9-Nehir Perisi

15.6K 1.1K 252
                                    



Uykusuz geçen bir gecenin ardından şafak vaktinin griliğinde şömine ateşinin odasının tavanında yarattığı gölgeleri izliyordu, Katherine. Kararını vermişti. Jordan için istediğinde hayatına dahil edebildiği, hayatındaki önemsiz bir ayrıntı, hatta fazlalık olmayacaktı. Bunun için ona vârisler doğurmalı, aciz bir zavallı gibi dilenerek değil, uğruna savaşılarak elde edilen bir kadın olmalıydı. Jordan'ın sahip olduğu her şeye tam anlamıyla ortak olmasının tek yolu buydu. Hak ettiği saygıyı görecekti ve bir daha kimsenin gücü onu bir köşeye itmeye yetmeyecekti. Başka türlü yeterince değerli ve vazgeçilmez olması mümkün değildi.

Kocasını kendisine âşık etmek için her şeyi yapacaktı. Ancak kalbini kazanıp onu ele geçirdiğinde Katherine'i elde ettiğini düşünmesini sağlayabilirdi. Tabii önce herkesin gözü önünde Jordan'ın onun etrafında pervane olması gerekiyordu. Katherine, bunun için yeterince güzel ve akıllı olduğunu biliyordu. Fakat asıl mesele, Jordan'ın hayallerindeki kadın olmaktaydı.Katherine, bunu başarmak zorundaydı. Oynayacağı oyunun tehlikeli olduğunun farkındaydı, fakat başka çaresi yoktu. Aksi takdirde hiçbir zaman tam olarak güçlü olup kendi hayatını yönetemezdi.

***

Düşes, çıktığı merdivenler yüzünden nefes nefese kalmıştı. Tüm gece uyumamış, Katherine ve Jordan'ı bir araya getirmek için çözüm aramıştı. Uyanık olduğundan emin olduğu Katherine'in kapısını çalarak içeri girdi. Genç kız, tahmin ettiği gibi kollarını göğsünde birleştirmiş, şömine karşısında yüzünde ciddi bir ifadeyle düşüncelere dalmıştı. Onu gördüğünde toparlanarak şaşkın gözlerini kadının üzerine çevirdi. Tartışmaya hazır, dik bir duruşla konuştu.

"Leydim, eğer buraya sizinle gelmem için ısrar etmeye geldiyseniz..."

"Hayır, Kate, bu konuda düşüncelerini dün gece açık bir şekilde ifade ettin. Hasta bir kızı peşimden sürükleyecek kadar zalim bir kadın değilim. Oğluma da aynen bu şekilde söyleyeceğim. "

Katherine, duydukları üzerine yüzündeki ifadeyi yumuşatarak Martha'ya yaklaştı ve elindeki kalın kâğıt destesini gördü.

"Elinizdekilerin ne olduğunu öğrenebilir miyim?"

"Sana yazılmış mektuplar, artık bende durmalarını istemiyorum. Senin için yeterince sakladım."

"Attığınızı sanıyordum."

Düşes, gülümseyerek aralarındaki kısa mesafeyi tamamen kapadı.

"Onlar oğlumun mührünü taşıyor, kendi el yazısıyla karısına yazdıklarını hiç okunmadan atmak gibi bir saygısızlık asla yapmam."

Katherine'in ilgisi gittikçe artmaya başlamıştı, çünkü Martha'nın elinde kızın tahmin ettiğinden çok daha fazla mektup vardı.

"Siz okumadınız mı? Bu kadar çok mektup öylece aylardır okunmadan duruyor mu?"

"Senin isteğin doğrultusunda okunmadı. Elbette sana yazılmış satırları, kocanla özelinizi okumadım, Kate."

"Neden şimdi getirdiniz?"

"Çünkü artık saklamak istemiyorum. Onlar senin ve onlarla ne yapacağına sen karar vereceksin. İstersen hepsini tek tek okur, kocan hakkında bilgi sahibi olursun. Onun sana sayfalarca ne yazdığını öğrenirsin. Ya da şimdi bu şöminenin ateşine atarak hepsini küle çevirirsin. İki seçeneği de beğenmediysen kilit altında bir kutuda saklayarak çürümelerini de bekleyebilirsin."

Katherine, avuçlarının içine bırakılan destenin ağırlığını kalbinde hissederek yutkundu. Şömineye doğru adım atmak için başını çevirdiğinde ise Martha'nın sesi, yeniden kulaklarına doldu.

Kafesteki Cennet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin