun?"
"B... Ben sadece..."
Yenemediği heyecanı yüzünden bedeninin gösterdiği tepkiyi kontrol edememenin sıkıntısıyla doldu, Katherine. Meredith'in henüz küçük bir bebek olduğunu biliyordu. Bu yüzden şimdilik sevilmeme korkusuna kapılması gereksizdi, ama onu asıl endişelendiren, kendi kalbinden geçirecekleriydi. Kocasının kızını yeterince sevememekten korkuyordu. Çocukla arasında duygusal bir bağ oluşmazsa nasıl hayatı boyunca onunla aynı çatı altında yaşayacaktı? Meredith, Jordan'ın kızıydı ve Katherine, onun bu konumun gerektirdiği şekilde yaşaması için elinden geleni yapacağına dair kendi kendisine söz vermişti. Şimdi onu korkutan şey, bu sözü yerine getirememekti. Ayrıca küçük kız yeterince büyüdüğünde onu sevmezse ve kabul etmek istemezse ne olacaktı? Belki de bu iyi bir anne olamama korkusuydu. Çünkü Katherine, Meredith'in annesi olmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafesteki Cennet (Tamamlandı)
Narrativa StoricaKatherine Jane Wright; henüz altı yaşındayken kaderine karar verilmiş bir genç kadındı. Aynı yaşta annesizliği tatmış, kârlı bir evlilik anlaşması karşılığında kendisi gibi her şeyden habersiz bir oğlan çocuğuyla nişanlandırılmıştı. Zalim bir babanı...